İçecekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

SÜTÜN FAYDALARI VE ZARARLARI

Bebeklik ve Çocukluk Döneminde Süt Tüketimi

Dünyanın en yararlı içeceği süt, insanların doğumlarından itibaren aldıkları ilk besindir. İlk günlerinde annelerinin sütüyle beslenen bebeklere, daha sonraları hem anne sütü hem de hayvani sütler verilir. Süt bebeklerin narin vücutlarını sağlamlaştırır, güçlendirir.

Çocukluk döneminin ilk birkaç yılının, bir çocuğun gelecekteki sağlıklılığı üzerinde hayati bir önemi vardır. Gıdalar ve gıdaların önemli besin öğeleri, kuvvetli kemik ve diş, sıkı kas ve sağlıklı doku oluşturmaya yardım eden maddelerdir.

Memeden kesilen çocuğun gıdasının önemli bir parçası olmaya devam eder. İki yaşın altındaki çocuklara tam yağlı süt verilmelidir. Çünkü sütteki yağın sağlayacağı enerji ve vitamin A’ya ihtiyaçları vardır. 2 yaşından sonra daha çeşitli gıdalarla beslenmeye başladıklarından diyetlerine yavaş yavaş yarım yağlı süt girebilir.

Ergenlik çağında besinlere ihtiyaç oldukça yüksektir. 12.5-15.5 yaş arasında erkek çocuklar daha hızlı büyürler ve yılda 10cm’ye kadar boyları uzayabilir. Büyüme hızı kızlarda biraz daha azdır.

Gençlerde Süt Tüketimi

Gençler için sağlıklı bir beslenme düzeni, mümkün olduğunca besleyici değeri yüksek olan çeşitli gıdaları içermelidir. Ergenlik çağında kalsiyum ihtiyacı kemiklerin büyüme ve gelişmesine bağlı olarak özellikle çok yüksektir.

Günde 500 ml. süt veya eşdeğer miktarda peynir veya yoğurt, gençlerin kalsiyum ihtiyacını karşılayacaktır. Küçük bir kase yoğurt veya küçük bir parça peynir bir bardak sütün yerine geçebilir.

Süt aynı zamanda, enerji, protein ve çeşitli vitaminleri de sağlar ve yemek arası içecek olarak dişleri de korur.

Yaşlılık Döneminde Süt Tüketimi

Süt ve süt ürünlerinin uyumluluğu, çeşitliliği ve besleyici olması, bu ürünleri yaşlılar için de değerli kılmaktadır.

Yaşlı kimselerin besin ihtiyaçları genellikle daha genç yetişkinlerin ihtiyaçları ile benzerdir ve vitamin D dışında 65 yaşın üzerindeki kişiler için spesifik bir tavsiye yoktur. Enerji alımı azaldığında, diğer besinlerin alımı da düşecektir ve yetersiz beslenme riski artacaktır. Çeşitli besinleri baz alan dengeli bir diyet önemlidir.

Süt ve süt ürünleri gıdalara ilgisini kaybeden kişiler için özellikle önemlidir. Süt çeşitli gıdalarda çeşitli pişirme şekilleri ile kullanılabilir. Soslarda, puddinglerde, kahvaltılarda veya soğuk ve sıcak içeceklerde kullanılabilir. Süt ve peynir besleyiciliği arttırmak için diğer gıdalara eklenebilir (çorbalar, püreler gibi).

Yararları

* Kemik erimesini önler

* Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir

* İshali tedavi eder

* Mide rahatsızlıklarını giderir

* Sindirim sistemini düzene sokar

* Ülseri önler

* Beyine enerji verir

* Diş çürüklerini önler

* Kronik bronşiti önler

* Tansiyonu düşürür

* Yağsız süt, kolesterolü düşürür

* Kanserin önlenmesine yardımcı olur

Bileşimi

Süt Kompozisyonu Analizi, 100 gram için:

Bileşenler Birimİnek KeçiKoyunBufalo
Su           gram87,888,98381,1
Protein   gram3,23,15,44,5
Yağ        gram3,43,568
Karbonhidrat  gram4,84,45,14,9
Şeker (Laktaz)  gram4,84,45,14,9
Doymuş   gram2,42,33,84,2
Tek-doymamış gram1,10,81,51,7
Çoklu-doymamış gram0,10,10,30,2
Kolesterolmg1410118
Kalsiyumiu120100170195

Kaynak : tr.wikipedia.org


Sütün Zararları

Anne sütünden bahsetmiyoruz, o inanılmaz faydalıdır ve tartışılamaz.

Sütü üreten hayvan bedeni insan bedeniyle ters bir yapıya sahiptir. Bir buzağı 18 ay sonra tam bir yetişkin haline gelirken, insan buna 18 yılda ulaşır. Bu bile sütün aslında bizim bedenimize göre farklı olduğunu gösterir.

Sütün içinde kazein diye bir madde vardır ve insan midesi bunun asla tamamını sindiremez. Bir bebek midesi bile ancak %40'ını sindirebilir. Ayrıca süt ince bağırsakta balgam yapar ve gözenekleri tıkar. Buradaki sindirimi de engeller yani.

Ayrıca sütte kalsiyum olduğunda deneylerle ispatlanmış bir yalandır. Yapılan bazı klinik deneylerde 1500 çocuğun üzerinde yapılan bir araştırma süt içenlerle içmeyen çocukların arasında kalsiyum bakımından hiçbir farkın olmayışıdır.

KİRAZ SUYUNUN FAYDALARI

Kiraz Suyu Nelere İyi Gelir?

Çok faydalı bir idrar söktürücü olan kiraz, vücut içerisinde depolanan çeşitli zararlı ve zehirli maddelerin vücuttan atılmasını sağlamaktadır. Kiraz bu özelliğiyle genellikle içerisinde ürik asit ve ürat tuzların vücuttan atılmasına imkan sağladığı için romatizma, gut hastalığı ve çeşitli kalp damar hastalıklarının tedavisinde de faydalanılmaktadır.

Bunun dışında kirazın bir başka yararlı özelliği ise kabızlık problemini gidermesidir. Farkında olmadan bayat tüketilen besinlerin, pastırma, sosis ve sucuk gibi sakatat olarak tabir edebileceğimiz gıdaların vücuda verdiği zararlı maddeleri temizlemesinin dışında kanın içerisindeki maddelerin dengelenmesini ve cilt yüzeyinde meydana gelmiş sivilcelerin kurumasında da önemli rol oynamaktadır.

Kiraz suyunun özellikle yüz ve boyun bölgelerine uygulanması, yaşlanmayla beraber oluşacak olan kırışıkların önlenmesinde veya hali hazırda bulunan lekelerin veya izlerin giderilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bunun dışında vücudumuzun hastalıklarla baş ettiği dönemde salgıladığı bir takım maddelerin zararlı kalıntılarını temizleyen kiraz çok sigara tüketen kişilerin vücudunda depolanan nikotinin de atılmasına yardımcı olmaktadır. Bu özelliği sayesinde özellikle karaciğerinin yükünü hafifleten kiraz hastaların hem daha çabuk hemde daha sağlıklı bir şekilde iyileşmesine imkan sağlamaktadır.

Son özelliği ise içerisinde bol miktarda fosfor maddesi bulunduğu için kişileri yatıştırıcı ve sakinleştirici bir etkisi olduğudur. Özellikle geceleri sıkıntıdan uyuyamayan kişiler için yatmadan önce kiraz tüketimi tavsiye edilmektedir.

Yemeklerden Hemen Sonra Çay İçmenin Sonuçları

Yemeklerden hemen sonra çay içilmesi, vücutta demir eksikliğine yol açmaktadır. Çay tüketiminde dikkat edilmesi gereken noktaları sizler için derleyip aşağıda yazdım.

Türkiye’nin hangi şehrine giderseniz gidin, hangi restoran veya lokantaya girerseniz girin yemekten sonra garson size çay ikram etmek isteyecektir. Ya da; garsonun ikram etmesine zaman bırakmadan siz çayınızı zaten isteyeceksinizdir. Bu alışkanlığımız, sağlıklı beslenme açısından bakıldığında çok da doğru bir davranış değildir. Çünkü yemekten sonra içilen çay, demir içeren besin tüketildiyse, yemekle birlikte alınan demir mineralinin vücut tarafından kullanımını sınırlar.

Sadece Çay Değil, Kahve De Masum Değil

 Bu da ne demek diyebilirsiniz. Örneğin; yemekte kırmızı et yemiş olun, yemeğin hemen ardından çay içtiğinizde vücudunuz, köfteden gelen demirden tam olarak faydalanamayacaktır; çünkü çayda bulunan ‘tanen’, demirle bağlanarak demir emilimini azaltıcı etki gösterir. Kahve için de aynı şey geçerlidir.

Yemekten en az 1 saat sonra tüketilen çay ve kahve demir emilimini etkilemez. Bu nedenle çay, yemekten en az 1 saat sonra içilmelidir.

Her Gün Bunu İçerseniz Vücudunuz Ve Cildiniz Rahatlar

Limonlu su içmek için 8 neden

Her gün mutlaka bir bardak limonlu ılık suyunuzu için. Faydasını çok kısa zamanda görmeye başlayacaksınız.

1. Cildinizi temizler
Su içmek kendi başına vücudunuzu toksinlerden arındırır ama içine C vitamini eklendiğinde kanınızdaki toksinleri de temizlenir ve cildiniz kızarıklıklardan ve ince çizgilerden kurtulur.

2. Ph seviyenizi düzenler
Ph seviyenizi düzenlemek sizi pek çok hastalığa karşı korur.

3. İmmün sisteminizi güçlendirir
Limonun içindeki potasyum kan basıncını düzenler, beyni uyarır ve soğuk algınlığı ile savaşır.

4. Kilo vermenizi sağlar
Limonlu su içmek yemek aşermenizin önüne geçer, metabolizmanızı güçlendirir ve şişkinliğinizi atmanızı sağlar.

5. Nefesi tazeler
Limonlu su, sigara, baharatlı yemek ya da alkolden dolayı kötü kokan nefesinizi tazeler.

6. Beynin ve sinir sistemininin daha hızlı çalışmasını sağlar
İçeriğindeki potasyum sayesinde depresyonunuzdan kurtulmanızı, unutkanlığınızı atmanızı ve beyin sisinin ortadan kalkmasını sağlar.

7. Solunum problemlerinize yardımcı olur
Eğer solunum yollarınızda probleminiz varsa, limonlu su sizin için ideal içecektir! Limon, antibakteriyel özelliği sayesinde göğüs enfeksiyonlarınızdan kurtulmanızı ve öksürüklerinizin rahatlamasını sağlar.

8. Selüliti Engeller

Selülit kremlerini, kimyasal katkılı ürünleri, tedavileri vs. bir yere atın. Her sabah ılık suyunuza 3-4 damla limon damlatın. Selülitlerinizin oluşumunu veya oluşmaya başlayan selülitlerinizin azaldığını gözlerinizle görün.

Su İçmezsek Vücudumuzda Neler Olur?

Su İçmezsek Ne Olur?

Öncelikle vücudumuzdaki su kaybında ortaya çıkan değişimlere bir bakalım.

%1 Su Kaybı: Susuzluk hissedilir.

%3 Su Kaybı: Fiziksel performans azalır, yorgunluk artar.

%5 Su Kaybı: Konsantrasyon zayıflar.

%8 Su Kaybı: Baş dönmesi, yorgunluk hissi daha da artar. Nefes nefese kalma ve bitkinlik hissedilir.

%10 Su Kaybı: Kas spazmları, kramplar, aşırı yorgunluk ve böbrek fonksiyonlarında zayıflama oluşur.

Egzersiz srasında terlemeyle metabolik atıklar vücudunuzdan dışarı atılır. Ancak susuz kaldığınızda bazı sorunlar baş göstermeye başlar. Susuz kalan bir vücut terleme fonksiyonlarında sorun yaşar. Terlemek, vücut ısınız arttığı anda sizi serin tutması için önemlidir. Tükettiğiniz su aynı zamanda 24 saat boyunca vücut ısınızı dengede tutar. Terlemeyle beraber atılan toksinler vücut susuz kaldı anda içeride kalır. Karaciğer ve böbrek gibi bazı iç organlarda çeşitli hasarlar meydana getirir.

Bu yüzden özellikle yoğun antrenmanlar sırasında yeteri kadar su içmeniz çok önemlidir.

Lütfen su tüketmek için susuz kalmayı beklemeyin!

Yeşil Çay İçmemiz İçin 9 Neden

Normal çay dururken neden yeşil çay içeyim diyenler lütfen aşağıdaki 9 sebebi okusunlar. Hala yeşil çay içmem derseniz siz bilirsiniz.

Yeşil Çay İçmemiz İçin 9 Neden

1- Antioksidan yönünden zengindir

2- Kalbiniz için faydalıdır

3- Hipertansiyon riskini azaltır

4- Karın yağlarını yakar

5- Kırışıklıkları önler

6- Toksin atıcı özelliği vardır

7- Sindirim dostudur

8- Kilo vermenize oldukça yardımcıdır

9- Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirir.

Taze Sıkılmış Meyve Suları Ve Faydaları

Vücudunuzun hem susuz kalmaması hemde toksinlerden arınması için taze meyvelerle hazırlanan içecekleri tercih edin. Bol vitaminli bir içecek için meyve suyunuzun taze sıkılmış olmasına özen gösterin.

Sağlığınız İçin Meyve Suları ve Faydaları

Kivi Suyu
Vitamin, mineral, antioksidan, fitokimyasal ve lif içerikleri ile eşsiz bir meyve. Sahip olduğu antimutagenik bileşlikleri, kanser oluşumunu önlüyor, kanı sulandırarak kalp ve damar hastalıklarına iyi geliyor.

Kayısı Suyu
A,B,C vitaminleri, protein, bol miktarda şeker ve madensel tuzlar içerir. İştah açar, kan yapar, bedensel ve ruhsal yorgunlukları alır. Sinirleri güçlendirir, uyku verir, kabızlığa iyi gelir, cilt güzelliği için birebirdir.

Portakal Suyu
Vitamin zengini portakal ve diğer turunçgiller içerdikleri “flavonoid” adlı antioksidanlar sayesinde kalp ve atardamarların zarar görmesini önlediği gibi kolesterolü düşürüp, mide ve yemek borusundaki kanser riskini de azaltır. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve kansızlığa iyi gelir.

Elma Suyu
Kalbi koruyan flavonoidlerden bol miktarda içerir. Portakal suyundaki C vitamininin üçte biri elmada da bulunur. Enerjinin yavaş şekilde açığa çıkmasını sağlayan fraktoz şekerinden bolca içerir. Ancak bebeklerin ya da emekleyen çocukların midesini rahatsız edebilir.

Nar Suyu
Antioksidan içeriği zengin olan, kalp ve damar rahatsızlıkları ile kansere karşı koruyucu etkisinin de olduğu ortaya çıkan nar suyunda, bol miktarda C Vitamini, demir ve potasyum bulunuyor. Nar suyundaki antioksidan miktarı, kırmızı şarap, yeşil çay, kızılcık ve portakal suyuna göre üç kat daha fazla.

Vişne Suyu
A vitamini ve potasyum içerir. Ferahlatıcı ve serinletici etkisi yüksektir. İdrar söktürücü özelliği bulunur. Ateşi düşürür, susuzluğu giderir. Mide ve karaciğerin düzenli olarak çalışmasını sağlar.

Şeftali Suyu
Kalp hastalıklarına ve kansere karşı korur. Hazmı kolaylaştırarak sindirim sistemine yardımcı olur. Böbreklerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar, gribe karşı vücudun savunma mekanizmasını güçlendirir. Sinir sistemi üzerinde olumlu etki yapar, uykusuzluğu giderir.

Mandalina Suyu
Araştırmalar mandalinada bulunan karoten maddesinin sağlık üzerinde birçok olumlu etkisini ortaya koydu. Mandalina, kanser riskini azalttığı gibi karaciğer hastalıkları, damar sertliği ve şeker hastalığı riskini de düşürüyor.

Ahududu Suyu
Ahududu İştah açıcı, kuvvet verici ve idrar söktürücüdür. Hamileliğin son aylarında rahim ve kasık adalelerini güçlendirir ve dişlerdeki tartar tabakalarının çözülmesine yardımcı olur.

Buğday Çimeni Suyu
Bir bardak buğday çimeni suyu, günlük bir buçuk kilogramlık yeşil yiyecek ihtiyacını karşılar. Doğadaki mineral ve vitaminlerin yüzde 70’ini içerir. Kan yapıcı özelliğe sahip ve vücuttaki kanı temizler. Bozuk hücrelere yapışarak iyileşmelerinde rol oynar. Kanser tedavisinde destekleyici olarak öneriliyor.

Mango Suyu
Gözlere ve cilde iyi geliyor. Kansere karşı koruyucu özelliği bulunuyor. Serbest radikalleri yok eden beta karoten açısından zengindir. Vücut, beta karoteni aynı zamanda A vitamini yapmakta kullanır ki, A vitamini de cilt, göz ve akciğer sağlığı için önemlidir.

Bu Kış Bozanın Faydalarından Mahrum Kalmayın

BOZA

Boza ustaları bozanın oda sıcaklığında 5 gün dayanabildiğini söylüyorlar ama 48 saat içerisinde tüketilmesini tavsiye etmekten de geri durmuyorlar. Taze boza tatlı iken beklemiş boza daha ekşimsi bir tada sahip oluyor. Herkesin damak tadına göre içme zamanı da değişebiliyor. Ustalar aşırı koyu, sarımtrak renkli ve çok köpüren bozanın bozulmuş olabileceğini hatırlatarak içilmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyorlar.

Bozanın Faydaları

* Bünyesinde A ve B vitaminlerinin dört türü ile C ve E vitaminleri de bulunuyor.

* Mayalanması sırasında ürettiği laktik asit ise ender gıda maddelerinde bulunuyor ve bu değerli asit türünün hazmı kolaylaştırıcı etkisi var.

* Süt yapıcı özelliği nedeniyle hamile bayanlara ve vitamin kaynağı olarak sporculara tavsiye ediliyor.

* İçinde ilk başta yüzde 20 şeker olsa da daha sonra yüzde 8'lere kadar düşüyor. İçindeki yağ oranı da sıfır.

* Bağırsak florasını düzenler. İçindeki aktif mayalarla probiyotik özelliği vardır.

* Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcular ve kilo almak isteyen kişilerin kullanımı için uygundur.

* Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılır.

* Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır.

* Öksürük tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir.

* Soğuk algınlığına karşı birebir. Özellikle ekşimiş bozayı kış aylarında bol bol içerseniz soğuk algınlığını önler.

* Cinsel gücü artırır.

Fazla Su İçmek Neden Zararlı?

Fazla Su İçmek Zararlı Mıdır?

Uzmanlar, fazla içilen suyun böbrekleri gereksiz yere çalıştırdığına dikkat çekerek, aşırı su tüketiminin böbreğe gereksiz yük bindirdiğini açıkladı.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Taner Çamsarı yaptığı açıklamada, yaz aylarının gelmesiyle vücudun su ihtiyacının da artığını ancak buna dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Toplumda çok su içmenin her derde deva olduğu yönünde yanlış bir anlayışın hakim olduğunu dile getiren Çamsarı, vücudun ihtiyaç duyduğu kadar su içilmesinin en sağlıklı yöntem olduğunu ifade etti.

Kış aylarında vücudun su ihtiyacının günlük 1-1,5 litre, yazın terlemelerle birlikte 2-2,5 litreye çıktığı bilgisini veren Taner Çamsarı, "Günde 4-6 litre su içenler var. Sağlıklı bir bünye zaten susadığında, vücudun suya ihtiyacı olduğunda beyni uyarır ve o kişi gider su içer. Yaşlı insanlarda susama duygusu körleşir. Bunların bir miktar daha su alması gerekir. 3-4 litre su içilmesine gerek yok. Vücudun su ihtiyacı ne kadarsa o kadar içilmeli" diye konuştu.

"Böbreklere gereksiz yük bindiriyor"

İnsanların bedeninde "Susama hissi" diye çok güçlü bir algı olduğunu, bunun da kişinin vücudunun suya ihtiyacının olup olmadığını tespit etmesi açısından büyük önem taşıdığına işaret eden Çamsarı, şöyle konuştu:

"Sürekli televizyonlarda sağda solda 'Su hayattır' tarzı reklamları görüyoruz. Bunları söylemeye gerek yok. İnsanlar zaten susuz kaldıkları zaman içerler. Vücudumuzda gerektiği kadar suyu alacak mekanizmalar mevcuttur. Bu mekanizmalar da insanları uyarır ve su ihtiyacı varsa bunu giderir. Yazın, kışın sürekli su şişesiyle dolaşan insanlar var. Cebinde sürekli su şişesiyle gezmeye gerek yok. Vücut gerektiği kadar su almalı. Aşırı su tüketimi böbreğe gereksiz yük bindiriyor. Bu böbrek için gereksiz bir hamallık. İhtiyaç olmayan suyun alınması gereksiz. Sadece yaz aylarında daha fazla sıvı kaybettiğimiz için yeterli sıvı almaya özen göstermeliyiz. 60-65 yaşından önce her insan susar, suyunu da içer. 65-70 yaşından sora susama hissi körelir. Bu kişilerin su içmesi konusunda çevresinden uyarıda bulunulmalıdır. Bunun dışında günde 5-6 litre suyun içilmesi zararlı. Gereksiz yere su tüketmemek lazım."

Kaynak : http://www.haberform.com/haber/fazla-su-icmenin-zararlari-nelerdir-zararli-mi-112432.htm

Gripten Koruyan Şifalı İçecek Tarifi

Soğuk havalarda gripten koruyacak içecek tarifiyle, bu kış öncekilere göre daha rahat ve sağlıklı geçecek.

İşte size değişen mevsime karşı soğuk algınlıklarından ve gripten koruyucu bir şifalı içecek tarifi.

Malzemeler

* 2 kivi
* 2 portakal
* 1/2 çay kaşığı toz zencefil
* 2 tatlı kaşığı bal

Hazırlanışı

Portakalları sıkıp suyunu bir kaba aktarıyoruz.
Kivilerin kabuklarını soyup blenderdan geçiriyoruz.
Portakal suyunu, zencefili ve balı ekleyip son bir kez daha blenderdan geçiriyoruz
Servise hazır hale gelen içeceğimizi sürahiye ya da cam bir şişeye aktarıp afiyetle içiyoruz.

Afiyet olsun, şifa olsun...

Çayın Hiç Bilmediğimiz Faydaları

Demlikteki kalan çayları artık dökmeyin çünkü; birçok faydaları var.

1- Saçlarınız çok mat ve bundan şikayetçi iseniz; Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın,  Saçlarınız parlak olacaktır.
2- Gözünüzde çapak var ve bir türlü geçmiyor,  kolayı var,  kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek şekilde yerleştirin,  yada ılık çaya batırılmış pamuğu gözlerinizin etrafına sürün, çapaklarınızın geçtiğini göreceksiniz.
3- Yemek yerken zaman zaman hepimiz dilimizi ısırırız ve bir türlü acısı geçmez,  Yine ilacı çay oluyor,  ağzınızı günde üç defa çayla çalkalayınız,  diliniz on gün yerine üç günde iyileşecektir.
4- Kış geldiğinde boğaz ağrılarımız artıyor,  Çayın posalarını süzün,  soğutun ve soğuttuğunuz çayı ağzınızda gargara yapın,  boğaz ağrınız geçecektir.
5- Cildinizin yağlı oluşundan şikayetçi iseniz,  yine dermanı çay,  banyodan çıkmadan evvel son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun,  cildinizi güzelleştirin.
6- Vücudunuzun bir yerinde yara var ve bir türlü geçmiyor,  kolayı var yine çay,  Çayı derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamuk ile temizlemeniz yeterli,  yaranız iyileşecektir.
7- Genelde erkeklerin ayakları çok kokar,  artık buna da çare bulundu,  çaresi çay,  Çayı bir leğene ılık olarak koyun ve ayaklarınızı içine sokun on dakika ayaklarınızı bu çayda dinlendirin. On günde ayak kokusundan kurtulun.
8- Balık temizleyince ve soğan soyunca ellerimizde hep biraz kokusu kalır,  buna yeni formül yine çay,  Balık ayıkladınız yada soğan soydunuz eller hala kokuyorsa ellerinizi demli çayla yıkayın ve kokun elleriniz artık balık yada soğan kokmayacaktır.
9- Misafirlerimiz geldi çok çay demledik içildi ama kaldı,  dökmeyelim lütfen,  çayları çiçekleriniz varsa toprağına koyun,  çiçekleriniz daha güzel açacaktır.
10- Buzdolabınız koyduğunuz bir malzemeden dolayı kokumu yapıyor,  kolayı var,  yine çay,  demlikte kalmış çay posalarını kurutun bir kabın içine koyun ve buzdolabının orta rafına yerleştirin,  bir süre sonra buzdolabınız kokmayacaktır.

Oturarak Su İçmek Hastalıklardan Koruyor

Oturarak su içmek hastalıklardan koruyor

Ayakta su içmenin yanlışlığı da birçok hadiste karşımıza çıkar ve oturarak içilmesi tavsiye edilir. Bunun sağlık açısından önemi ise şöyle:

Herhangi bir sıvıyı ayakta içtiğimizde doğrudan onikiparmak bağırsağına, oturarak içtiğimizde ise önce mideye daha sonra onikiparmak bağırsağına gider.

Sıvıların önce mideye gitmesi daha sağlıklı; çünkü mide asidi sayesinde sıvının içinde bulunan mikroplar ölüyor. Böylelikle birçok hastalıktan korunmuş oluyoruz.

Suyun üç yudumda içilmesi ile ilgili hadisin hikmeti de; suyun yavaş içildiğinde vücudun ihtiyaç duyduğu yer tarafından emilmesinden kaynaklanıyor. Hızlı içildiğinde ise vücutta gereken vazifesini yapamıyor.

Günlük Su İhtiyacımız Ne Kadar?

Günlük ne kadar su içmeliyiz?
Vücudumuzun normal çalışması için günlük ne çok ne de az su içmek gerekir. Her şeyde olduğu gibi vücudumuzun günlük su ihtiyacı da kararınca olmalıdır.
Günlük ne kadar su içilmesi gerektiği, kişinin fiziksel aktivite düzeyi, sağlık durumu ve hatta nerede yaşadığı ile yakından ilgilidir. İçilmesi gereken şu miktarı kişinin o andaki ihtiyaçlarına göre değişebilmektedir. En basitinden hasta olunduğunda vücudun ihtiyacı olan sıvı miktarı artmaktadır.

Suyun vücudumuzdaki işlevleri
Sağlıklı bir bireyin vücudunun % 60 ‘ı sudan oluşur. Bu anlamda su vücudumuzdaki çeşitli sistemlerin çalışması açısından büyük önem taşır. Dolaşım, sindirim, sinir sistemi gibi pekçok sistemde görev alır. Örneğin, vücuttan zararlı maddelerin atımını sağlar. Besin öğelerinin organlara ulaşmasında görevlidir. Vücut ısısını düzenler. Eklemlerin hareketini sağlar. Kulak, burun gibi organların nemlilik oranını düzenler. Bağırsak hareketlerini düzenler. Solunumda hücrelere oksijen taşır.

Vücudun ihtiyacı olan su miktarı
Her gün solunum, ter, idrar ve dışkı ile vücuttan sıvı kaybı meydana gelmektedir. Bu sıvı kaybının yerine koyulamaması durumunda vücut işlevlerinde aksamalar olur. Vücuttan günde yaklaşık 3 lt sıvı kaybı olmaktadır. Bu sıvı kaybının alınan yiyecek ve içeceklerle tamamlanması gerekir. Literatürde erkekler için günlük 3 lt( yaklaşık 13 bardak ) , bayanların ise 2.2 lt( yaklaşık 9 bardak) sıvı alması gerekmektedir. İdrar renksiz veya çok az renkli ise günlük sıvı ihtiyacımızı tamamlıyoruz demektir. Bunun için idrar renginizi kontrol etmeyi ihmal etmeyin.

Su ihtiyacını etkileyen faktörler
Günlük su ihtiyacı, fiziksel aktiviteye, yaşanılan iklime, kişinin sağlık durumuna ve hamilelik gibi özel bir durum olup olmamasına göre değişmektedir.
Egzersiz: egzersizle birlikte vücudun ihtiyacı olan su miktarı da artmaktadır. Kısa süreli yapılan bir egzersizde ekstra 1–2 kupa su içimi yeterli olabilir fakat bir saatten fazla süren kuvvetli egzersizlerde daha fazla miktarda sıvı alımı gerekmektedir. Bu tip egzersizlerde terleme durumuna göre değişmekle birlikte genelde (havanın çok sıcak olmadığı zamanlarda) 2–3 su bardağı (400–800 ml) yeterli olabilmektedir.

Çevresel faktörler: sıcak veya nemli havalar vücutta ter miktarı artırıp daha fazla miktarda sıvı alımını gerektirebilir. Kışın yüksek oda içi sıcaklıklarda vücut nem kaybedebilir. 2500 metreden yüksek yerlerde bulunmak solunumu ve boşaltımı tetikleyip daha fazla sıvı alımını gerektirebilir.
Hastalık ve sağlık durumu: kusma, diyare, ateş gibi durumlarda vücut su kaybeder. Bu gibi durumlarda daha fazla miktarda su içilmesi ve kaybedilen sıvının yerine konması için ek özel sıvılar bile alınması gerekebilir. İdrar yolu enfeksiyonları durumunda da sıvı ihtiyacı artmaktadır. Bunun yanında karaciğer, böbrek gibi organlarda oluşan bazı hastalıklarda sıvı alımını kısıtlamak gerekebilir.

Hamilelik ve emzirme: hamilelik döneminde 2,4 lt, emziklilik döneminde 3 lt sıvı alımı anne ve bebek sağlığı açısından faydalıdır.

Başka Sıvı kaynakları
Besinlerle sıvı ihtiyacının % 20 si karşılanırken, % 80 i ise içecekler ve su ile karşılanmaktadır.
Karpuz, kavun gibi bazı sebze ve meyvelerin ağırlığının neredeyse %100 ü sudan oluşmaktadır. Aynı şekilde süt, meyve suyu, soda, kafein içeriği yüksek olan kahve ve çay gibi içeceklerin de büyük kısmı sudan oluşur. Bu gibi içecekler günlük alınması gereken sıvı miktarının az bir kısmını oluşturmalıdır ve sıvı ihtiyacının çoğu kalorisiz, ucuz ve her zaman rahatlıkla bulunabilecek sudan karşılanmalıdır.

Öneriler
Yalnızca susadığımızda su içmemek gerekir. Eğer vücutta bir susama söz konusu ise vücut dehidrasyona giriyor olabilir. Şunu da bilmelisiniz ki yaşla birlikte beyindeki susama reseptörleri daha az hassas çalışmaktadır. Bunun için susama hissini hissetmeden su içmek gerekir. Aşırı susama ve artmış boşaltım vücutta bir problemin varlığını gösterebilir.
Ana ve ara öğünlerle birlikte mutlaka birer su bardağı su tüketilmelidir.
Egzersizde sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerekir.
Sosyal ortamlarda alkol yerine daha sağlıklı içeceklerin tercih edilmesi gerekir.
Çok nadir olmakla birlikte bazı bireyler aşırı miktarda su tüketebilmektedir. Bu durumda da hiponatremi (kanda sodyum oranının düşmesi) olabilmektedir.

Sıvı tüketiminizin ne kadar olması gerektiği konusunda doktor ve diyetisyenlere danışmanız sağlığınız açısından faydalı olacaktır.

Su Diyeti İle Kilo Vermeye Ne Dersiniz?

Su Diyeti
Yaz mevsimiyle birlikte kilo verme ihtiyacı daha belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte su ihtiyacımız da fazlalaşıyor. Hazır su içme alışkanlığı edinmişken kilo vermeye ne dersiniz? Hem de senede 20 kg...

Su diyeti, diğer adıyla soğuk su diyeti, yağ yakmak isteyen kadınların son zamanlardaki en favori diyetlerinden. Kalori alınmasını engelleme üzerine kurulu diğer diyetlerin aksine, su diyeti kalori alımını ve tüketilen gıda miktarını kısıtlayıcı bir diyet değil. Bunun yanında bu diyeti uygulayacak olanların herhangi bir egzersiz programına başlamaları da gerekmiyor. Su diyeti uygulayanlar istediklerini yiyebilirken, aynı zamanda zayıflayabiliyor. Bu da kilo vermenin en kolay yolunu arayan kadınlar için biçilmiş kaftan anlamına geliyor.

Su diyetinin temel mantığı, vücuda soğuk su girdiğinde soğuk olan suyu vücut ısısına yaklaştırmak için ekstra kalorilerin yakılmasıdır. Dolayısıyla daha çok su içildiğinde daha fazla kalori yakılmaktadır. Bunun yanında öğünler arasında içilen fazla miktarda su mideyi doldurmakta bu da tokluk hissine neden olmaktadır. Ayrıca, bazı uzmanlara göre fazla suyun atılmasında böbreklerin ekstra çalışması vücutta bulunan toksinlerin dışarı atılımını da hızlandırmaktadır.

Su diyetinde egzersiz yapmanıza gerek yoktur. Yaparsanız çok daha faydalı olur tabi.

Su Diyeti Yapılışı

Su diyetinde, kişi normalde aldığı diğer sıvılara ek olarak alacağı 2 litre soğuk suyu gün boyunca 8 parça halinde tüketir. Alınan su çeşme suyu, kaynak suyu ve işlenmiş su olabilir. Uzmanlar, su diyetinde suyu buz halinde almayı önermemektedir. Su diyetinde porsiyonlarınızı küçültmenize ve herhangi bir egzersiz programına başlamanıza gerek olmamaktadır.

Su Diyetinin Artıları ve Eksileri

Su diyeti neredeyse masrafsızdır. Suya erişimi olan bir kişi hiç bir ekstra ücret ödemeden bu diyeti gerçekleştirebilir. olumsuz olarak görülebilecek yanı ise uygulayanlarda devalı bir şişkinlik halini oluşturması ve suya karşı hassas hale getirmesidir. Bazı uzmanlar su diyetini, beslenme rejimini değiştirmemesi ve egzersiz yapmaya zorlamaması gibi sebeplerle diyet olarak nitelendirmezler. Bu uzmanlara göre, vücudun zaten alması gereken su, su diyeti sayesinde alınmış olmaktadır.

Bu konu üzerine yapılmış herhangi bir bilimsel çalışma bulunmamakla beraber, yaşanmış örnekler su diyetinin yılda 20 kiloya kadar bir zayıflamaya yol açtığı şeklindedir. Başka diyetlerle ve egzersiz programı ile desteklenmiş bir su diyeti daha hızlı kilo vermenizi sağlayacaktır.

Su Diyeti Programı

Sabah : 1 bardak ılık limonlu su, 1 bardak portakal ve greyfurt suyu karışımı, 2 dilim taze ananas, 6 tane çilek ve 2 kaşık yulaf ezmesi tüketin.

Sabah ve öğle arasında : 1 bardak ıhlamur, papatya ve melisa yaprağı çayı, 1 bardak ılık su ve 1 çay kaşığı zencefil tozu ile hazırlanmış çay tüketin.

Öğle : 2 bardak su, 2 kase sebze çorbası, bol yeşil salata (avokado, turp, taze soğan, tere, roka, maydanoz, domates ve limon) alın.

Öğle ve akşam arası : ilk arada; 3 tam ceviz tüketin.

Bir saat sonraki ikinci ara : 2 dilim ananas, 1 elma, 1 bardak zencefil tozu çayı tüketin.

Bir saat sonraki üçüncü ara : 1 dilim tam buğday ekmeği, 1 dilim peynir, domates, salatalık ve maydanoz, 1 bardak papatya çayı tüketin.

Akşam : 2 bardak su, 2 kase sebze çorbası, 1 porsiyon sebze haşlama, 1 kutu yoğurt tüketin.

Akşam öğününden sonraki arada ise : 2 dilim ananas, 15-20 adet siyah çekirdekli üzüm, 4 taze kayısı, 2 bardak ılık limonlu su tüketin.

Su İçmenin Faydaları

Suyun Faydaları

Az su içenlerde yorgunluk, dikkat güçlüğü ve hafıza bozukluklukları görülebilir.

Sağlıklı yetişkin bir erkekte vücut ağırlığının %60’ını, kadında %50’ sini su oluşturur. Bu oranlar yeni doğan bir bebekte %70- 75 iken yaşla birlikte azalır. İnsan beyninin % 95’i ve akciğerlerin %90’ını su oluşturur. Vücuttaki bütün sistemler, organlar ve hücreler yeterli su olmadan fonksiyonlarını sürdüremezler. Hücre içinde gerçekleşen bütün hayati metabolik olaylar ancak hücre içinde su yeterli ise gerçekleşebilmektedir. Vücut sıvısının %2 gibi küçük bir oranda azalması bile hafif yorgunluk, yakın hafızada hafif bozulma, dikkati toplamada ve yapılan işe odaklanmakta güçlüklere neden olur. Vücut sıvısının azalmasına basitçe “dehidratasyon” denir. Gün boyu devam eden hafif yorgunluğun en sık nedenlerinden biri de hafif dehidaratasyondur.

Suyun Faydaları
* Vücutta taşıyıcı göreve sahip olan su, hücrelere besin ve oksijen taşır, atıkları uzaklaştırır.
* Böbreklerin toksik maddelerden temizlenmesine yardımcı olur.
* Kan ve lenf sisteminin büyük bir kısmını oluşturur.
* Vücut sıcaklığının düzenlenmesinde rol alır.
* Kan basıncını kontrol eden elektrolitlerin dengelenmesine ve taşınmasına yardımcı olur.
* Sıcak havalarda vücudu serin tutar ve soğuk havalarda vücut izolasyonu sağlar.
* Yeteri kadar tüketildiğinde, cildin daha düzgün, daha yumuşak, daha parlak ve daha esnek olmasını sağlar.
* Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinlerin sindirilmesinde görev alır.
* Su, emziren kadınlarda, süt üretimini artırır.
* Bağışıklık sisteminin görevini yapabilmesi için su gerekmektedir. Bu özelliği ile zinde ve dinç kalmada yardımcı olur.
* Eklemlerin kayganlığını sağlar.
* Su tüketimi azaldıkça, vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlar ve kilo alımı gerçekleşir.
* İçme suyu veya doğal kaynak sularının birçoğu bölgeden bölgeye değişmekle birlikte; bazı mineralleri içerir. Vücudumuz için gerekli olan minerallerin bir kısmını içtiğimiz sulardan elde ederiz. Bunlar içinde kalsiyum, magnezyum ve sodyum daha fazla miktarda olanlardır. Flor, iyot ve diğer eser elementlerin de bir kısmını içtiğimiz sulardan sağlarız.

Su tüketim miktarı çevresel ve kişisel şartlara göre değişir

Su tüketiminin sağlığımız için çok önemli olduğu yıllardır anlatılır. Peki, günlük su tüketimi ne kadar olmalıdır? Bu konuda uzmanların farklı görüşleri olsa da çoğunlukla ortalama günlük su tüketiminin 2-2.5 litre olmasi tavsiye edilir. Bunu 8x8 yani gunde 8 defa 8 onz (250 ml veya bir su bardağı) su içilmesi şeklinde de duymuş ve okumuş olabilirsiniz. Bu miktarlar ortalama miktarlardır. İdeal olan ise su ihtiyacının kişinin durumuna ve mevcut hastalıklarına, hava sıcakliğına ve aktivite düzeyine göre ayarlanmasidir.

Yeterli su içip içmediğinizi test edin
* Susuzluğunuzu gidermek için içtiğiniz su miktarının en az 2 katını tüketin.
* Gün boyu ve sık sık su için ve su içmek için susamayı beklemeyin.
* İdrar renginiz koyu sarı renkli ise yeterli miktarda su içmiyorsunuz demektir. İdrar renginiz koyu sarıdan açık ve şeffaf renge dönüştüğünde yeterli miktarda su tüketiyorsunuz demektir.

Kimler daha çok su tüketmeli?
* Yüksek proteinli diyetle beslenenler.
* Lifli gıdalardan zengin beslenenler.
* Bulantı kusma ve ishal ile sıvı kaybının arttığı zamanlar
* Ağır fiziksel aktivite yapanlar
* Çok sıcak ortamlarda olup, aşırı terleyen kimseler daha fazla su tüketmelidirler.

Vücutta fazla miktarda sıvının olduğuna işaret eden durumlarda (bacaklarda ödem ve karında asit); kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, siroz ve kronik karaciğer hastalığı gibi zaman zaman sıvı alımının belli bir miktarla kısıtlanması tedavinin önemli bir parçasıdır. Bu gibi durumda olan hastaların doktorlarının tavsiyelerine uymaları daha doğru olacaktır.

İçeceklerin hiçbiri suyun yerine geçemez. Su, kalori içermez ve asiditesi yoktur. Kafeinli içeceklerin fazla tüketilmesi; çarpıntıya neden olurken; bu içeceklerin beraberinde fazla şeker ve krema tüketilmesi de gereksiz kalori alınmasına yani kilo artışlarına sebep olabilir. Ayrıca kafeinin idrar söktürücü özelliği de olduğundan fazla tüketildiğinde önce sıvı alımı artmış olur, ancak daha sonra idrarla sıvı kaybı artar.

Kola ve benzeri asitli içecekler mideye rahatsızlık verdiği gibi; alınan asidin etkisini azaltmak için vücut çok fazla su harcamak zorunda kalır.

Su tüketiminizi artırmak için öneriler:
* Su içmek için susamayı beklemeyin.
* Yemeklerle birlikte ve yemek aralarinda su için.
* 8x8 kuralını unutmayın. Günde 8 kez 8 1 su bardağı su için.
* Kendinize su içmek için güzel bardaklar ya da şık bir sürahi alabilirsiniz.
* Çalışma ortamınızda ve evinizde belirleyeceğiniz bölümlere “su iç” yazılı notlar asabilirsiniz.
* Ofis bilgisayarınıza su hatırlatması programlarından kurabilirsiniz. Böylelikle siz işinize konsantre olmuş çalışıyorken, ekranda beliren su şişesi size su vaktinin geldiğini hatırlatır.

Şifa Kaynağı Nane Limon Çayı

Nane limon çayı mide üşütmesi için önerilen ve en çok bilinen yöntemlerden biridir. Ben kendimi bildim bileli, ne zaman karnım, midem ağrısa annem hemen nane-limon çayı yapar, kısa bir süre sonra da ne ağrım kalır, ne sızım.

Nane Limon Çayının Faydaları

* Mide ağrılarını geçirir. Mide spazmlarını giderir.
* Bulantıyı önler.
* Migren, uykusuzluk, baş dönmesi ve nezleye iyi gelir.
* Kronik karın ağrılarını giderir.
* Gaz söktürücü. Kramp giderici, ağrı kesici ve antiseptik özellikleriyle ferahlatıcı özellikleri vardır.

Nane Limon Çayı Tarifi
Tercihe göre bir veya en fazla iki tatlı kaşığı kurutulmuş ve ufalanmış nane ve bir bardak suya cezveye katılır. Sonra güzelce yıkanmış bir limonun dörtte biri veya en fazla yarısı dilimlenerek cezveye katılır. Cezveye katılan malzemeler kısık ateşte kaynatılır ve kaynadıktan sonra altı kapatılarak 2-3 dk. beklenir. Soğumadan ve tercihen tatlandırıcı ve şeker ilave edilmeden tüketilmeli ve beklemiş olarak kullanılmamalıdır.

Uzun süre kaynatmayın!
Mümkünse şekersiz için.

Lohusa Şerbetinin Faydaları ve Tarifi

Büyüklerimiz, lohusa şerbeti içen emziren annelerin, sütünün miktarının ve kalitesinin artacağını söyler. Ayrıca lohusa şerbeti emziren annelerdeki birtakım mide problemlerinin semptomlarını da giderebiliyor.

Emziren bir annenin her akşam ve gün içinde az şekerli yapılmış lohusa şerbeti tüketmesi bebek için de anne için de rahat ve sakin bir anne-çocuk ilişkisinin  oluşmasında anneye doping yapıyor.

Parlak kırmızı renkte taş gibi sert olan, özel tat ve kokuda lohusa şekeri dediğimiz şekeri kullanabilirsiniz.  Lohusa şerbeti; tarçın, karanfil ile birlikte kaynatıldığında lohusa şekerinin özel koku ve lezzetini oluşturur.

Lohusa şerbeti; su oranı yoğun,  sağlıklı ve serinleten bir içecektir. Şekerini az kullanarak hafif bir içecek kıvamında tüketilmesi daha sağlıklıdır. İçerisindeki tarçın, kan-şeker dengesinin sağlanmasında etkili olduğu için emziren annenin aşırı tatlı ihtiyacı oluşmasını engeller. Lohusa şerbetinde bulunan baharatlar mideyi rahatlattığı gibi ayrıca bebekte gaz olmasını engeller.

Lohusa Şerbeti Tarifi

Malzemeler:
* Yarım kilo lohusa şekeri
* 5 su bardağı toz şeker
* 20 su bardağı su
* 2 adet çubuk tarçın
* 7-8 adet kuru karanfil

Tarifi
- Lohusa şekeri, toz şeker ve suyu geniş bir tencereye alın.
- Orta ateşte tüm şeker eriyene kadar kaynatın, şeker eridikten sonra yaklaşık 20 dk daha kısık ateşte şerbeti kaynatın.
- Bir parça tülbentin içine çubuk tarçın ve karanfilleri koyarak ağzını bağlayın.
- Kaynamakta olan şerbetin içine bu küçük paketi atın ve şerbeti 15 dakika daha kaynatın.
- Kaynaya şerbetin altını kapatın ve soğuduğunda sürahilere doldurarak buzdolabına alın.
- Eğer tatlı gelirse biraz soğuk su ile sulandırabilirsiniz.

Soğuk Su İçmenin Zararları

Terleme oluşumu nedeniyle vücuttaki su oranı %1 azalmasıyla susuzluk hissi görülür. Bu susuzluk nedeniyle boğaz kurur ve insan direk soğuk su içmek ister. Bu sağlığı olumsuz yönde etkiler üst solunum hassasiyeti olan bireylerde hastalığa neden olur. Hızlı soğuk su içmek yerine küçük cay bardağı ile su alınmalı ve su bir dakikalık bir zaman diliminde içilmelidir.

Bir bardak su zatürre yapabilir!

Vücut hücrelerinin aşırı sıcağa ve aşırı soğuğa karşı tahammülü olmadığı, içilen içeceklerin aşırı soğuk olması durumunda hücrelerin, mikroplara karşı savunma yapamaz duruma geldiği veya öldüğü bildirildi.

Bu nedenle soğuk içeceklerin tüketimiyle, bademcik, mide, akciğer gibi organların iltihaplanması ve zatürre hastalıklarının olabileceği kaydedildi.

Yaz aylarında hava sıcaklığının artışıyla beraber insan vücudu da buna bağlı olarak sıcaklığını artırma ihtiyacı duyar. Söz konusu sıcaklığın ayarlanabilmesi için vücutta terleme, hararet basma gibi olaylar meydana gelir. Vücudun iç ortamının soğutulması işlemi, insana, soğuk bir şeyler içme veya serin bir ortamda oturma ihtiyacı hissettirir ve bu gibi durumlarda çok dikkatli olmamız gerekir. Vücut hücrelerinin dengesini bozmayacak sıcaklık derecesindeki içecekleri içmeliyiz. Çünkü hücrelerin aşırı sıcağa veya aşırı soğuğa karşı tahammülleri sonsuz değildir. Çok soğuk su veya buzlu meşrubat içildiğinde, aşırı soğuk yiyecekler yenildiğinde, bu maddelerin temas ettiği doku hücrelerinin düzeni bozulur. Bu hücreler ölür veya devre dışı kalırlar. Bu durumda vücudun, mikroplara karşı kendini savunması ve fonksiyonlarını idame ettirmesi mümkün olamaz. Söz konusu bölgedeki mikroplar üreme ortamı bulur. Bademcik, mide, idrar yolu, akciğer gibi organların iltihaplanması bu sebeple de ortaya çıkar.

ÇOK TERLİ İKEN SOĞUK SUYA DİKKAT

Mikroplu ortamlarda yaşadığımıza göre, aşırı soğuk içeceklerin bu gibi hastalıkları davet etmesi her zaman mümkündür. İnsan vücudunun çok terli ve hararetli olduğu sırada, aşırı soğuk şeylerin alınmasıyla hastalığa yakalanmasının daha kolay olur. Bu sebeple akciğer, sindirim sistemi, böbrek, merkezi sinir sistemi, menenjit gibi hastalıkları olabilir. Bir bardak soğuk suyun dikkatsizce alınması ile insan zatürre bile olabilir. Hatta yıllarca sürebilecek mide rahatsızlığına yakalanabilir.

İÇECEKLER YUDUMLANARAK İÇİLMELİ

Soğuk içeceklerin, ağızda bir müddet ısıtılarak yutulması en sağlıklı yol dur. Suyu, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gibi üç yudumda içmek en sıhhatli yoldur. Soğuk suyu içerken bu tarz içmenin önemi daha da artmaktadır. Ağızda bekletilen suyun biraz ısınması sağlanmış olur. Böylece hücrelerimiz zarar görmediği gibi sağlımız da tehlikeye girmez.

Sıcak havaların hüküm sürdüğü şu günlerde tüketilen içeceklere dikkat edilmesi gerekir. Aksi halde çeşitli hastalıklara davetiye çıkarmış oluruz.

Sıcak havalarda vücudun su kaybının oldukça fazla olur ve bol bol sıvı içeceklerin tüketilmesi gerekir. Fakat bu içeceklerin ölçüsü ayarlanmalıdır. İçecekler ne fazla sıcak, ne de soğuk olmalıdır. Çünkü aniden alınan çok soğuk ve sıcak içecekler vücudun dengesini bozabiliyor. Haliyle bunun sonucunda çeşitli hastalıklar hasıl olmaktadır. Özellikle karasal iklimin bulunduğu iç bölgelerimizde gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkları çok fazla olduğundan bolca meyve ve sebze tüketilmesi tavsiyesinde bulundu.

ASİTLİ İÇECEKLERİN ZARARLARI

Televizyonlarda sık sık reklamlarını gördüğümüz ve çoğumuzun evlerinde her an bulunan gazlı içeceklerin zararları aslında saymakla bitmiyor. Aşağıda bu zararları özetlemeye çalıştık. Lütfen şu dakikadan itibaren gazlı içeceklerden mümkün mertebe uzak durun...

Gazlı içeceklerde bulunan sodyum benzoat maddesi, hazır gıda sektöründe koruyucu antimikrobiyal madde olarak kullanılan ve ürünün raf ömrünü uzatan kimyasal bir tuzdur. Bu madde potasyumun kullanabilirliğini düşürür. Vücudun sodyum benzoata gösterdiği reaksiyonlar egzama, astım, kurdeşen ve benzeri hastalıklara neden olabilir.

Asitli içeceklerin sebep olduğu rahatsızlıklar şunlardır:

Şişmanlık: Gazlı içecek tüketimi ve vücut ağırlığı arasındaki ilişkinin çok yüksek olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalara göre tüketilen her gazlı içecek, obezite olma riskini 1.6 kere artırmakta. Kalp damar rahatsızlıklarının yüzde 70’i obeziteye bağlı.

Cilt: Gazlı içeceklerin içinde bulunan fosfat ciltte kuruma ve erken yaşlanmaya sebep oluyor.

Diş rahatsızlıkları: Gazlı içeceklerde bulunan asit ve şeker, diş minelerini zedeleyip, ağrı, sancı ve çürümelere yol açar.

Şeker hastalığı: Gazlı içecek tükettikten 20 dakika sonra kandaki şeker oranı yükselir ve buna bağlı olarak insülin patlaması gerçekleşir. Artan hormon seviyesiyle karaciğer, vücutta bulunan
şekeri hızlı bir şekilde yağa dönüştürür. 40 dakika sonra kafein hazmı tamamlanır. Göz bebekleri büyümeye başlar, kan basıncı yükselir ve buna bağlı olarak karaciğer, dolaşım sistemine daha fazla şeker pompalar. Beyinde bulunan adenozin alıcıları tıkanır ve vücuttaki rehavet hali ortadan kalkar.

Kemik erimesi: Gazlı içecekler vücuttaki kalsiyum dengesini bozup kemik erimesine yol açar.

Kalp rahatsızlıkları: Gazlı içecekler, birçok sağlık sorununa yol açan ve son zamanlarda yapılan ciddi araştırmalara konu olan yüksek dozda fruktozlu mısır şurubu içerir. Bu madde, aynı zamanda kalp hastalıkları ve diyabete sebep olan metabolik rahatsızlık risklerini yükseltir. Gazlı içecekler kalp krizi riskini de artırıyor.

Akciğer: Gazlı içeceklerin astıma sebep olduğu ve en az sigara kadar zarar verdiği ortaya çıktı.

Üreme rahatsızlıkları: Gazlı içecek kutuları içeriğinde bol miktarda BPA maddesi bulunduran bir çeşit reçineyle kaplıdır. Bu madde aynı zamanda plastik şişelerde ve biberonlarda bol miktarda bulunan, iç salgı bezlerine zarar veren kanser yapıcı bir kimyasaldır. Erken ergenlik
veüretim sistemi rahatsızlıklarına yol açar.

Böbrek rahatsızlıkları: Gazlı içecekler, uzun vadede böbrek taşına ve diğer böbrek rahatsızlıklarına yol açabilen yüksek miktarda fosforik asit içerir.

Kahvenin Faydaları Ve Zararları

İş yerinde ve evlerimizde çokça tükettiğimiz kahvenin faydalarını ve zararlarını biliyor muyuz acaba? İşte sizler için hazırladığımız kahvenin yararları ve zararları.

KAHVENİN FAYDALARI:

* Uyarıcı etkisi ile uykuyu açar, vücuda dinçlik ve enerji verir.
* Beyni uyararak dikkati toplamaya yardımcı olur.
* Kan dolaşımını ve solunumu hızlandırır.
* Kalbi kuvvetlendirir.
* Sindirimi kolaylaştırır.
* Cilt kanserine karşı koruyucudur.
* Uyuşturucu maddelerle zehirlenmelerde faydalıdır.
* Astım ve nefes darlığında faydalıdır.
* Öksürüğü keser.
* Moral bozukluğu ve Depresyona iyi gelir.
* İdrar söktürür ve böbrek taşlarını düşürmeye kısmen katkıda bulunur.

KAHVENİN ZARARLARI:

* Sürekli kahve içmek bağımlılık yapabilir.
* Uyarıcı etkisi nedeniyle fazla tüketilmesi uykusuzluk, çarpıntı ve sinir bozukluğuna neden olabilir.
* Yüksek tansiyonu ve basuru olanlara tavsiye edilmez.
* Ülseri olanlar ve hamileler de içmemelidir.
* Kabızlık yapabilir.

DİKKAT : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi, sadece bilgilendirmek amacı ile hazırlanmıştır. Bir sağlık profesyonelinin vereceği tavsiyelerin yerine kullanılamaz. Sizin gerçek fiziksel durumunuzu yansıtmıyor olabilir. Doktorunuza danışmadan bu sayfalardan edineceğiniz bilgileri herhangi bir rahatsızlığın teşhis veya tedavisinde kullanmayınız. Soru ve sorunlarınız için doktorunuza danışınız.