Şifalı Bitkiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Güçlü Hafıza İçin Doğal Beslenin

Uzmanlar, bazı besinlerin beyin gücünü desteklediğini ve hafızayı geliştirmeye yardımcı olduğunu belirtiyor.

Bazen yakın bir arkadaşınızın ismini veya bir gece önce yediğinizi unuttuğunuz oluyor mu? Yoğun iş hayatı, hafızamızı olumsuz yönde etkileyebiliyor. Özellikle stresli bir işe sahip olanlar ve raporlar arasında boğuşanlar bu konudan daha fazla şikayetçi. Son araştırmalar, ofis hayatı yoğun bireylerin, hafızalarını taze tutmak için düzenli ve dengeli beslenmeye önem vermesi gerektiğini gösteriyor.

Yaban mersini: Araştırmalar, içeriğindeki anti-oksidan kapasitesi yüksek antosiyanidinlerle hafızayı desteklediğini gösteriyor. Antosiyaninler, yaşa bağlı olarak gelişen hafıza azalmasını engelliyor. Ayrıca glisemik indeksi düşük olduğu için kan şekeri üzerinde olumlu etkileri var. Alzheimer’a karşı koruyucu etkisi de biliniyor. Günde, 30 adet (yaklaşık bir avuç) kuru yaban mersini tüketilebilir.

Elma: “Günde bir elma seni doktordan uzak tutar” cümlesi bir özdeyiş değil, gerçek. Elmanın içeriğindeki quercetin, kateşin, phloridzin ve chlorogenic asit güçlü anti-oksidanlar. Son çalışmalar, quercetin’in hafıza kayıplarını önleyici etkisi olduğunu gösteriyor.

Somon: Hafıza dostu somon, omega-3 yağ asitlerinin mükemmel kaynağı. Araştırmalar, tüketiminin beyin fonksiyonlarını olumlu yönde etkilediğini ortaya koyuyor. Omega-3 yağ asitleri, hücre inflamasyonunu azaltarak, hafızayı taze tutmaya yardımcı oluyor.

Ispanak: Ispanak ve diğer yeşil yapraklı sebzeler, yaşa bağlı gelişen hafıza kayıplarını yavaşlatıyor. Ayrıca ıspanak, folik asit içeriği yüksek bir sebze. Bu sayede  Alzheimer riskini azaltıyor.

Kırmızı soğan: Antosiyanin ve quercetin içeriğiyle beyin için harika bir besin.

Kuruyemiş ve yağlı tohumlar: Birçok yağlı tohumun, E vitamini içeriği oldukça yüksek. E vitamini, hafıza için önemli bir anti-oksidan. Badem, fındık ve ayçekirdeği en iyi kaynaklarından.

Yağsız kırmızı et: Çalışmalar, demir eksikliğine bağlı olarak hafıza kayıpları yaşanabileceğini gösteriyor. Kırmızı et, demirin çok iyi bir kaynağı. Demir, hem vücut direnci hem de zihin keskinliği için önemli. Demir eksikliği yaşayan bireylerde anemi ve hafızada zayıflamalar görülüyor.

Üzüm: Kırmızı ve mor üzüm, quercetin’le antosiyanin içeriyor. Kırmızı şarabın da quercetin ve antosiyanin değerleri yüksek ancak fazla miktarda alkol tüketmek, hafızayı olumsuz etkiliyor.

Biberiye: Biberiyeyi koklamak bile hafıza üzerine olumlu etki gösteriyor. Beyine giden kan akışını artırıyor, böylece konsantrasyonu yükseltiyor.

Kafein: Çalışmalar hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğunu gösteriyor ancak özellikle orta yaş grubundakilerin hafızası üzerindeki olumlu etkileri öne çıkıyor.

Hafızayı Zayıflatan Besinler

* Aşırı alkol tüketimi,
* Kontrolsüz yapay tatlandırıcı kullanımı,
* Yüksek şeker içeren besinler,
* Yağlı yiyecekler.

BU BİTKİLER SAĞLIK DEPOSU

Aşağıda sizler için derlediğimiz bitkiler tam bir sağlık deposu, şifa kaynağı. Aklınızda bulunacağına, midenizde bulunsun, sağlıklı olun :)

Asma vücut yağlanmasına, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına karşı çok etkilidir.

Acı marul çiçekleri toplanır, bol şekerle iyice karıştırılır, güneşte kurutulur. Elde edilen bu lezzetli ilaç kalp hastalıklarına iyi gelir ve kalbi kuvvetlendirir. Bu ilaçtan günde 1-2 kahve kaşığı alınabilir.

Anason tohumlarını çiğnemek kalp çarpıntısını giderir.

Cevizdeki yağın yapılan araştırmalarda kolesterolü yükseltmeyip düşürdüğünü ortaya çıkardığından, kalp krizini önlemek için günde üç ceviz yemenin yaralı olduğu anlaşılmıştır.

Erik, erkeç otu kalbi kuvvetlendirir.

Fındık (günde bir avuç) tüketilmesi enfarktüsü önleyebilir.

Haşhaş tohumlarının kalp hastalarına iyi etkisi vardır.

Karnıbahar kalp rahatsızlıklarına karşı etkili olabilir.

Kedi otu kalp atışlarını düzenleyicidir. Kekik kalp çarpıntısını önler.

Kereviz, üzüm, soğan, nar kalp yorgunluğuna iyi gelir.

Limon, melek otu kalbi kuvvetlendirir.

Sarımsak, kandaki kolesterolü dengelediği için kalp krizi riskini azaltır.

VARİSLERİNİZ İÇİN DOĞAL FORMÜL

Varisleriniz İçin Doğal Formül

Malzemeler

* 1 tatlı kaşığı üzüm çekirdeği yağı

* 1 tatlı kaşığı çörek otu yağı

* 1 tatlı kaşığı ozon yağı

* 1 tatlı kaşığı at kestanesi yağı

Hazırlanışı

1 tatlı kaşığı üzüm çekirdeği yağı, 1 tatlı kaşığı çörek otu yağı, 1 tatlı aşığı ozon yağı, 1 tatlı kaşığı at kestanesi yağını cam kase içinde iyice karıştırınız.

Kullanımı

Hazırlamış olduğunuz yağ karışımını varisli bölgelerinize aşağıdan yukarıya doğru masaj yaparak sürünüz.

DİKKAT!!! 

Belirtilmiş olan bitkisel formüllerde belirtilmiş olan bitkilere yağlara alerjisi olan hastalar bu ilaçları kullanmamalıdır. Lütfen doktorunuza danışınız. Buradaki bitkiler tavsiye niteliğindedir, esas olan doktorunuzun tavsiyesidir. Her hangi bir sorununuzda Doktorunuza danışınız.

KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ BİTKİSEL FORMÜL

Kolesterol Düşürücü Bitkisel Formül

Malzemeler

* Zeytin yaprağı

* 1 bardak su

Hazırlanışı

1 bardak suya 1 tutam zeytin yaprağını 1 dakika kaynatın ve 1 dakika demleyin.

Kullanımı

Sabah-akşam tok karnına içiniz.

DİKKAT!!! 

Belirtilmiş olan bitkisel formüllerde belirtilmiş olan bitkilere yağlara alerjisi olan hastalar bu ilaçları kullanmamalıdır. Lütfen doktorunuza danışınız. Buradaki bitkiler tavsiye niteliğindedir, esas olan doktorunuzun tavsiyesidir. Her hangi bir sorununuzda Doktorunuza danışınız.

Kaynak : http://www.feridunkunak.com.tr/

MANTARIN FAYDALARI

Mantarın faydaları bilinenin aksine oldukça fazladır. Bu yazımızı okuduktan sonra mantar tüketiminizi artıracağınızdan eminim.

Mantarın Faydaları

Çok kısa sürede pişmesi ve pratik olması sebebiyle, yemeklere eklenerek kolayca pişirilebilir. Özellikle yaz aylarında soğan, biber ve domates ile birleştirilerek gayet lezzetli sulu yemeği yapılabilir. Son derece besleyici bir bitkidir. Yüksek oranda protein, fosfor ve folik asit içerir. Dokuların yara aldığında hücrelerin kendini kolay tamir etmesine yardım eder. Kemik ve dişleri güçlendirir. Kolesterolü düzenlemeye, dengeye getirmeye yardım eder.

İyi bir lif kaynağıdır. Bu sebeple bağırsakları rahatlatması da mantarın faydaları arasındadır. Tokluk hissi uyandırır. Kilo verememekten mi şikayet ediyorsunuz? Zayıflamak mı istiyorsunuz? Mantar yiyerek fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Yarattığı tokluk hissi sayesinde kolay acıkmamanızı ve az yemek yemenizi sağlar. Alzheimer hastalığı için de fayda sağlar. Neredeyse kırmızı et kadar protein içerir. İyi bir protein kaynağıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi de mantarın faydaları arasındadır. Vücudun savunma mekanizmasını kuvvetlendirir. Kış hastalıklarına kolay yakalanmaktan mı yakınıyorsunuz? Çocuklarınız da grip, nezle gibi hastalıklara kolay mı yakalanıyor? Soğuk algınlığı canınızı mı sıkıyor? İşte mantar sayesinde grip, nezle, öksürük gibi hastalıklara kolay yakalanmaktan kurtulacaksınız.

Kalp ile dosttur, kalbi kuvvetlendirir. Kan basıncını kontrol altında tutmaya yardım eder. Hipertansiyonu olanlar her yemeği, her yiyeceği yiyemiyorlar. İşte hipertansiyon yani yüksek tansiyonu olan kişiler de korkmadan mantar tüketebilir, bu şifalı bitkinin faydalarından yararlanabilir. Düzenli tüketimi ile vücudun A, B ve C vitamini ihtiyacını karşılar. Tiroid bezlerine karşı koruma sağlaması da mantar faydaları arasındadır.

Sindirim sistemini düzenleyerek hazmı kolaylaştırır. Yemeklerin kolay sindirilmesini sağlar. Cildin korunmasına yardım eder. Önemli bir antioksidandır. Birçok kanser türüne karşı koruma sağlar. Özellikle mide kanserine karşı büyük faydası vardır. Tümörlerin büyüyerek yayılmasını engellemeye yardım eder. Selenyum, bakır ve çinko içerir. Hasar gören hücrelerin yenilenmesine yardım eder.

Dikkat : Mantarların sapını kestiğinizde eğer kurt görürseniz gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz. Çünkü zehirli mantarlarda kurt olmaz. Eğer kurt mantarı yiyorsa, siz de hiç düşünmeden midenize indirin.

DİŞ VE DİŞ ETİ HASTALIKLARINA BİTKİSEL KÜRLER

Eğer sizin de dişlerinizde çürümeler, dişlerinizi fırçalarken diş etlerinizde kanamalar vb. çoğaldıysa çareyi aşağıdaki bitkilerde bulmaya hazır olun.

KİMYON: Kimyon tohumları ağızda çiğnenir.

CEVİZ YAPRAĞI: 1 bardak suya, 10 gr taze veya kuru yaprak veya cevizin dış kabuğundan konur, 5- 10 dk kaynatılır, bu su ile ağız çalkalanır.

SlNİR OTU YAPRAĞI: 1 bardak kaynar suya, 10-20 gr taze veya kuru yaprak konur, 10 dk bekletilir, günde 2-3 bardak içilir, Aynı miktar 5- 10 dk kaynatılarak da kullanılabilir. Kaynatılan suyu ile gargara yapılır.

LABADA TOHUMU: Labada tohumu veya yaprağı ağızda çiğnenir.

SUMAK YAPRAĞI: 1 bardak kaynar suya, 10,20 gr yaprak konur, 10 dk bekletilir, bu su ile gargara yapılır.

HURMA: Günde birkaç hurma yenir veya hurma macunu yapılıp yenilir.

KATRAN KÖPÜĞÜ (ÇAM KATRANI): Katran köpüğü diş etlerine sürülür (Diş etleri çekilmesinde).

KEBABİYE: Kebabiye ağızda çiğnenir.

NAR ÇİÇEĞİ: Narçiçeği toz haline getirilir, diş etleri ovulur. Çiçekler haşlanır, gargara olarak kullanılır.

SARIMSAK OTU: 1 bardak kaynar suya, 5 gr bitki konur, 10 dk bekletilir, 1 günde tüketilir. Haşlanan suyu ile gargara yapılır.

YAPIŞKAN OTU: Taze bitki sıkılır, elde edilen suya, bir miktar su ilave edilir, gargara yapılır.

YALANCI BİBER: Yalancı biber yaprakları diş hastalıklarında ağızda çiğnenir (Antiseptiktir).

SU ZAMBAĞI: SU zambağı kökü haşlanır, ezilir, diş etlerine sürülür.

TUZ: Tuz eritilir, ağızda biraz bekletilirse diş inmesini giderir.

BİBERİYE: 1 bardak suya, 10-20 gr Biberiye konur, 5- 10 dk kaynatılır, suyu ile gargara yapılır.

ILGIN AĞACI: Ilgın ağacı, yaprakları kaynatılır, suyu ile gargara yapılır. (Diş etleri çekilmesinde).

HİNT NARI: Hint narı meyvesi veya çiçekleri sirke ile kaynatılıp gargara yapılır.

KUM ZAMBAĞI: Kum zambağı soğanı sıkılır, suyu balla karıştırılır, diş etlerine sürülürse diş etle rini pekiştirir.

TURUNÇ ÇEKİRDEĞİ: Turunç çekirdeği toz haline getirilir, diş etlerine sürülür.

SİRKE: Sirke, tuz ile karıştırılır, diş etleri çekilmesinde dişlere sürülürse eti yeniden bitirir. Sirke ile bal şerbeti yapılır. Ağızda bir müddet tutulursa dişleri sağlamlaştırır. Ayda 1-2 defa tekrarlamak faydalı olur. Sıcak sirke ile ağız çalkalanır (Diş diplerini sağlamlaştırıcı). Şap, sirke ile eritilir, diş etlerine sürülür. Sirkeye aynı nispette su konulur, kaynatılır, ağız çalkalanır.

ŞAP: Diş etleri kanamasında, çekilmesi ve diş çürümelerinde şap sıcak suda eritilir, ılık olarak ağı çalkalanır, biraz bekletilir, tükürülür, Tuz, sap ve bal karıştırılır, ağza alınır, bir miktar bekletilir, birkaç defa tekrarlanır.

DEREOTUNUN MUHTEŞEM FAYDALARI

DEREOTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

1- Mide ve bağırsak gazlarını söktürür atar, kökünü kurutur.

2- Kolayca sindirim yapmanızı sağlar, mideyi gerektiği gibi çalıştırır fazla yormaz.

3- Hıçkırık denilen baş belasını keser ve hava yutmayı engeller.

4- Sinirdeki zafiyetleri tamir eder ve de iyi bir uyku vericidir.

5- Dereotu kadınların özel hallerine yardımcı olur en önemlisi aybaşı kanamalarını kolaylaştırır.

6- Sütüm yok diyen anneler, dereotu anne sütünü çoğaltır.

7- Dere otunun bir faydası daha: İştah açıcıdır.

8- Ağzı kokan vatandaşa bu haber, ne olur oku: Dere otu ağız kokusunu giderir.

9- Çocuklardaki ve büyüklerdeki gaz ağrılarını giderir,

10- Son olarak da dereotu yemeklere ve salatalara tat vermek için konulur.

DEREOTUNUN ZARARLARI NELERDİR?

Hamilelerin kullanmaları sakıncalıdır!

DEREOTU KÜRÜ NEDİR, NASIL UYGULANIR?

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu 'nun Tiroid (hipotiroid ya da hipertiroid) şikayetlerine karşı tavsiye ettiği destekleyici bitki "dereotu' kürüdür.

Saraçoğlu bu kürün bilhassa nodüller için çok etkili bir bitki olduğunu belirtiyor. Bu kürü ayrıca bitkisel olarak da yardımcı ve destekleyici kür kullanabilirsiniz.

Hipotiroid (Tiroidin yavaş çalışması) ya da Hipertiroid (Tiroidin hızlı çalışması) sırasında, dereotu kürü uygulanacaktır. Tiroid glandının her iki halde de kürün uygulanış şekli benzerdir.

Dereotu kürünün uygulanışı: 

Sabah, öğle ve akşam aç karnına, öğünlerden 15 Dakika önce 1 yemek kaşığı dolusu taze yeşil dereotu bir kaç kere çiğnendikten sonra 2-3 yudum Su ile yutulacaktır. Bu küre hiç ara verilmeden 3 Ay devam edilir.

Kürün ikinci ayından sonra tiroid hormonlarınızı zaman zaman kontrol ettirin, çünkü kullandığınız ilacın miktarını azaltmanız lazım olabilir. İlaç azaltımını doktorunuza söylemeden kesinlikle ama kesinlikle kendi kendinize karar vermeye çalışmayın. Önce durumu bir doktorunuza arz edin.

Tiroid nodüllerinin küçülmesinde ya da ilerlemesinde de bu kür oldukça etkilidir. Bu kür sayesinde çok sayıda hasta, ilaç alımından kurtulmuştur .Var olan nodülleri de yok olmuştur. Gerekirse dereotu kürüne daha uzun zaman devam edilebilir.

Bu konuda 5 ay sonra ilaçlarını bırakan hastaların oranı yüzde 90'dır.

İSTENMEYEN TÜYLERE BİTKİSEL ÇÖZÜM

Hem kadınların hem de erkeklerin kullanabilecekleri bitkisel çözümleri yapmak ve kullanmak pek de zor değil. İşte istenmeyen tüyleri inceltmek, azaltmak ve yok etmek isteyenlere bitkisel, doğal çözümler.

Nane Tüyleri Nasıl Döker?

Nane bitkisinin tüyleri yok etmedeki başarısı bölgeye sürerek veya ağız yolu ile alınarak kendini belli eder. Nane kuru şekilde değil, yaş olarak uygulanır. Tüyleri alınan bölgeye yaş nane ince ince doğranarak sürülür. Bir diğer önerilen kullanım şekli ise; naneyi yemektir. Çok fazla olmamak şartı ile 2 hafta süreyle her gün bir tutam nane tüketmeniz tüylerin dökülmesini sağlayacaktır.

Tüyleri Dökmek için Aslanpençesi

Aslanpençesi bitkisi çay gibi içilerek tüylerin dökülmesi sağlar. Her gün bir bardak içeceğiniz aslanpençesi çayı tüylerinize veda etmenizi sağlayacaktır. 1 bardak kaynar suya bir tutam aslanpençesi ilave edilir ve demlendikten sonra süzülerek içilir.

Limonla İstenmeyen Tüyleri Dökmek

Limonda yer alan asitler alınan tüylerin eskisi gibi çıkmasını engeller. Kıl köklerini zayıflatan asit zaman içinde tüylerin incelmesini sağlar. Limon tuzla karıştırılarak sürülürse tüylerin döküldüğünü ve azaldığını göreceksiniz.

Tüy Dökücü Bakla

Bakla kıl köklerini zayıflatmak konusunda çok etkilidir. Kullanırken sadece kabuklarından faydalanılır. Kabukları sıkılarak yarım çay bardağı su elde edilir. Bakla suyu tüyleri aldıktan sonra ilgili bölgeye sürülür. Dilerseniz pamuk yardımıyla sürebilirsiniz. 30 dakika beklettikten ve düzenli uyguladıktan sonra faydalarını görmeniz mümkündür.

ROKANIN MUHTEŞEM FAYDALARI

Genellikle balıkla birlikte anılır ismi. Ancak sadece balıkla değil, her zaman hatırlanması gereken bir sebzedir roka.

Kokulu bir bitki olan roka, C vitamini açısından oldukça zengindir. Ayrıca, K ve P vitamini ile çeşitli mineraller içerir.

Rokanın Faydaları:

* Roka iştahı açar.

* Mideyi güçlendirir.

* Hazmı kolaylaştırır

* İdrar söktürücü özelliği vardır.

* Karaciğere faydalıdır.

* Karaciğer ağrılarını azaltır, önler.

* Kanı temizler.

* Sarılığı keser.

* Uyarıcı özelliği vardır.

* Vücuda güç verir.

* Bağışıklık sistemini güçlendirir.

* Cinsel gücü ve isteği arttırır.

* Öksürüğü keser.

* Vücuttaki zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.

Roka Nasıl Kullanılır?

Rokanın hem yaprakları hem de kökü değişik amaçlarla kullanılabilir. Hatta tohumları bile kullanılmaktadır. Köklerinden ve tohumlarından baharat üretilmektedir.

Baharatı yemeklere güzel koku ve tat vermek için kullanılır. Yapraklarının ise salatası yapılır.

100 gram taze roka yaprağında yaklaşık 150 mg C vitamini bulunmaktadır. Rokanın aynı zamanda afrodizyak etkisi de vardır.

Roka, C vitaminin yanı sıra K ve P vitaminler ve çeşitli mineraller açısında da oldukça zengin bir bitkidir.


YEŞİL KOKTEYL İLE DETOKS

Detoks, vücudumuza çeşitli yollarla giren ve atık madde olarak dışarı atılmayı bekleyen zararlı toksinlerden kurtulmaktır. Vücudumuzun arasıra detoksa ihtiyacı vardır.

Malzemeler

• 2 adet elma
• 1 adet küçük boy salatalık
• Yarım demet semizotu
• 1-2 tutam tere, maydanoz vb.

Hazırlanışı:

Salatalık, Elma, ve semizotunun katı meyve sıkacağı ile suyunu çıkardıktan sonra elde etiğiniz suya enerji içeren tere, maydanoz vb. gibi yeşillikleri ilave edin ve blender ile karıştırın.

Bu basit ve sağlıklı tarifle vücudumuz detoksa hazır hale gelir...

NANENİN 5 ÖNEMLİ FAYDASI

Bilindiği gibi nane yemeklerimize tat katar, ilaç yapımında kullanılır, birçok hastalığın tedavisinde kullanılır. Ancak nanenin faydaları bunlarla sınırlı değildir.

Tarih boyunca sayısız hastalığın tedavisinde kullanılan “nane“, her dönemde şifa olmaya devam ediyor. Uzmanlar, naneyi birçok hastalığın tedavisinde kullanıyor. Mideye, bağırsağa, kalbe ve birçok hastalığa iyi gelmektedir.

Nanenin en önemli 5 faydası:

1- Mide ağrılarını keser. Hazmı kolaylaştırır.

2- Bağırsak spazmını giderir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. İdrar söktürür.

3- Nefes almayı kolaylaştırır. Astım, grip, bronşit ve öksürükte faydalıdır.

4- Kalbi kuvvetlendirir. Sinirsel kalp çarpıntılarını keser. Heyecanı ve korkuyu yatıştırır, sükunet verir.

5- Migren, uykusuzluk problemi ve baş dönmesi gibi rahatsızlıklara iyi gelir.

Not: Midesinde ülser ve gastriti olan kişiler doktora danışmadan kullanmamalıdır.

TAZE FASULYENİN FAYDALARI

Türk mutfağının vazgeçilmez birkaç sebzesini saysak; kuşkusuz, fasulye bu sebzelerin içerisinde en üst sıralarda yer alır. Hem yazın taze şekilde hem kışın kurutulmuş şekilde bolca tükettiğimiz fasulyenin sağlığımız için birçok faydası vardır.

* Kilo korkusu olan kadınlar için şunu söylemeliyiz: taze fasulye, kalorisi oldukça düşük bir sebzedir. Bu sebeple, bolca tüketiminde kesinlikle kilo alma korkusu yaşamamalısınız.

Taze fasulyenin faydaları içerisinde en önemli özelliği ise sindirim sistemini düzenlemesidir. Bunun yanında kabızlık sorunu çekenler, taze fasulye tüketerek bu sorunlarından rahatça kurtulabilirler. Bu özelliklerinin yanı sıra taze fasulye, bağırsak kanserine karşı en önemli savunuculardan bir tanesidir.

Taze fasulyenin faydalarında bir diğeri ise, göz sağlığını korumasıdır. Özellikle, yaşlanmayla birlikte gözlerimizde oluşan sağlık sorunlarını engellemede çok önemli bir yere sahiptir.

Taze fasulye, vücut direncini arttırıcı bir etkiye sahiptir. Özellikle, ağır çalışma koşulları altında çalışanlar, taze fasulye tüketerek yorgunluklarını azaltabilirler. Taze fasulye, sadece fiziki yorgunluğu değil; bunun yanında zihinsel yorgunluğu da giderir.

Özellikle, zehirlenme vakalarında taze fasulye tüketilmelidir. Çünkü; taze fasulye, zehirlenmeleri çabuk iyileştirici özelliğe sahiptir.

Taze fasulyenin faydalarından en önemlilerinden biri de kalp ve böbreği güçlendirmesidir. Kalp rahatsızlıklarını önlemek için ve böbrekteki kum ve taşların dökülmesini sağlamak için taze fasulye tüketilmelidir.

Şeker hastalarını ilgilendiren taze fasulyenin faydası ise; taze fasulye, kandaki şeker miktarını düşürür ve şeker hastalıklarının önlenmesine yardımcı olduğu gibi stres ve sinirlere de iyi gelmektedir.

CİLTTE RENK BOZUKLUĞUNA ELMALI FORMÜL

Cildinizde renk bozukluğu mu var? Yüzünüzün her yeri aynı renk değilse ve bu durum sizi çok üzüyorsa aşağıdaki formülü uygulamanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu formülü uyguladıktan sonra, küsmüş olduğunuz aynalarla tekrar iletişime geçeceğinizden emin olabilirsiniz.

Ciltteki Renk Bozukluğuna Bitkisel Formül

Malzemeler

* 1 adet elma
* 1 şişe maden suyu
* 1 çorba kaşığı badem yağı
* Yarım limon

Hazırlanışı

Bir adet elmayı blenderdan geçirdikten sonra bir şişe maden suyu, bir çorba kaşığı badem yağı ve yarım limonun suyu ile karıştırın. Bu karışımı pamuk yardımıyla yüzünüzün tamamına yayın. Sonra da cildinize pamukla kompres uygulayın. Etkili bir sonuç alabilmek için bu formülden her gün yararlanmanızda fayda var.

Eğer sorununuz düzelmezse, yeniden bir doktora görünün.

MUCİZE BESİNLER

Sağlıklı bir yaşam sürmemiz için mutlaka tüketmemiz gereken besinleri sizler için derledim.

İşte Mucizevi Besinler:

Yoğurt: Yapılan gözlemler özellikle bizim coğrafyamızda bulunan ülkelerde yoğurt ve süt ürünlerinin uzun yaşayan insanların yaşamında başrol üstlendiğini gösteriyor.

Ananas: Ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırıyor; eklemleri sağlam tutup, astımı önlüyor.

Yaban mersini: Bol antioksidan içerir. Beyinde yaşlanmanın etkilerini geciktirir. Ispanak: Zekayı güçlü tutar. Karaciğer, yumurtalık, kolon ve prostat kanserlerinden korur. Çok zengin besin değeri vardır.

Kırmızı biber: Akciğer, prostat, yumurtalık ve rahim ağzı kanserlerinden korur. Güneş yanıklarına karşı etkilidir. Kalp sağlığını korur.

Brokoli: Diyabetin vücutta yaptığı hasarı azaltır. Prostat, mesane, kolon, pankreas, meme ve mide kanserlerini önlemede etkilidir.

Domates: Kalp hastalığı riskini azaltır. Vücutta iltihaplanmayı önler; yemek borusu, mide, bağırsak, akciğer ve pankreas kanserleriyle savaşır. Elma: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Alzheimer riskini azaltır. Akciğer ve prostat kanserlerinden korur.

Enginar: Damar tıkanıklığını önler, zararlı kolesterolu düşürür. Roka: Doğumsal kusur riskini azaltır. Kemik kırılmasını önler, göz sağlığı için çok faydalıdır.

Böğürtlen: Kemik yapısını güçlendirir. İştahı bastırmada etkilidir. Vücutta yağ yakımını arttırır.

Balkabağı: Kalp sağlığını korur, kırışıklıkları engeller.

Kavun: Vücudun bağışıklık sitemini güçlendirir ve iltihaplanmayı engeller.

Havuç: Havuçta bulunan antioksidanlar vücudun DNA yapısını korur. Göz sağlığında katarakta karşı korur. Pek çok kanser tipine karşı koruyucu etkisi vardır.

Kızılcık: Prostat ağrılarını dindirir. Akciğer, kolon, kan kanseri hücreleriyle savaşır. Bağırsak enfeksiyonunu önler.

Erik: Kabızlığa karşı etkilidir. İçindeki antioksidanlar DNA yapısını korur. Menopoz sonrası kemik sağlığını korur.

Sarımsak: Vücut için doğal bir antibiyotik vazifesi gören sarımsağın faydaları saymakla bitmiyor. Uzun yaşayan insanların masasında bol miktarda sarımsak bulunduğu da bir diğer gerçek.

AĞIZ İÇİ YARALARA KARADUT

Karadut

Karadut, kalsiyum, demir, B1, B2 ve C vitaminlerini içeren tadı ile görüntüsü ile harika bir şifalı bitkidir.

Karadutun Yararları (Faydaları)

Karadut, sürekli kendini yorgun hisseden ya da en ufak bir fiziksel aktivite yaptığı anda son derece yorgun bitkin düşen kişiler için tam bir enerji deposudur. Günde ufak bir çorba kasesi kadar karadut tüketen kişinin bütün yorgunluğu, bitkinliği yok olacaktır.

Bağışıklık sisteminizin kuvvetlenmesi için, tam bir antioksidan deposu olan karadutun tüketilmesi son derece faydalı olur.

Karadut, yaşlanmayı geciktirici etkisi ile özellikle kadınların en çok sevdiği şifalı bitkilerden biridir. Karadutun özellikle cilt kırışıklıklarında ütü görevi gören etkisi vardır.

Bağırsak kurtlarından kurtulmak için sabahları aç karnınıza bir çay bardağının içine atacağınız karadutları tüketmeniz gün içerisinde bağırsak kurtlarını döktüğünüzü görmenizi sağlayacaktır.

Kabızlık sorunu yaşayan kişilerin karadut tüketmeleri bağırsaklarının düzenli çalışmasını sağlayarak kabızlık probleminden kurtulmalarına fayda gösterecektir.

Karadutun Zararları

Ham karadutu çok fazla tüketirseniz kabız olma ihtimaliniz yüksektir bu sebeple aldığınız karadutun ham olup olmadığına dikkat edin.

Karadut Kullanımı

* 1 litre suyu kaynatıp, karadutun yapraklarını parçalayıp atar ve demlenmesinden sonra gargara yaparsanız ağı yaralarından ve diş eti hastalıklarından kurtulabilirsiniz.

* Karadutu meyve sıkacağına atın ve bekletmeden çıkan suyu yüzünüze sürün kuruduğu zaman saf su ile yıkayın. Bu size yüzünüzdeki çizgilerin yok olması için resmen doğal botox görevi yapacaktır.

SARI KANTARONUN FAYDALARI VE ZARARLARI

Günümüz hayat şartlarının ağırlaşması insanları daha fazla sağlıksızlığa ve ömür kısalığına doğru itiyor. Artan sıkıntı, stres ve gergin olma hali insanların yaşam kalitesini düşürerek kalıcı depresyonlara yol açıyor. Uzmanlar tarafından çoğu hastalığın kaynağı ise depresyon olarak gösteriliyor. Artan depresyona bağlı olarak insan soluğu hastanede, devayı da ilaçlarda aramaktadırlar. İşte, tam da bu noktada Hızır gibi imdadınıza şifalı bitkiler yetişmektedir. Şifalı bitkilerin vazgeçilmez üyelerinden olan sarı kantaron, sinirlilik, uykusuzluk, orta ve hafif dereceli depresyonda bire bir etkiye sahip. Eğer bu gibi ön plana çıkan sorunlardan muzdaripseniz sarı kantaron otu yüzleşmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Kullanımınızın sonuçlarını 4 hafta gibi kısa sürede göreceksiniz. Sarı kantaron mutluluk hormonu olan "serotonin" miktarını artırarak huzur verici etkiye sahip olduğu belirtilmektedir.

SARI KANTARON NEDİR?
Sarı kantaron yurdumuzun bazı bölgelerinde binbirdelik otu, kan otu, yara otu ya da kılıç otu olarak da bilinmektedir. Kılıç otu denmesinin bir öyküsü bulunmaktadır. Osmanlı ordusu savaşa çıkarken yanlarına, kılıç yaralarının daha çabuk iyileşmesi için sarı kantaron yağından alırlarmış. O günden günümüze bazı bölgelerde kılıç otu olarak bilinmektedir. Hypericaceae ailesine mensup olan sarı kantaronun bilimsel adı olan sarı kantaron, adından da anlaşılacağı üzere sarı renkte ve 5 tane taç yaprağı olan çiçekleri bulunan, çalı formunda ve çok dallı bir bitkidir. Çiçekleri sıkıldığında ya da zeytinyağında bekletildiğinde kırmızı renkli bir sıvı salgılamaktadır. Dünyanın neredeyse her bölgesinde yetişebilme yeteneğinde olan sarı kantaron, Ortaçağdan beri şifa verme amaçlı kullanılmaktadır. Bitkinin çiçekleri Temmuz - Eylül döneminde belirginleşmekte ve bitki 25 ile 60 cm. ye kadar uzayabilmektedir.  Sarı kantaronun yurdumuzda 70 kadar türü yer almaktadır.  Hypericum perforatum

İÇERİĞİNDE NELER VAR?
Bileşimindeki en önemli ve şifa veren madde "Hypericin" dir. Buna ilaveten,
Hiperforin, biapigeninler, ksantonlar, kersitrin, C vitamini, resin, tanen, carophyllene, pinene, limonene, myrcene, flavonoids, quercitrin, quercitin, rutin, karoten içermektedir.      
                      
NASIL KULLANILIR?
Sarı kantaron çayı yapılarak ya da eczanelerde satılan kapsülleri kullanılarak istifade edilebilir. 300 mg. Olan kapsüllerin günde 3 kez alınması tavsiye edilmektedir. Bu şekilde kullanıma 4 ile 8 hafta arasında devam edildiğinde etkisi gözlemlenebilmektedir. Kapsüller doğal oldukları için herhangi bir yan etkiye sahip değillerdir. Sarı kantaron bitkisinden sarı kantaron yağı da elde edilmektedir. Bu yağ, şifa amaçlı kullanılabilmektedir.

Sarı Kantaron Çayı nasıl hazırlanır?
Bir su bardağına bir tutam kadar sarı kantaron otu konarak üzerine kaynamış su ilave edilir. Yaklaşık beş dakika kadar demlendirildikten sonra içilir. Günde 3 bardak tüketilmesi önerilmektedir.

Sarı Kantaron Yağı nasıl çıkarılır?
Toplanan sarı kantaron çiçekleri eskiden beri zeytinyağında bekletilmektedir. Bir şişeye çiçekler ilave edilir, üzerine de zeytinyağı konur. Şişenin ağzı kapatılarak sıcağa yakın ılık bir yerde bekletilir. Yağın renginin kırmızıya döndüğünü göreceksiniz. Kırmızıya döndükten sonra süzülür ve bozulmaması için koyu renkli şişe ya da kaplarda muhafaza edilir. Çiçeklerin güneşte toplanmasına dikkat edilmelidir.

Sarı Kantaron Tentürü nasıl hazırlanır?
Güneşte toplanan yaklaşık iki avuç kadar sarı kantaron çiçeği 1 litre kadar elma sirkesine konulup üç hafta boyunca bekletilir. Mayalanma işleminin soğuk değil de sıcak bir yerde olmasına özen gösteriniz.

SARI KANTARONUN FAYDALARI NELERDİR?

* Sarı kantaron doğal bir antidepresandır.

* Almanya, sarı kantaronun, anksiyeteye(kaygı, korku, gerginlik, sıkıntı hali) iyi geldiğini onaylamıştır.

* Kişideki uyku sorunlarına iyi gelir.

* Regli dönemi öncesindeki ağrıları giderir. Adet görmedeki düzensizlikleri düzene sokar.

* Menopozdaki kadınlar için ideal bir destek bitkidir.

* Virüslere karşı etkilidir.(Antiviral)

* Karaciğer ve safra kesesini kuvvetlendirir.

* Sarı kantaron yağı, kas ağrısı, siyatik ve yumuşak doku romatizması için dıştan kullanılır. Özellikle sırt ve bel ağrıları için ideal bir yağdır. Bunun yanında sarı kantaron yağı, yanıklarda, haşlanmalarda ve güneşin neden olduğu yanıklarda olumlu sonuçlar vermektedir. İyi bir yara iyileştiricidir.

* İltihap giderici özelliği vardır.

* Sarı kantaron, alkolün neden olduğu el ve ayak titremelerinde iyileştirici özelliği bulunmaktadır.

* İshale(diyare) karşı iyi gelen bir bitkidir.

* Gelişme çağındaki genç kızların cinsel uzuvlarının gelişmesine yardımcı olur.

* Sarı kantaron çayı uykuda altını ıslata kişilerde olumlu sonuçlar vermektedir. Uzmanlar bu problemim büyük çoğunluğunun ruhsal gerginlikten kaynaklandığını bildirmektedirler.

ÖNEMLİ NOT: Aşırı derecede fazla tüketim yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkilerden bazıları cilt döküntüleri ve ışığa karşı duyarlılıktır. Açık tenli kişilerde ışığa karşı hassasiyet oluşabilir.
Bir diğer önemli uyarı ise gebe ve emzikli annelerin kullanmamaları yönündedir. Sarı kantaronun diğer sentetik olan antidepresan ilaçları ile birlikte alınmaması tavsiye edilmektedir. Çocuklarda kullanım için ise doktorunuzdan onay almalısınız.

Bunlara ilaveten sarı kantaronu, hipertansiyonu olan hastalar kesinlikle kullanmamalıdırlar.

TER KOKUSUNA DOĞAL ÇÖZÜMLER

Yaz aylarının kavurucu sıcaklarında hepimizin terlemesi ve kokması doğal ve beklenen bir olay olmasına rağmen yine de her seferinde terlemekten ve terimizin kokmasından şikayet eder dururuz. Terlemek hadi yine neyse de, ya terin kokusunu ne yapacağız? Sürekli duşa girmekten, kıyafet değiştirmekten bıkarken, dışarıdayken biriyle konuşmaya, selamlaşmaya ve öpüşmeye bile çekinir olduk.

Sıcaklarda ter kokusunu önlemek için bitki uzmanları doğal çözüm önerileri sunuyorlar. Ter kokusuna bitkisel çözüm arıyorsanız yapacaklarınız oldukça basit hanımlar ve beyler. Karbonat, mısır unu ve adaçayı gibi gıdalarla terlemenin neden olduğu kokuyu ortadan kaldırmanız mümkün.

Ter Kokusunu Önleyen Doğal Yöntemler

Adaçayı

Bu bitki oldukça popüler bir ter önleyicidir. (antiperspirant). Adaçayı yağı tentür ve çay poşetleri kolay bulunur. Tentür ile sulandırılmış yağı yüz ve genital bölgeleriniz hariç terleyen bölgelerinize doğrudan sürün. Çay olarak da içebilir ya da terleyen bölgelerinizi bununla yıkayabilirsiniz. Hamile kadınlar çayını içmemeli ya da tentür kullanmamalı.

Karbonat-Mısır Unu

İster banyodan sonra ister günün herhangi bir saatinde hatta baktınız ter içindesiniz hemen parmak uçlarınızı biraz ıslatıp karbonata veya mısır ununa az batırın öyle bolca almanıza gerek yok. Koltuk altınıza iyice sürün bu kadar.artık ter kokmuyorsunuz. Bu işlem terlemeyi önlemez fakat ter kokusunu önlüyor.

Limon

Avucunuzun içine damlatacağınız birkaç damla limonu koltuk altlarınıza sürmeniz yeterli. Bu yöntemin en az 12 saat etkili olduğunu göreceksiniz.


KANSER İLAÇLARININ YAN ETKİLERİNİ AZALTICI BİTKİSEL ÇÖZÜMLER

KEMOTERAPİ’NİN YAN ETKİSİNE YEŞİL ÇAY

Yeşil çayın yapılan araştırmalara göre kanserin tedavisinde kullanılan kemoterapi  ilaçlarının etkisini azalttığı ve aynı zamanda ilacın etkisini arttırdığı belirtildi.

Kemoterapi ilaçlarının oksidatif stres gibi bilinen birçok yan etkisi bulunmaktadır. Yeni yapılan araştırmalar sonucunda ratlarda denenen yeşil çayın, bu yan etkileri ciddi anlamda azalttığı ortaya çıktı.

Ratlarda kullanılan ve böbrek rahatsızlığı oluşturan ratlara, iki hafta süreyle kemoterapi ilacı ile birlikte yeşil çaydan elde edilen “epigallocatechin -3-gallete” maddesi verilerek yapılan gözlemler sonucunda yeşil çay verilmeyen ratlarda kemoterapi ilaçlarının bilenen bir çok yan etkisi ortaya çıkarken, yeşil çay verilen ratlarda yan etkilerin azaldığı ve ilaç etkisinin de arttığı ortaya çıkmıştır.

Antikansorejen bir etkisi olan yeşil çayın kanser hastaları için oldukça önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar “epigallocatechin -3-gallete” maddesi ile kanser ilaçlarının yan etkilerinin ciddi oranda azaldığını iletmektedirler.

YAN ETKİLERE DİĞER BİTKİSEL ÇÖZÜMLER

Zerdeçal bütün kanserlerde tümörün kanlanmasına mani olan bir etkiye sahiptir. Kanserin damarlanmasının azalması, tümörün büyümesi durduruyor ve metastaz riskini azaltıyor.

Günde 1 çorba kaşığı çörek otu yiyin. Çörek otu bağışıklık sistemini güçlendirir, vücutta mikrop veya tümörle mücadele eden Naturel Killer (NK) hücrelerinin sayılarının artmasını sağlar. Çörek otu yararlı etkilerini gösterebilmesi için öğütülüp toz şeklinde tüketilmeli.  Bala, yoğurda karıştırılarak yenebilir.

Kilo kaybınız varsa meyve suyuna ağırlık verin. Ancak meyveleri çok iyi yıkayın. Protein ve karbonhidrat içeren mamalar kullanın. Vücudunuzu güçlendirmek ve tümörü yenmek için portakal, mandalina, nar, ananas ve elma suyunu tercih edin.

Bulantılar için doktorunuza danışarak bir bulantı ilacı kullanın. Birinden fayda görmezseniz ilacınız değiştirilmeli. Bulantı çoksa doktorunuz 2-3 gün damar yoluyla beslenmenizi uygun görebilir. Zencefil, papatya, tarçın, nane, rezene gibi çaylar hem bulantılarınızı azaltır hem de sindirim şikayetlerinize iyi gelir.
C vitamini bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli vitaminlerdendir. C vitamininden zengin portakal, kan portakalı, limon, turunç ve mandalinayı bol tüketin. Hatta bunları kabuklarıyla mikserden geçirdikten sonra güveç içinde kaynatın.  Karışımı buzdolabında saklayıp her gün 2-3 kaşık yiyin.

KAVUNUN FAYDALARI

Bol miktarda Su barındırmasının yanında A ve C vitaminlerince de zengin bir besindir. Ayrıca iyot ve krom gibi mineralleri de içinde barındırır.

Kavun nasıl tüketilmeli?
Kavun taze olarak yenir. Ayrıca kabukları ve çekirdekleri kullanılır. Çekirdekleri dövülüp Suda kaynatıldıktan sonra elde edilen su içilirse göğüs ağrısı ve öksürüğe iyi gelir.

Yanıklara kavun konursa ağrıyı hafifletir ve iyileşmesini hızlandırır.

Cilt bakımı için de faydalı bir besin olan kavun, ezilip soğuk süte katıldıktan sonra yüze sürülürse cildi nemlendirir. Özellikle kuru ciltlere çok faydalıdır.

Kavun tam olarak olgunlaşmadan yenmemelidir. Ayrıca, ülseri ve sindirim sistemi iltihabı olanlara tavsiye edilmez.

Kavunun faydaları

Vücudu serinletir, idrar söktürücüdür ve kabızlığı giderir. Romatizma ve basur şikayetlerini azaltır. Böbrekleri temizler. Böbrek taşlarını ve kumlarını dökmeye yardımcı olur. Yatıştırıcı etkisi ile rahatlık verir ve uykusuzluğa iyi gelir. Cildin taze görünmesini sağlar.

- Yemeklerden önce kavun yenirse hazım cihazlarını yıkar ve hastalıkları giderir.

- Böbrek -mesane kumu dökülürken kavun yenilirse böbrekler rahatlar ve vücut zindeleşir.

- Kavunun idrar söktürücü özelliği de vardır. İdrar yolu hastalıklarından şikayetçi olanlara bol bol kavun yemeleri tesviye edilir.

- Kabak, kavun, safran ve Arpa Unundan yapılmış helva bol bol tüketilirse idrar zorluğunu giderir.

- Böbrek-sidik kesesi iltihaplanmasında kavun çekirdeği, karpuz çekirdeği ve hıyar çekirdeği yenilmelidir.

- Kavun çekirdekleri kaynatılıp birer bardak içilirse göğüs nezlesi olan hastalara şifa verir.

- Karaciğer hastalıklarına kavun çekirdeği kaynatılıp Suyunun içilesi çok faydası dokunur.

- Onar gram kabak çekirdeği içi, kavun çekirdeği içi, nişasta, Arap zamkı, badem içi, kitre, miyan Balı, şeker, menekşe, Ayva çiçeği ve 1.5 gram afyon toz haline getirilip yeteri kadar Bal ile macun yapılıp birer kaşık yenirse Astım hastalarına iyi gelir.

- 50 gram kavun çekirdeği tozu sıcak su ile yutulursa öksürüğe fayda sağlar.

- Ebegümeci, gelincik çiçeği, hunnab, kavun çekirdeği, baldıran, nöbet şekeri; bu Maddelerden birer avuç alınır ve yeteri kadar su ile kaynatılıp elde edilen su bir bardak içilirse zatürreye iyi gelir.

- Kavun; meniyi arttırır, kumları döker, böbrekleri besler, yağlandırır.

- Et pişirirken kabuklarından bir parça ilave edilirse çabuk pişer.

- Çekirdekleri yenirse iç yaralarına iyi gelir ve idrarı söktürür.

AHUDUDUNUN FAYDALARI

AHUDUDU

Ağaç çileği ya da sultan böğürtleni olarak da bilinir. Çalı şeklinde, dikenli, kümeler halinde olan ve genellikle ağaçlık alanlarda kendiliğinde yetişen bir bitkidir. Bazı bahçelerde dikimi de yapılmaktadır. Duta benzeyen meyvesi kırmızı, etli, sulu ve güzel kokuludur. Meyvesi taze olarak yenilebileceği gibi kurutularak da kullanılır. Yaz başında çiçek açar; temmuz-ağustos aylarında meyvesi olgunlaşır ve toplanır.

Ahududunun Yararları: 

* Vücuttaki toksin maddeleri dışarı atar, kanı temizler.  

* Vücuda dinçlik verir.

* Ateş düşürücü etkisi nedeniyle ateşli hastalıklarda faydalıdır.

* Romatizma, nıkris, kansızlık ve verem hastalıklarına karşı yararlıdır.

* İdrar söktürücü özelliği vardır.

* Ahududu kabızlığı giderir.

* Olgunlaşmış, taze ahududu bol miktarda A vitamini barındırır ve çok faydalıdır.

* Dokuları sıkılaştırıcı ve güçlendirici etkisi vardır.

* Böbrek ve şeker hastalığı olanların taze olarak yemeleri tavsiye edilir.

Ahududu Nasıl Kullanılır?

- Ahududunun çiçekleri kaynatılıp bu su ile gargara yapılırsa bademcik, boğaz ve diş eti iltihaplarına iyi gelir.

- Göz nezlesinde, göz banyo yaptırılırsa yararlıdır.

- Bir miktar ahududuyu ezip püre haline getirdikten sonra yüze maske yapılırsa cildi sıkılaştırır ve serinletir.

- Yaprakları ince kıyılıp kaynatılarak çayı hazırlanabilir.

DİKKAT : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi, sadece bilgilendirmek amacı ile hazırlanmıştır. Bir sağlık profesyonelinin vereceği tavsiyelerin yerine kullanılamaz. Sizin gerçek fiziksel durumunuzu yansıtmıyor olabilir. Doktorunuza danışmadan bu sayfalardan edineceğiniz bilgileri herhangi bir rahatsızlığın teşhis veya tedavisinde kullanmayınız. Soru ve sorunlarınız için doktorunuza danışınız.