Şeker Hastalığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HANGİ DOKTORA GİTMELİYİM?

Hastaneden randevu alacaksınız. Fakat o hastalığınıza hangi bölüm bakar bilemiyorsunuz. Bunu düşünerek sizlere faydalı olacağını düşündüğüm bir yazı hazırladım.
Şimdiden tüm hastalarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunarım.

Dahiliye (İç Hastalıkları) :

* Ağız kuruluğu
* Göğüs ağrısı (buna bağlı sol kol ağrısı)
* Sık idarara çıkma
* Karın ağrısı
* Mide ağrısı
* Mide eksimesi
* Gastrit,
* İshal, Kabızlık,
* Terleme,
* (Tansiyon : Baş ağrısı, Baş dönmesi, bulantı, kulak çınlaması, burun kanaması, kalp ağrıları. Olarak sıralanır.)

Kulak Burun Boğaz (KBB) :

* Boğaz ağrısı,
* Burun akıntısı
* Nezle
* İşitme kaybı
* Kulaktan kan gelmesi
* Burun eğriliği
* Burunda şekil bozukluğu
* Burundan kan gelmesi
* Horlama,
* Kulak iltihabı,
* Saman nezlesi,
* Sinüzit,
* Tükürük Bezi Hastalıkları
* Uçuk,
* kulak ağrısına eşlik eden baş dönmesi
* Uzun süreli kulak akıntısı
* Baş dönmesi
* Çene eklem hastalıkları
* Kulak çınlaması
* Aft

Kalp Damar Cerrahi :

* Göğüs ağrısı ( buna bağlı sol kolda ağrı)
* Kalp,
* Damar,
* Damar sertliği,
* Çarpıntı
* Bacak damarlarında siyahlaşma
* Ayaklarda morarma
* Bacaklarda ağrı

Enfeksiyon Hastalıkları : 

* Grip,
* Sarılık,
* Göz beyazlarında sararma,idrar renginde koyulaşma,iştahsızlık,bulantı.
* Halsizlik, Yorgunluk
* Karın ağrısı ve buna bağlı İshal,
* Kabakulak,
* Köpek, kedi, vb. hayvanlar tarafından ışırık yada tırmalanma halleri
* Büyük dışkıda,Tenya,parazit.
* Ayağa yada vucudun herhangi bir yerine paslı metal batması
* Öksürük,balgam
* Taşıyıcı sarılık
* Ateş,terleme (Brucella)
* Kene sokması
* Ayaklarda / bacaklarda kızarıklık,şişlik,ağrı.

Genel Cerrahi (Hariciye) :

* Apandisit : ( ilk olarak karın üst bölgesinde ağrı ile başlar, Karın üst bölgesindeki ağrı hafifler ve karın sağ alt bölgesinde ağrı başlar, Karında hissedilen ağrının yavaş yavaş şiddetlenmesi, Karında hissedilen ağrının süreklilik kazanması, Ateş, Kalp atışlarında hızlanma, İştah kaybı, Mide bulantısı ve kusma )
* Memede ağrı
* Memede kollara doğru yayılan ağrı
* Memede sertlik hissi
* Memede ele gelen sertlik
* Karın bölgesinde şişlik buna bağlı ağrı
* Gangren,
* Basur,
* Hemoroid,
* İnce bağırsak,
* Kalın bağırsak,
* Karaciğer,
* Mide,
* (Tiroid bezinin az çalışması); yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, sersemlik hissi, depresyon, saç dökülmesi, ciltte kuruma ve soğukluk hissi, kabızlık, kilo alma, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, terlemede azalma, balmumu gibi cilt, soğuğa tahammülsüzlük, üşüme, ses kalınlaşması, ses kısılması, konuşmada ağırlaşma, reflekslerde azalma, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve nabız düşüklüğü, adet düzensizliği, hamile kalmada zorluk, çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği gibi belirtilerle kendini gösterir.
* Hipertiroidi ; sinirlilik, aşırı heyecan, duygusallık, kilo kaybı, terleme ve vücut sıcaklığında artma, ellerde titreme, nabız sayısında ve tansiyonda artış, cilt terleme ve nemlilik hissi, saç dökülmesi, sıcağa tahammülsüzlük, bağırsak hareketlerinde artma, adet düzensizliği, gözde canlı bakış, bazen tek gözde büyüme, bazen çift görme şeklinde ortaya çıkar.
* Vucudda et beni veya yağ bezesi
* Siddetli karın ağrısı
* Büyük dışkı ile gelen kan
* Dönüşümlü olarak ishal ve kabızlık.
* Yağakarşı duyarlılık, bağırsak gazları ve karında doygunluk duygusu
* Sağkaburga altında baskı, sağ kürekkemiğine kadaryansıyan sırt ağrıları, sağ omuz bölgesindegerginlikler.
* Göbek bölgesinde ağrı ve şişlik
* Kasıkta ağrı ve şişlik

Nöroloji :

* Hafıza kaybı
* Unutkanlık
* Kol ve bacaklarda uyuşma hissi
* Ellerde titreme
* Parmak uçlarında uyuşukluk
* Vucudun sağ veya sol tarafında uyuşukluk hissi
* Baş ağrısı,
* Felç,
* Baş dönmesi
* Baş dönmesi
* Kasılma
* Bunama
* Çift görme
* Yüz ağrısı
* Dengesizlik
* İstemsiz hareketler
* Vücutta seyrime

Dermatoloji (Deri Hastalıkları) :

* Sıksık tekrar eden ağız içi yaraları
* Akne,
* Bel soğukluğu,
* Deri kanseri,
* Egzama,Allerjik deri hastalıkları,
* Mantar,
* Nasır,
* Saç dökülmesi,
* Vücudun herhangi bir yerinde renk değişikliği (ala)
* Siğil,
* Sivilce,
* Uçuk,
* Kaşıntı
* İyileşmeyen yada geç iyileşen deri yaraları
* Cilt lekesi
* Benler,çiller,doğum lekeleri,
* Tırnak bozuklukları,
* Ayak,koltuk altı terlemeleri,
* Kıl dönmesi,aşırı kıllanma,
* Sedef hastalığı,
* Zona.

Ortopedi :

* Vucudun eklem yerlerindeki ağrılar
* Nemli havalarda hissedilen eklem ağrıları
* Ayak bileği burkulmaları
* Bacak Bel Boyun Fıtık Kalça ağrıları
* Kas Kemik Kırıklar
* Omurga Omuz Romatizma
* Siyatik
* Topuk dikeni
* Bütün eklem ağrıları
* Bağ kopmaları
* Lif kopmaları
* Kas ağrıları
* Düşmelere bağlı kol ve bacak ağrıları

Üroloji (Bevliye): 

* İdrar yaparken yanma hissi
* İdrar yolunda akıntı.
* Sık idrara çıkma
* İdrar yapamama tıkanma
* Böbrek taşı,Bel ağrısıyla beraber bulantı olması,
* Erken boşalma,
* Frengi,
* İktidarsızlık,
* Kısırlık,
* Mesane,
* Penis Hastalıkları,
* Prostat
* Testislerde ağrı
* Gece sık sık idrara kalkma
* Kanlı idrar yapma (Kanlı işeme)
* Torbalarda şişme
* Testislerde sertlik,şişme
* Sünnet derisinde şişlik,kızarıklık.

Göğüs Cerrahi Hastalıkları:

* Kaburga kırıkları,
* Göğüs ağrısı
* Nefes almada güçlük ve nefes alırken hırıltılı ses
* Nefes darlığı,
* Zatürre,
* Pnömoni,
* Tüberküloz,
* Öksürüğe bağlı ağızdan kan gelmesi
* Yoğun kıvamlı bağlam çıkarma
* Düşme yada göğse alınan darbe sonucu göğüs ağrısı
* Göğüs içerisinde sıvı toplanması
* Akciğer Kanseri
* Göğüs duvarı şekil bozuklukları
* Göğüs içi maligniteler
* Akciğer apsesi
* Diafragma rahatsızlıkları
* Göğüs duvarı tümörleri
* Soluk borusu rahatsızlıkları

Psikiyatri :

* Depresyon,
* Gereksiz korkular
* Sosyalleşme bozukluğu
* Kekemelik
* Davranış bozukluğu
* Uyku bozukluğu,
* Uykusuzluk
* Huzursuzluk
* Tedirginlik
* Anksiyete Bozukluğu,(Kaygı bozukluğu.)
* Sosyal fobi,özgül fobi,
* Kişilik bozuklukları,
* Alkol,madde kullanımı,bağımlılığı,
* Öğrenme güçlüğü,
* Dikkat eksikliği,Hiperaktivite,
* Panik atak,
* Şizofreni,
* İnsominio (Uyku bozukluğu,)
* Davranış bozukluğuna karşı gelen bozukluklar,
* Bipolar bozukluk (İki uçlu duygu durum bozukluğu )(Mani depresyon)
* Şizoeffektif bozukluk,
* Psikiyatrik hastalıklarda tedaviler
* Davranış bozukluğu,Karşı gelme bozukluğu,
* Mental Retardasyon (Zeka geriliği)

Göz Hastalıkları :

* Uzağı görme güçlüğü
* Yakını görme güçlüğü
* Görme netliği bozukluğu
* Arpacık, göz rahatsızlığına başlı baş dönmesi
* Gözde kızarıklık yanma hissi
* Göz kuruluğu
* Baş ağrısı ( görme bozukluğuna bağlı)
* Ani görme kaybı
* Gözde ani ortaya çıkan sinek uçuşmaları,ışık çakmaları,
* Gözde çapaklanma,
* Göz ağrısı,batma.

Kardiyoloji :

* Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi
* Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır
* Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.
* Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı
* Nefes darlığı

Endokrinoloji :

* (Tiroid bezinin az çalışması); yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, sersemlik hissi, depresyon, saç dökülmesi, ciltte kuruma ve soğukluk hissi, kabızlık, kilo alma, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, terlemede azalma, balmumu gibi cilt, soğuğa tahammülsüzlük, üşüme, ses kalınlaşması, ses kısılması, konuşmada ağırlaşma, reflekslerde azalma, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve nabız düşüklüğü, adet düzensizliği, hamile kalmada zorluk, çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği gibi belirtilerle kendini gösterir.
* Hipertiroidi (Tiroid bezinin çok çalışması) ise; sinirlilik, aşırı heyecan, duygusallık, kilo kaybı, terleme ve vücut sıcaklığında artma, ellerde titreme, nabız sayısında ve tansiyonda artış, cilt terleme ve nemlilik hissi, saç dökülmesi, sıcağa tahammülsüzlük, bağırsak hareketlerinde artma, adet düzensizliği, gözde canlı bakış, bazen tek gözde büyüme, bazen çift görme şeklinde ortaya çıkar.

Gastroenteroloji :

* Kabızlık
* İshal
* Kusma
* Bulantı
* Karın ağrısı
* İrritabıl barsak sendromu
* Retrosternal yanma hissi (Göğüs ortasında yanma hissi)
* Asit reflüsü (Ağza acı su gelmesi)
* Safra kesesi ağrısı.
* Midede yanma hissi
* Midede ekşime hissi
* Aşırı geyirme
* Aşırı gaz çıkarma
* Mide hastalıkları,
* Bağırsak hastalıkları,
* Karaciğer hastalıkları,
* Safra kesesi ve yolları hastalıkları,
* Pankreas hastalıkları,
* Sarılıklar,
* Hepatitler

Fizik Tedavi :

* Ağrılı eklem sorunları
* Bel ve boyun ağrıları
* Kol, dirsek, el ve bilek ağrıları (sinir sıkışmaları, tenisçi dirseği, karpal tünel sendromu…) Elde-ayakta uyuşma.
* Ayak, ayak bileği ağrıları (hallux valgus, düz tabanlık…)
* Eklemlerde kireçlenme,Dizde kireçlenme.
* Disk hernileri (bel-boyun fıtıkları)
* Osteoporoz (kemik erimesi/zayıflığı)
* Fibromiyalji, çeşitli kas hastalıkları,Kas ağrıları.
* Romatoid artrit, Ankilozan spondilit ,Romatizmal hastalıklar
* Diğer romatizmal hastalıklar (yumuşak doku romatizması; tendinit, eklem ve kas zorlanmaları…)
* Felçli hastalar

Nefroloji :

* Gece sık sık idrara kalkma
* El, ayaklarda ve gözlerde şişme
* İdrar yapmada bozukluklar
* Ağrılı idrar
* Uykuda idrarı tutamama
* Böbrek hastalıklarının tedavisi,hipertansiyon,diyabet ve aterosklerozun böbrek fonksiyonlarına karşı koruyucu hekimlik hizmetleri,son dönem böbrek hastalarının destek tedavileri ve takibi hizmetleri verilmektedir.
* Böbrek iltihapları(Nefrit,Pyelonefrit gibi)
* Böbrek yetmezliği(Akut veya kronik)
* İdrar yolu enfeksiyonları
* Hipertansiyon (Böbrek kaynaklı)

Plastik Cerrahi Bölümü’nün İlgilendiği hastalıklar:

* Deri kanserleri
* İyileşmeyen yaralar
* Deri yanıkları
* Doğumsal hasarlar
* Yanık izleri
* Yarık dudak
* Yarık damak
* Meme büyütme
* Meme küçültme
* Göz kapağı düşüklüğü
* Göz kapağı hasarları
* Et benleri;renkli benler
* Kulak şekil / bozuklukları
* Deri aşıları
* Yağ alma
* Yağ verme
* Burun şekil bozuklukları
* Deri gençleştirme (Kimyasal yöntem)
* Deri kırışıklıkları için Botoks uygulamalar

Çocuk Hastalıkları Bölümü:

* Çocuk, Akdeniz Anemisi – Talasemi
* Alerji, Apandisit, Astım, Ateş, Boğmaca, Bronşit,
* Çocuk felci, Egzama, Ergenlik, Havale (Nöbet)
* İdrar kaçırma, Kabakulak, Kızamık, Lösemi
* Nezle, Öksürük, Zatürree, Pnömoni

ENGİNARIN FAYDASINI BİLSENİZ SOFRANIZDAN EKSİK ETMEZSİNİZ

Birçoğumuz enginarı mutfağımıza sokmayız bile. Bu da enginarın faydalarını bilmediğimizden kaynaklanmaktadır. Eğer enginarın nelere iyi geldiğini bilsek soframızdan eksik etmeyiz. Sizler için derlediğim enginarın faydalarını dikkatle okumanızı öneririm.

Enginarın Faydaları

 Kandaki üre ve kolesterolü düşürür.
 İdrar söktürür.
 Kandaki şeker miktarını ayarlar. Şeker hastaları için çok faydalıdır.
 Bedeni ve ruhi bitkinliği giderir. Vücuda dinçlik verir.
 Sinirleri güçlendirir.
 Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler.
 Böbreklerdeki kumların dökülmesine yardım eder.
 Karaciğer hastalıklarının çabuk geçmesini sağlar.
 Sarılıkta faydalıdır.
 Romatizmanın şikayetlerini geçirir.
 Mide ve bağırsakları temizler. İshali keser.

Dikkat : Emzikli kadınlar, böbreklerinde veya mesanelerinde iltihap olanlar yememelidir.

BU BAHARATI SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİN!

Baharat denilince ilk akla gelenlerden birisi de tarçındır. Tarçın, tarih boyunca hastalıklara karşı doğal bir ilaç olarak kullanılmıştır. Tarçın toz olarak tatlıların üzerine konulduğu gibi çay olarak ta tüketilmektedir.

Tarçının içinde kalsiyum, magnezyum, demir ve lif bulunur. Tarçın tam bir şifa deposudur. Hatta kanser hücrelerinin oluşmasına bile engel olduğu gözlemlenmiştir.

Tarçının Faydaları

* Tarçın, ülser gibi mide sorunlarının çözümünde oldukça etkilidir.

* Kan şekerini düzenlediği için, şeker hastalarına tarçın kullanmaları tavsiye edilir. Tatlı bir baharat olduğu için diyetlerinizde tatlı ihtiyacını karşılamak için de kullanabilirsiniz.

* Tarçın, ayrıca kolesterolü düşürür. Bu nedenle kalp ve damar sağlığının korumasında büyük bir görevi vardır.

* Tarçın, insülin düzeylerinin yükselmesini sağladığı için vücudumuzun  yağlanmasını önler ve kilo vermemize yardımcı olur.

* El ve ayak titremelerini önlediği için parkinson hastalarına da tarçın tüketmeleri tavsiye edilmektedir.

* Kadınların adet öncesi gerginliklerine iyi gelir ve adet sancılarının azalmasına destek olur.

* Vücut direncini artırdığından, kışın soğuk algınlığı hastalıklarına (grip, nezle vb) nyakalanmamızı önler.

* Ağız kokularını ve diş ağrılarını önlemek için tarçın çayı içilebildiği gibi, tarçın çiğnemek de faydalı olmaktadır.

* Bilimsel araştırmalara göre, tarçın koklamak hafızanın ve zihinsel fonksiyonların daha iyi çalışmasını sağlamaktadır.

* Tarçın, anne sütünü arttırır. Bu sebeple emziren annelerin tarçın tüketmeleri önerilmektedir.

* Her sabah bir çay kaşığı balın içine bir çay kaşığı tarçın konup yenirse eklem iltihaplanmalarına iyi geleceği tavsiye edilmektedir.

EMG / ENMG (Elektronöromiyografi) Nedir? Hangi Durumlarda Yapılır?

EMG / ENMG (Elektronöromiyografi) Nedir?
EMG; sinirler ve kaslardan alınan elektriksel sinyallerin yazdırılması anlamını taşır.

EMG; sinirleri etkileyen hastalıklarda tanı koymak, tanıyı doğrulamak, işlev bozukluklarını ya da yapısal hasarların şiddetini belirlemek, hastalık sürecini izlemek ve uygulanan tedavinin etkisini değerlendirmek için başvurulan bir inceleme yöntemidir.

EMG incelemesinde hastaya farklı testler uygulanabilir. En çok uygulanan testler “sinir ileti çalışmaları” ve “iğne EMG’si” testleridir.

Sinir İleti Çalışmaları 
EMG incelemesi sırasında; cilt üzerine yapıştırılan uyarıcı elektrodlarla sinirlerin belirli noktalarına verilen elektrik uyarıları ile bu sinirlerdeki sinyaller ortaya çıkarılır. Bu sinyal deri üzerine yerleştirilen kayıt elektrodları ile kaydedilir.

İğne EMG’si 
Bu işlem; iğne elektrot adı verilen özel bir kayıt elektrotlarının kas dokusu içine batırılması ve kas lifleri üzerinde elektriksel sinyallerin kayıt altına alınması amacıyla yapılmaktadır.

Kas liflerinin hafif ve güçlü kasılmaları sırasındaki ürettikleri sinyaller değerlendirilir. Böylece saptanan hastalığın vücudun neresinde olduğuna ya da yaygın bir hastalık durumunda hastalığın yaygınlık derecesine ilişkin bilgiler elde edilir.

EMG Hangi Durumlarda Yapılır?
* Diyabet, B12 vitamini, folik asit eksikliği gibi metabolik şikayetlerde,
* Organ yetmezlikleri (Böbrek, Karaciğer),
* Romatizmaya bağlı hastalıklar,
* Kanser,
* Kronik alkol kullanımı,
* Toksik maddelerle ilgili işlerde çalışılması,
* Bağışıklık sistemi hastalıkları,
* Kalıtsal nedenler,
* Çocuk felci,
* ALS,
* Kas hastalıkları,
* Sinir hastalıkları.

EMG İncelemesine Gelirken Hasta Nelere Dikkat Etmeli?

* Hastanın aç olması gerekmez,

* Düzenli olarak kullanmakta olduğu ilaçlar varsa bunları almasında sakınca yoktur. Ancak, özel durumlarda bazı ilaçları kullanmaması gerekir, bu durumlarda hekim tarafından gereken uyarı önceden yapılır.

* Rahat bir giysi giymesi, incelemeyi kolaylaştırır. Kadın hastaların külotlu çorap giymemeleri önerilir.

* Kalp pili taşıyorsa inceleme öncesi hekimi uyarması önerilir.

Kaynak : http://www.medicana.com.tr/

Bu Yazıyı Okuyunca Her Gün Elma Yemek İsteyeceksiniz

Sağlıklı beslenme denilince akla ilk gelen meyvelerden biri olan elmanın faydaları neler diye merak ediyorsanız eğer, sizler için derlediğim 40 faydasını okumadan geçmeyin.

Araştırmacılar günde 2 elma yiyen kadınlarda tip2 diyabetin daha az geliştiğini buldular. Şeker hastalığından korunmanın yollarından biri elma yemekten geçiyor.

Elmanın 40 Faydası

1- Elmanın verdiği enerji 100 gramda 54 kaloridir. Bu enerji yağdan değil, meyve şekeri ve organizma tarafından ağır olarak sindirilen şekerden gelmektedir. Kesinlikle her gün tüketilmesi şart olan bir meyvedir

2- Günde bir elma yemek, sizi tüm hastalıklardan korur. İki elma yerseniz kalp ve damar hastalıklarından korunmuş olursunuz

3-Diyetler için mükemmel bir seçenektir

4-Çağın belalı hastalığı kanserden, kolesterole kadar birçok hastalığın gerek riskini azaltmada gerekse önlemede önemli rol üstleniyor

5-Öğle yemeğinden önce yendiğinde ya da kabuğuyla pişirildiğinde bağırsakları çalıştırır, yumuşatır, kabızlığı önler

6-İçindeki petkin maddesi zararlı kolesterolü (LDL)'yi düşürürken, faydalı kolesterol (HDL) oranını yükseltir

7-Dalağın kan yapmasını sağlar

8-Bünyesindeki C vitamini sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir

9-Nefesi rahatlatır. Yapılan bazı araştırmalar, elma yiyenlerin daha kolay nefes aldığını göstermektedir

10-Gastritten kaynaklanan yanmaları hafifletir

11-Elma kürü, gut, böbrek, mesane hastalıkları ve hemoroit tedavisinde de işe yarar.

12-Sabah aç karna yendiğinde kanı temizler ve toksinleri atmayı sağlar

13-Isırarak yenirse, dişleri temizler ve diş etlerini güçlendirir

14-Uykudan önce yenirse rahatlatır ve kolay uyumayı sağlar

15-Yeşil, hafif ekşi olanları mide bulantılarını önler

16-Düşük kalorili (50 kalori) olduğu için şişmanlığı önler, kan şekeri düzeyini ve yüksek tansiyonu olumlu bir şekilde etkiler.

17-Ortasına biraz marmelat ekleyip fırında pişirildiğinde, rejim yapanların tatlı yeme isteğini giderir

18- Isırarak yenirse  dişleri temizler, diş etlerini güçlendirir

19-Enerji verir

20-Elma kalbi korur

21-Annelerin gebelikleri sırasında tükettikleri yiyeceklerden, çocukların astıma yakalanmasında koruyucu etkiye sahip tek gıda elmadır. Hamilelik sırasında annenin yediği elma, bebeği astımdan koruyor.

22-Her gün bir elma kalp krizi riskini düşürür %24

23-Yüksek tansiyona karşı birebirdir

24-Eski Çin tıbbında elmanın ateş düşürücü olduğuna inanılır ve akciğerin ateşli hastalıklarında serinletici bir etkisi olduğu kabul edilirdi

25- İçerdiği elma asidinin zararlı bazı bağırsak bakterilerinin üretimini frenlediği düşünülüyor

26- İçinde bol C vitamini ve lifli proteinler bulunan elma, içerdiği flavinoidler sayesinde hücre ölümüne neden olan serbest radikal adlı kimyasallarla savaşıyor. Bu süreçte, kalp ve damar hastalıklarına yol açan kötü kolesterol azalırken, vücudu koruyan iyi kolesterol yükselişe geçiyor

27- Elma, spor öncesinde tüketildiğinde enerji verir. Sonrasında tüketildiğinde %85 oranındaki su içeriğiyle organizmanın ihtiyacı olan suyu tamamlayarak toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır. Spor sırasında tüketildiğinde organizmaya çeşitli mineral ve vitaminler yükler

28-Günlük olarak tüketilecek 3 adet elmanın 2 ayda yaklaşık %10 oranında kolesterolün düşmesine yardımcı olduğu

29-Artrit, romatizmalar ve gut hastalıklarında çok yararlıdır

30-Karaciğer kanseri, kalın barsak kanseri ve göğüs kanserine karşı koruyucu etkiye sahiptir

31- Cilde parlaklık ve güzellik verir

32- Soğuk algınlığı ve öksürüğe iyi gelir

33- Baş ağrısına iyi gelir

34- Uykusuzluğa iyi gelir

35- Bağırsaklardaki parazitlerin dökülmesini sağlar

36- Elmanın faydalarından ilginç bir tanesi de içerdiği potasyum (100 g’da 120-200 mg) zenginliği ve az sodyumdan (100 g’da 10 mg’dan az) ötürü dinlendirici olmasıdır

37- Galler’de 2500 kişi üzerinde 5 yıl süreyle yapılan bir araştırmanın sonucu, daha önce yapılan bazı araştırmalara uyumlu olarak haftalık tüketilen elma sayısının nefes fonksiyonuna pozitif etkileri olduğunu göstermiştir. Yenen ortalama elma miktarı arttıkça sigara kullananlar da bile nefes alma kapasitesinde artış saptanmıştır. Bu etki elmadaki antioksidanlardan kaynaklanmaktadır

38- Elmada suda eriyen vitaminlerin tamamı mevcuttur. Yüksek miktardaki C vitamini, bir insanın günlük C vitamini ihtiyacına denktir. en fazla kabuğunda ve kabuğun hemen altında yoğun olarak bulunur. Bu nedenle iyi yıkanmış elmanın kabuğuyla tüketilmesi en doğrusudur

39- Elmanın içerdiği diğer vitaminler ise B1, B2, PP, B5, B9, Provitamin A (karoten) ve E vitaminidir

40-Beyin hastalıkları konusunda koruyucudur.

Şeker Komasının Belirtileri

Kan şekerimizin uzun dönemli aşırı yükselmesinden ya da düşmesinden kaynaklı olarak husule gelen şeker koması çok ciddiye alınması gereken bir sorun olduğu için, şeker koması belirtileri hissedildiği zaman hiç vakit kaybetmeden bu soruna karşı önlemlerimizi almalıyız. Aksi durumda şeker koması belirtileri göz ardı edilirse, sorunun tedavisi içi geç kalınırsa şeker hastasının hayati büyük riske girecek ve neticeleri de çok kötü olacaktır.

Şeker komasının belirtileri

Pek çok insanın risk altında olduğu şeker komasının belirtileri ortaya çıkmadan önce ekseri yüksek ve düşük kan şekeri belirtileri husule gelecektir. Şeker komasından önce ortaya çıkan yüksek kan şekerinin belirtileri aşırı susuzluk, yorgunluk, mide bulantısı ve akabinde kusma, midede ağrı hissi, nefesin daralması, sık sık idrara çıkma ağız kuruluğu ve kalp atışlarında hızlanmadır. Bu belirtileri yaşadığınız zaman tedbirli olmalı ve hemen doktorunuzu arayarak ne yapmanız gerektiği konusunda bilgi almalı ya da acil servise gitmelisiniz.

Ayrıca yüksek kan şekeri belirtilerini yaşamayabilir, bu durumda düşük kan şekeri belirtileri ile de baş başa kalabilirsiniz. Düşük kan şekerinin belirtileri ise; sinirlilik, baş ağrısı, çarpıntı, açlık hissi, dikkatin dağılması, bulanık görme, baş ağrısı, titreme, terleme ve yorgunluktur. Bu belirtirli yaşadığınız zamanda da şeker komasına girme riskini aklınıza getirmelisiniz. Çünkü şeker koması öncesi ya düşük kan şekeri ya da yüksek kan şekeri belirtileri yaşanmaktadır.

Pirinç Pilavının Zararları

Şeker hastalığı olanlar dikkatli olmalı!
Pirincin tek başına birçok sağlığa yararı vardır fakat bizim halkımız içerisine tuz ile yağ eklemeden tüketemediği için zararlı hale illa dönüştürür. Örneğin Çin halkı günde 3-4 kase tüketir fakat tuz ve yağ kullanmadan. Zaten şeker hastalığı olanlar kesinlikle pilav tüketmemeye çalışmalı perhiz uygulamalıdır. Fakat uzmanlar pirinç yerine bulgur pilavının tüketilebileceğini önerirler nedeni ise pirincin kan şekerini yükseltmesinden kaynaklanır. Kalorisine dikkat edenler kaç kalori olduğununa lütfen dikkat etmeyenler ederse çok iyi olacak çünkü pirinç pilavının 100 gramında 326 kalori vardır yani yaklaşık 1 kase kadarında.

Kalori değerinin biraz fazla olması nedeni ve içerisinde tuz ile yağın kullanılması ile sağlığa zararlı olabilecek olan pirinç pilavının kullanılması aslında pek doğru değildir, az tüketilme ya da yerine bulgur pilavı tercihi yapılarak sağlıklı yaşanmalıdır.

Faydaları
Vücut gelişimini destekler. Vücuda enerji verir ve vücudu kuvvetlendirir. Doyurucudur. Zihni açar. Yüksek tansiyonu düşürür. Hazmı kolaylaştırır. Vücuttaki fazla suyu çekerek vücudun toksit maddeleri uzaklaştırmasına yardımcı olur ve ishali de keser. bunların yanı sıra birçok faydası olan pirinç bakın pilav değil sadece saf hiçbir katkı ile hazırlanmamış olanı aslında faydalıdır başta dediğimiz gibi sizlerin kullandığı malzemeler sonucunda zararlı oluyor aslında fakat şeker hastalarına zaten doktorları tavsiyelerde bulunacaktır.

Kan Şekerini Düşüren Besinler

Kan şekeri yani glikoz başta beynimiz ve sinir sistemimiz olmak üzere hücrelerimizin temel enerji kaynağıdır. Kan şekerinin en düşük seviyelerde olduğu zaman sabah uyandığımızdadır. Yemeklerden sonra ise yükselişe geçer. Tükettiğimiz besinlere bağlı olarak hızlı ya da yavaş yükselebilir. Kan şekerimiz çok hızlı yükseldiğinde vücudumuz ani olarak insülin hormonu salgılayarak kan şekerinin tekrar normal seviyelere dönmesi için salınımını arttırır. Kan şekerini hızla yükselten besinleri fazlaca tüketmek bir süre sonra insülin direnci oluşmasına sebep olur ve alınan fazla miktardaki şeker vücutta yağa dönüşmeye başlar.

Modern dünyanın en yaygın hastalıkları olan tip 2 diyabet ve obezite kan şekerinin sürekli düzensiz seyrine bağlı olarak gelişmektedir. Sonuç olarak çağımızın hastalığı halini alır.

Kan şekerinizi düşürmenin en pratik ve kolay yolu, her gün 20-30 dakika egzersiz yapmaktır. Vücudunuz egzersiz sırasında depolanmış olan şekeri enerjiye dönüştürerek kullanır. Tempolu yürümek bile en basit haliyle size şekeri yaktıracaktır.

Besinlerin kan şekeri üzerindeki etkilerini gösteren glisemik indeks tablolarına baktığımızda beyaz ekmek, beyaz pirinç, patates, mısır, tatlılar, kekler, börekler ve meyvelerin bir çoğunun kan şekerini hızlı yükselttiğini görürüz ve bu besinleri düşündüğümüzde de günlük beslenmemizde ne kadar geniş bir yer tuttuğunu görebiliriz. Bunların büyük bir kısmı rafine besinlerdir. Örneğin buğday rafine edilerek un haline getirilir, pancar ya da şeker kamışından da beyaz şeker . Bu besinlerin dezavantajı rafine edilirken besin değerlerinin azalmış olması ve sadece boş kalori vermesidir. Diğerleri ise içeriklerinde şeker ve nişasta oranı yüksek olan karbonhidratlardır. Bu besinlerin enerji vermelerinin yanı sıra içeriklerinde bulunan diğer besin ögeleri sebebiyle vücut fonksiyonlarımızın yerine getirilmesi için faydalı besinlerdir.

Kan şekerini hızlı yükselten besinleri küçük porsiyonlarda ve yanında kan şekerini dengeleyen besinlerle birlikte tüketmek hastalık risklerinden korunmanıza yardımcı olacaktır. Bazı basit uygulamalarla bunu nasıl yapabileceğinizi aşağıdaki örneklerde bulabilirsiniz.

Protein içeriği zengin besinlerle birlikte tüketerek.
Protein içeren besinleri karbonhidratlı besinlerle birlikte tüketerek karbonhidratlı besinin kan şekerine etkisini azaltmış olursunuz. Ancak hem karbonhidrat hem de protein kaynaklı besinler kalorilidir. Hayvansal proteinlerin aynı zamanda doymuş yağ içerikleri onları daha da kalorili hale getirir. Bu sebeple birlikte tüketimleri ihtiyacınızdan fazla kalori almanıza neden olabilirler. Kanşekerini bu yolla kontrol altında tutarken porsiyon hesaplamalarına dikkat etmek gerekir.
Muz + az yağlı süt,
Çilek + az yağlı yoğurt,
Bal + az yağlı yoğurt,
Karpuz + az yağlı peynir,
Ekmek + az yağlı peynir,
Patates + yağsız et (ya da fırınlanmış patatesin içine az yağlı peynir- kumpir),
Pirinç +yağsız et (ya da kuru bakliyat yemeği),
Tatlıları hamur işleriyerine olabildiğince sütlü tatlılardan seçmek,
Keklerde yumurta, süt ve yoğurt kullanmak,
Kraker+ az yağlı peynir

Badem, ceviz, fındık ve fıstık ile birlikte tüketerek:
Yağlı tohumların kan şekerini düzenleyici etkisi bilinmektedir. Burada da dikkat edilmesi gereken konu miktarları doğru ayarlamaktır. Yağlı tohumlar adı üstünde yağlıdır. Doymamış yağ açısından zengin olan bu besinler vücudumuza çok faydalı olsalar da fazla tüketimlerinden kaçınmak gerekir. Yağı bir gramı 9, karbonhidratlarda ve proteinlerde  ise 4 kaloridir.
Bir elmanın yanında 5-6 tane badem,
Ekmekle birlikte şeker katkısız fıstık ezmesi
Bademli veya nohutlu kahverengi pilav,
Tatlıların içine ya da üzerine dövülmüş ceviz, badem, fındık, fıstık

Yeşil sebzelerle birlikte tüketerek:
Yeşil sebzeler karbonhidrat grubunda olmalarına karşın yoğun lif içerikleri nedeniyle öğünün kan şekeri üzerindeki etkisini azaltır.
Bol yeşillikli patates salatası (haşlanmış yumurta ile süsleyerek)
Ispanaklı, otlu börek

Kuru baklagiller:
Hem lif hem de protein içeriği zengin olan baklagillere sofralarınızda daha fazla yer verin. Pilav, ekmek ve makarna gibi besinleri tek başlarına asla tüketmeyin ve  yanında kuru fasulye, nohut gibi baklagiller tüketerek onların kan şekeri üzerindeki etkilerini azaltın.

Limon- Sirke kullanarak:
Limon ve sirke( özellikle elma sirkesi) kan şekerini düşürürcü etki gösterir. Kan şekerini hızlı yükselten ve kullanımı damak tadınıza uyan her şeyin üzerine limon ve sirke kullanarak kan şekerinzin kontrol altında kalmasını sağlayabilirsiniz. Meyvelerinizi, havucu limonlu tüketebilirsiniz.

Tarçın:
Tüm tatlıların üzerine tarçın serpin. Tarçının kan şekeri üzerinde olumlu etkisi sayesinde belli ölçüde tatlı besinlerin kan şekerini aşırı yükseltici etkisinden kurtulabilirsiniz. Yapılan pek çok bilimsel çalışma tarçının kan şekeri düzenleyici etkisini ortaya koyuyor.

Şeker Hastalığı Ayak Ağrısı Yapar Mı?

Günümüzün en sık karşılaşılan sağlık problemlerinden birisi olan şeker hastalığının (diyabet) ayak sağlığını olumsuz etkilediğini ve ayak rahatsızlıklarına yol açtığını sanırım bilmeyen yoktur. Ayaklarda mütenevvi şikayetlere sebep olan şeker hastalığının peki ayak ağrısı yapma ihtimali var mıdır? Yaşanılan ayak ağrısı sorunlarının şeker hastalığı ile bir bağlantısı olabilir mi?

Şeker hastalığı ve ayak ağrısı
Şeker hastası olan ve 30 yaş üstündeki kişilerde ayak sağlığı problemlerinin görülme riskinin daha da arttığına değinen Süleymanoğlu, şeker hastalarının, hasta olmayan bireylere göre ayak sağlıklarına daha çok dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Şeker hastası olan hastaların ayaklarında iltihap, yara, su toplamaları, sıyrıklar, cilt tahrişleri, ayak sinirlerinin hasar görmesi, enfeksiyonlara karşı direncin artması gibi mütenevvi sorunlar husule gelmektedir.

Şeker hastalığının kan şekerinin sürekli yüksekliği nedeniyle kan dolaşımının azaltmasına, damar duvarlarını bozarak damarların hasar görmesine ve ayaklara giden kan miktarının azalmasına sebep olduğu için, kan akımının azalması kullanılan ilaçların ayağa yeterli miktarda ulaşamamasına ve ayak sorunlarının kesin olarak önlenememesine sebep olmaktadır.

Şeker hastalığında ayaklarda görülen bir diğer problem ise, ayak sinirlerinin harap olmasıdır. Hasar gören ayak sinirleri nedeniyle hastaların ayak hissi azaldığı için, herhangi bir dış etken sonucunda ayaklarda ki ağrı hissedilmemektedir.

Şeker hastalığının ayaklarda yol açtığı bir diğer sorun da, küçük kemiklerin bütünlüğünün giderek bozulmasından dolayı ayalarda hızla şişme ve düztabanlık meydana gelmesidir. Bu sorunlar şeker hastalığında ayakta ağrıya sebep olmaz ancak, yürümelerini zorlaştırabilir.

Şeker Hastalığı Gözü Nasıl Etkiler?

Şeker hastalığı pek çok organı etkileyen bir hastalıktır. Bu organlardan bir tanesi de gözdür.

Şeker hastalığı gözü nasıl etkiler? Şeker hastalığı tıp dilindeki adıyla diyabet gözün arka bölümünde görme işleminde çok önemli bir yer olan retina tabakasındaki damarlara zarar verir. Bu zarar makula denilen görme merkezinde su toplanmasına yol açarak görmeyi azaltabilir. Bunun dışında göz içerisinde kanama yaparak ani görme kayıplarına yol açabilir.

Diyabet genel olarak gözlerde bulanıklık gelip geçici görme bozuklukları göz tansiyonu katarakt ve görme kaybı gibi sorunlara yol açar. Bulanık görme kan şekeri yükselmesi esnasında sık görülen bir şikayettir. Ancak bulanık görme bazen geçici olabildiği gibi bazen de kalıcı bir görme kaybına dönüşebilir.  Diyabet erişkinlerde yeni körlüklerin en önemli nedenlerinden biridir. Ayrıca göz tansiyonu ve katarakt gibi göz hastalıklarının ortaya çıkma riski diyabetli hastalarda iki kat daha fazladır.  Bu kıyaslamalar tek başına şeker hastalığını gözü nasıl etkiler sorusuna verilebilecek en ciddi cevaptır.

Diyabet hastalarının temel sorunu kan şekeri düzeyindeki değişikliklerdir. Bu değişikliklerin vücuda bir etkisi de göz sıvısının yoğunluğunu değiştirerek görme sorunlarının başlamasıdır. Diyabet hastalarında göz sorunları uyarıcı belirtiler olmadan gelişir. Gözdeki diyabete bağlı değişiklikler başlangıçta rahatsız edici bulgulara neden olmazken bu değişiklikler zamanla görme kaybına varan ciddi sonuçlara yol açabilir. İşte bu nedenle diyabet tanısı konulan bir hasta yılda bir kez bir göz hekimine muayene olarak oluşabilecek komplikasyonların önüne geçilebilir.

Açlık Tokluk Kan Şekeri Kaç Olmalı?

- Dünya Sağlık Örgütü'nün son aldığı karara göre, kan şekeri değeri normalde 100'ün üstünde olan herkes diyabet açısından risk altında kalıyor.

- Şeker değerleri yaşa göre değişmez. 8 saatlik açlıktan sonra kan şekeri 100'ün üstünde olan herkes risk altındadır.Aynı risk tokluk kan şekeri 125'in üzerinde olanlar için de geçerlidir..

- Diabet, kan şekerinin yükselmesiyle ortaya çıkar diyoruz. Kan şekeri değerleri normal bir kişide:
* Açlık kan şekeri: 100 mg veya daha düşük
* 2 saatlik tokluk kan şekeri: 140 mg veya daha düşük olmalıdır.
Diabetik demek için açlık kan şekeri 125 mg veya daha yüksek, tokluk kan şekeri ise 200 mg üzerindeki olmalıdır.

- Açlık kan şekeri 2 saatlik tokluk kan şekeri :
* Normal 100 mg veya altında 140 mg altında
* Bozulmuş glikoz toleransı (diabet adayı) 100-125 mg arasında 141-200 mg arasında
* Diabetik 125 mg üzerinde 200 mg üzerinde

- Açlık kan şekeri 126'nın, tokluk kan şekeri 200'ün üzerinde olanlara diyabet hastasıdır.

- Açlık kan şekeri 8 saat açlıktan sonra ölçülen değerdir. Tokluk kan şekeri de 75 gr. karbonhidrat içeren glikoz alımından sonra yapılan ölçümdür.

Şeker Hastalığında Düzenli Egzersizin Faydaları

Şeker Hastalığında Düzenli Egzersizin Yararları Nelerdir?
Egzersizin şeker hastalığı üzerine çok olumlu etkileri vardır. Egzersiz, psikolojik durumu, kalp dolaşım sistemi veya metabolizmayı etkileyebilir. Düzenli egzersiz kan şekerini düşürür ve bu da şeker hastalığının kontrolünde çok önemlidir.

Egzersizin başlıca yararları;
1. İnsülin hassasiyetini artırır: Egzersiz daha fazla insülin üretimini sağlamaz fakat insülinin hassasiyetini artırır. Bu etki birkaç saat sürer. Bazı hastalarda 24 saat bile etkisi olabilir. Böylece, insüline bağımlı olmayan
hastalarda ağızdan alınan ilaç miktarı azaltılabilir.

2. Kan şekerinin kontrolü daha kolay sağlanır: Kişi egzersiz yapmaya başladığında kan şekerini ve diyetini daha düzenli ve dikkatli takip eder. Şeker hastalığını kontrol etmenin temel anahtarı hastalığın yan etkilerini
azaltmaktır.

3. Kalp damar hastalıkları riskini azaltır: Egzersiz kan basıncını ve kalp damar tıkanıklığına yol açan kolesterolu düşürür.

4. Egzersizin diğer yararları:
• Vücuttaki fazla yağları yakar; kilo vererek ideal vücut ağırlığına kavuşmanızı sağlar.
• Kaslarınızın kuvvetlenmesini sağlar.
• Kan akışını artırır.
• Enerjinizin artmasını sağlar.
• İş yapma kapasitenizi artırır.
• Dolaşımı artırır.
• Oksijen tüketiminizi artırır.
• Tekrarlı iş yapabilme becerinizi artırır.
• Kemik yoğunluğunuzu ve kuvvetinizi artırır.
• Stresinizi azaltır ve gevşemenizi sağlar.
• Endişe ve depresyonu azaltır.
• Kendinize güvenizi artırır ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. Egzersiz Tip1 (insüline bağımlı) ve Tip 2 (insüline bağımlı olmayan) şeker hastalıklarında diyet ve ilaç kullanımı ile birlikte hastalığın kontrolü
açısından son derece önemlidir.

Egzersiz Yaparken Dikkat Edilecek Hususlar 
• Şeker hastalığı olan kişilerde egzersiz için bazı potansiyel riskler vardır. Kullanılan ilaçların aşırı etkisi, hastalarda hipoglisemiye (kan şekerinin aşırı düşmesi) sebep olabilir.
• Şeker hastalığı olan kişilerde bu hastalığın yanı sıra kalp hastalığı da varsa egzersiz yapmadan önce ritm bozuklukları ve kalp krizi gibi problemlerin oluşmaması için doktorunuza ve fizyoterapistinize danışın.
• Yaşlı olan hastalarda ağırlık kaldırma egzersizleri eklemlerde veya yumuşak dokularda hasara yol açabilir. Dikkatli olunmalıdır.
• Gözleri etkilenen hastalarda, aşırı zorlayıcı egzersizlerden kaçınılmalıdır.
• Egzersiz sırasında ayaklara özel ilgi gösterilmelidir. Yumuşak ve uygun spor ayakkabıları giyilmelidir. Ayakkabılar ayakları sıkmamalıdır. Nemi emen özel çoraplar giyilmelidir. Bunlar ayakları darbelerden ve su toplamalarından korur. Egzersizden önce ve sonra ayaklar kontrol edilmelidir.
• Susuz kalmamak için egzersizden önce, egzersiz sırasında ve sonrasında yeteri kadar su içilmelidir.
• Tip II şeker hastalarında nöropati denilen sinir hastalığı görülebilir. Bu hastalarda sıcak veya soğuğa dayanıklılığın azalması ve pozisyona bağlı ani tansiyon düşmeleri görülebilir. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlarda egzersiz yapılmamalıdır.
• Özellikle Tip I şeker hastalarında nefes tutularak yapılan, ağırlık kaldırma aktiviteleri kalp ve göz üzerinde olumsuz etkiler yapar. Ağırlık eğitimi düşük ağırlıkla çok tekrarlı olarak yapılmalıdır. Egzersiz sırasında nefes
tutulmamalıdır.
• Diyet: Egzersizden önce, egzersiz sırasında ve sonrasında uygun beslenilmeli ve yeterli miktarda su alınmalıdır. Hasta egzersiz sırasında küçük şekerler alabilir ve su içebilir.
• İnsülin veya ilaçlar: İlaçlar düzenli kullanılmalıdır.
• Kan şekeri: Hastanın kan şekeri seviyesi 100 mg/dL‘den az ise egzersize başlamadan önce küçük şekerler yenebilir.
• Egzersize başlamadan önceki ideal kan şekeri 120–180 mg/dL arasında olmalıdır. Egzersizden sonra da düzenli olarak kontrol edilmelidir.
• Egzersizden önce kan şekeri 180 mg/dL üzerinde ise hiç şeker alınmaz, kan şekeri 250 mg/dL’nin üzerinde ise, egzersiz kan şekeri kontrol altına alınana kadar ertelenebilir.
• Yatmadan hemen önce egzersiz yapılmamalıdır.

Şeker Hastaları Hangi Egzersizleri Yapmalı?

Şeker Hastaları Nasıl Ve Hangi Tip Egzersiz Yapmalı?

• Aerobik egzersizler (yürüme, bisiklete binme, koşma, merdiven çıkma, yüzme gibi) egzersizler tercih edilmekle birlikte, uygun olan hastalarda uygun ağırlıklarla yapılan egzersizlerle de kan şekeri kontrol edilebilir.
• Egzersiz uygun ısınma ve soğuma sürelerini içermelidir. Isınmak için 5–10 dk süre ile daha düşük şiddetli egzersizler yapılmalıdır.
• Isınmadan sonra, asıl egzersiz dönemine geçilmelidir. Uygun egzersiz şiddeti 15–20 dk sürmelidir.
• Egzersizden sonra daha aktif bir aktiviteyi içeren soğuma dönemine geçilmelidir ve 5–10 dk. sürdürülmelidir.
• Egzersizler haftada 3–5 kez düzenli yapılmalıdır.

Egzersiz Sırasında Hastada Kan Şekeri Aşırı Düşerse Ne  Yapılmalıdır?

Egzersiz sırasında kan şekeri düşerse şu belirtiler ortaya çıkar:
• Terleme ve titreme
• Kalp çarpıntısı
• Aşırı açlık
• Solgunluk
• Göz bebeklerinin aşırı büyümesi
• Bilinç bulanıklığı
• Koordinasyon bozukluğu
• Konuşma zorluğu
• Yargı yeteneğinde kayıp
• Beklenmedik davranışlar

Bu problemler görülürse, 
• Egzersiz hemen bırakılır.
• Hızlı emilen şekerli besinler alınır: içine 3- 5 şeker atılmış elma veya portakal suyu içilir.
• Şekerin emilmesi için 15 dk. dinlenilir.
• Hasta kendini iyi hissediyorsa ve kan şekeri 100 mg/dL’ den fazla ise egzersize devam edebilir.
• Eğer hasta toparlanmadı ise hemen hastaneye gidilmelidir.

DİKKAT : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi, sadece bilgilendirmek amacı ile hazırlanmıştır. Bir sağlık profesyonelinin vereceği tavsiyelerin yerine kullanılamaz. Sizin gerçek fiziksel durumunuzu yansıtmıyor olabilir. Doktorunuza danışmadan bu sayfalardan edineceğiniz bilgileri herhangi bir rahatsızlığın teşhis veya tedavisinde kullanmayınız. Soru ve sorunlarınız için doktorunuza danışınız.