Varis, bacaklardaki toplardamarların genişlemesi, uzaması ve bükümlü bir görünüm kazanmasıdır. Kadınlarda görülüş sıklığı 3-4 kat fazladır. 30-40 yaşlarından sonra sıklık artar. Toplumun %2-%5’inde tedavi gerektiren varis hastalığı bulunmaktadır.
Varisin oluşma sebepleri
Bacakta toplanan kirli kanı, kalp ve akciğere taşıyan toplardamarlar (venler), derin ve yüzeysel olarak iki gruptur. Yer çekimine karşın kanın kalbe doğru gönderilmesi, bu damarları çevreleyen bacak kaslarının kasılarak kanı pompalaması ile sağlanır. Ayrıca bacak venleri içinde bulunan ve kanın geriye kaçmasını engelleyen kapakçıklar kanın taşınmasına yardımcı olurlar. Toplardamar sistemindeki tıkanıklık veya basınç artışları, içlerindeki kanın pompalanmasını güçleştirir. Bunun sonucunda, damarların içindeki kapakçıklar işlevini yapamaz duruma gelirler ve kan geriye kaçmaya başlar. Biriken kan yüzünden cilt altındaki venler genişler ve gözle görülür hale gelir. Buna varis adı verilir. Diğer bir varis nedeni ise, derin ve yüzeysel venler arasındaki birleştirici damarların yetersizliğidir.
Varis oluşumuna katkıda bulunan diğer faktörler şunlardır: ailevi yatkınlık, uzun süre ayakta çalışılan meslekler (örn: öğretmenlik, doktorluk), yaşlılık, aşırı şişmanlık, gebelik, doğum kontrol hapları, vb.
Varisteki şikayetler
Varis hastalarının ana yakınması görüntü bozukluğudur. Hastalık ilerledikçe ağrı, yanma, halsizlik ve kramplar ortaya çıkar. Zamanla bacaklarda şişkinlik, renk değişikliği, iltihaplanma görülebilir.
Varis tanısı ve tedavisi
Varis tanısı fizik muayene ile konulur. Ancak tedavi kararını etkileyecek en önemli tanı yöntemi renkli Doppler ultrason ile yapılan muayenedir.
Yakınması fazla olmayan hastalara varis çorabı önerilir. Varis çorabı, tedavi etmez, yalnızca ilerlemeyi durdurur. Çorap sabah giyilir, yatarken çıkarılır. Terleme, kaşınma ve alerjik döküntüye yol açabilir.
Diğer tedavi yöntemleri şunlardır:
Çapı 1 mm’yi geçmeyen kılcal varis tedavisinde “deri lazeri” uygulanabilir. Soğutulan deri üzerine lazer uygulanarak genişleyen damar yumağı 1-2 seansta ortadan kaldırılır.
Çapı 5 mm’in altındaki varisler için “skleroterapi” uygun bir yöntemdir. Genişlemiş damarın içine çok ince bir iğneyle girilir ve damarı kurutan bir madde enjekte edilir. Genellikle 2-3 seansta damar kurutulur.
Daha geniş varisler için son yıllarda “endovenöz lazer” ve “endovenöz radyofrekans” uygulamaları yapılmaktadır. Her iki yöntemin de prensibi aynı olup, genişlemiş damar içine ultrason yardımıyla ince bir katater yerleştirilir ve bu katater aracılığıyla lazer veya radyofrekans enerjisi verilerek damar kurutulur. Her iki yöntem de lokal anesteziyle yapılır. İşlem 30-60 dakika sürer. Nadiren ciltte yanıklar oluşabilir. Bu tedavilerden sonra hastanede yatmak gerekmez.
Bu yöntemlerin başarısız olduğu durumlarda cerrahi tedavi yapılır. Bacakta yaraların açıldığı ileriki aşamadaki hastaların tedavisi hastaneye yatırılarak yapılmaktadır.
Varisin oluşma sebepleri
Bacakta toplanan kirli kanı, kalp ve akciğere taşıyan toplardamarlar (venler), derin ve yüzeysel olarak iki gruptur. Yer çekimine karşın kanın kalbe doğru gönderilmesi, bu damarları çevreleyen bacak kaslarının kasılarak kanı pompalaması ile sağlanır. Ayrıca bacak venleri içinde bulunan ve kanın geriye kaçmasını engelleyen kapakçıklar kanın taşınmasına yardımcı olurlar. Toplardamar sistemindeki tıkanıklık veya basınç artışları, içlerindeki kanın pompalanmasını güçleştirir. Bunun sonucunda, damarların içindeki kapakçıklar işlevini yapamaz duruma gelirler ve kan geriye kaçmaya başlar. Biriken kan yüzünden cilt altındaki venler genişler ve gözle görülür hale gelir. Buna varis adı verilir. Diğer bir varis nedeni ise, derin ve yüzeysel venler arasındaki birleştirici damarların yetersizliğidir.
Varis oluşumuna katkıda bulunan diğer faktörler şunlardır: ailevi yatkınlık, uzun süre ayakta çalışılan meslekler (örn: öğretmenlik, doktorluk), yaşlılık, aşırı şişmanlık, gebelik, doğum kontrol hapları, vb.
Varisteki şikayetler
Varis hastalarının ana yakınması görüntü bozukluğudur. Hastalık ilerledikçe ağrı, yanma, halsizlik ve kramplar ortaya çıkar. Zamanla bacaklarda şişkinlik, renk değişikliği, iltihaplanma görülebilir.
Varis tanısı ve tedavisi
Varis tanısı fizik muayene ile konulur. Ancak tedavi kararını etkileyecek en önemli tanı yöntemi renkli Doppler ultrason ile yapılan muayenedir.
Yakınması fazla olmayan hastalara varis çorabı önerilir. Varis çorabı, tedavi etmez, yalnızca ilerlemeyi durdurur. Çorap sabah giyilir, yatarken çıkarılır. Terleme, kaşınma ve alerjik döküntüye yol açabilir.
Diğer tedavi yöntemleri şunlardır:
Çapı 1 mm’yi geçmeyen kılcal varis tedavisinde “deri lazeri” uygulanabilir. Soğutulan deri üzerine lazer uygulanarak genişleyen damar yumağı 1-2 seansta ortadan kaldırılır.
Çapı 5 mm’in altındaki varisler için “skleroterapi” uygun bir yöntemdir. Genişlemiş damarın içine çok ince bir iğneyle girilir ve damarı kurutan bir madde enjekte edilir. Genellikle 2-3 seansta damar kurutulur.
Daha geniş varisler için son yıllarda “endovenöz lazer” ve “endovenöz radyofrekans” uygulamaları yapılmaktadır. Her iki yöntemin de prensibi aynı olup, genişlemiş damar içine ultrason yardımıyla ince bir katater yerleştirilir ve bu katater aracılığıyla lazer veya radyofrekans enerjisi verilerek damar kurutulur. Her iki yöntem de lokal anesteziyle yapılır. İşlem 30-60 dakika sürer. Nadiren ciltte yanıklar oluşabilir. Bu tedavilerden sonra hastanede yatmak gerekmez.
Bu yöntemlerin başarısız olduğu durumlarda cerrahi tedavi yapılır. Bacakta yaraların açıldığı ileriki aşamadaki hastaların tedavisi hastaneye yatırılarak yapılmaktadır.