Sauna Fince bir kelime olmasına rağmen sauna fikri eski çağlara dayanır. MÖ 5. yüzyılda Yunan tarihçi Heredot, İran’dan gelen göçmen topluluk İskitler’in küçük çadırları bu amaçla kullandığını belirtmiştir. Sıcak taşlar üzerinde kenevir yakarak hem kafayı buluyor hem de temizleniyorlardı. “İskitler”, diye yazıyordu Heredot, “aldıkları keyiften inlerdi.” Kuzey Amerikalı Apaçiler ise söğüt ağacından yapılan, derilerle örtülmüş terleme locaları kullanırdı. En fazla 12 kişi ısıtılmış kayaların etrafında çıplak otururdu. Kayalar düzenli olarak suyla ıslatılır, çıkan buhar hem vücudu hem de ruhu arındırırdı.
Saunanın pek çok işlevi vardır, ama vücuttaki toksinleri terleme yoluyla atma bunlardan biri değildir.
Ter yüzde 99 oranında su, az miktarda tuz ve diğer mineraller içerir. İşlevi su deriden buharlaştıkça vücudu serinletmektir, atık maddeleri dışarı atmak değil. Vücuttaki toksinlerle karaciğer ve böbrekler ilgilenir. Ya faydalı bir maddeye dönüştürür ya da boşaltımını ayarlar.
Sauna akşamdan kalmalığa da fayda sağlamaz. 15 dakika saunada kalan biri aşağı yukarı 1,5 litre kadar terler. Bu kaybı karşılayacak kadar su tüketmediğinizde terleme yolu ile su kaybınız daha da artar. Su kaybı böbreklere fazla yük bindirir, bu da alkolün vücuttan atılmasını yavaşlatır.
Sauna gözeneklerinizi açar ve derinizin temizlenmesini sağlar. Sıcaklığın 70 derecede, nem oranının yüzde 40 olduğu bir ortamda, 15 dakikalık bir seans vücut yüzeyinizin ısısını 10, iç ısısını ise 3 derece artırır. Deriye kan akışı artar, akciğerler daha çok çalışır ve oksijen alımı yüzde 20 yükselir. Bu yüzden saunaya girmek atletlerin antrenman metotlarının bir parçasıdır.
Soğuk bir duşun ardından saunaya girmek endorfin salgılayarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar ve hafif depresyonların tedavisinde kullanılabilir. Londra Tromboz Enstitüsü’ndeki bir araştırma, sauna-soğuk su kombinasyonunun hastalıklarla savaşan beyaz kan hücrelerini arttırarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini göstermiştir. Sauna ayrıca artrit ağrılarına da iyi gelebilir, Finler soğuk algınlığını tedavi edici etkisi olduğuna inanır.
Saunanın pek çok işlevi vardır, ama vücuttaki toksinleri terleme yoluyla atma bunlardan biri değildir.
Ter yüzde 99 oranında su, az miktarda tuz ve diğer mineraller içerir. İşlevi su deriden buharlaştıkça vücudu serinletmektir, atık maddeleri dışarı atmak değil. Vücuttaki toksinlerle karaciğer ve böbrekler ilgilenir. Ya faydalı bir maddeye dönüştürür ya da boşaltımını ayarlar.
Sauna akşamdan kalmalığa da fayda sağlamaz. 15 dakika saunada kalan biri aşağı yukarı 1,5 litre kadar terler. Bu kaybı karşılayacak kadar su tüketmediğinizde terleme yolu ile su kaybınız daha da artar. Su kaybı böbreklere fazla yük bindirir, bu da alkolün vücuttan atılmasını yavaşlatır.
Sauna gözeneklerinizi açar ve derinizin temizlenmesini sağlar. Sıcaklığın 70 derecede, nem oranının yüzde 40 olduğu bir ortamda, 15 dakikalık bir seans vücut yüzeyinizin ısısını 10, iç ısısını ise 3 derece artırır. Deriye kan akışı artar, akciğerler daha çok çalışır ve oksijen alımı yüzde 20 yükselir. Bu yüzden saunaya girmek atletlerin antrenman metotlarının bir parçasıdır.
Soğuk bir duşun ardından saunaya girmek endorfin salgılayarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar ve hafif depresyonların tedavisinde kullanılabilir. Londra Tromboz Enstitüsü’ndeki bir araştırma, sauna-soğuk su kombinasyonunun hastalıklarla savaşan beyaz kan hücrelerini arttırarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini göstermiştir. Sauna ayrıca artrit ağrılarına da iyi gelebilir, Finler soğuk algınlığını tedavi edici etkisi olduğuna inanır.