baş ağrısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

BAŞ AĞRINIZIN ÇÖZÜMÜ CEVİZDE

Baş ağrıları çoğu zaman dayanılmaz olabilir. Çoğu zaman bu ağrıların ilaçlarla önleneceği düşünülür fakat kullandığımız ilaçlar eklemlerdeki kıkırdağa ciddi şekilde hasar vermektedir. Anadolu’da çok uzun yıllardır biriken şifalı bitkilerle tedavi kültürü baş ağrısına da çözüm sunmaktadır.

Baş Ağrısına Ceviz ile Son Verin

Baş ağrısı birçok sebepten kaynaklanabilir. Bu sebeple, neden olduğunu tespit etmeniz gereklidir. Başınızdaki ağrı ensenizde yukarı doğru artarak geliyorsa bu durum, genellikle kolesterol yükselmesinden oluşur. Kolesterolün düşürülmesi, bu tür bir baş ağrısının giderilmesi anlamına gelmektedir.

Yapılması Gerekenler

Kolesterolün düşürülmesinde ceviz sıklıkla kullanılan bir şifalı bitkidir.

Dış kabuğunu soyduğunuz cevizleri bir bardak ılık suya koyarak yaklaşık 6-7 saat bekletiniz.

Bu işlemden sonra bardaktaki suyun rengi değişerek yoğunlaşacaktır.

Daha sonra bu suyu içerek tüketiniz.

Bu yöntemi 2 haftada bir düzenli olarak yeniden ederseniz baş ağrılarınızdan kurtulduğunuzu göreceksiniz.

Migreni Tetikleyen Faktörleri Mutlaka Okuyun

Migren en çok şiddetli baş ağrısı olarak bilinir ve bununla birlikte aslında daha pek çok belirtisi olan, karmaşık bir rahatsızlıktır. Baş ağrısı dışında ışığa, sese, kokulara karşı hassasiyet, bulantı, kusma ve görme bozuklukları gibi başka belirtilere de neden olur. Migreni olan kişiler migren atakları dışında bu belirtileri yaşamazlar. Ancak atak sırasında, karanlık bir odada birkaç saat boyunca uzanmaktan başka bir seçenek yok gibidir ve işte bu yüzden migren, pek çok kişinin kurtulmaya çalıştığı, gündelik hayatı aksatan ancak nedenleri ya da tedavisi hakkında bilimin henüz kesin olarak konuşamadığı bir hastalıktır.

Herhangi bir olay, fiziksel eylem, değişiklik ya da dış uyaran migreni başlatabilir. Bunlara tetikleyici denir. Tetikleyici kısa bir süre içinde 8 saate kadar varabilecek bir atak başlatabilir. Nelerin migren tetikleyici olduğunu belirlemek zordur. Migrene yatkın olan kişilerde hemen her şey bu sınıfa dahil olmak üzere şüpheliler listesindedir. Migreni olan kişiler başlıca tetikleyicilerin peynir, çikolata, asitli meyveler ve kırmızı şarap olduğu konusunda birleşirler.

Ancak migren, beslenmeye dikkat ederek kontrol altına alınabilecek kadar basit bir süreç değildir. Örneğin peynir bir gün migren başlatırken başka bir gün hiçbir etki yapmayabilir. Bunun nedeni, tetikleyiciler belli bir zaman içerisinde bir birikim oluşturur. Örneğin stres, yorgunluk, uykusuzluk, hormonlar, beyindeki kimyasal değişimler gibi başka tetikleyicilerin ve etkenlerin de zemin hazırlamasından sonra, bir gün bardağın taşıran damla peynir olabilir. Ama tek neden o değildir. Üstelik zaman içerisinde migren tetikleyiciler değişiklik de gösterebilir; bir tetikleyici etkisini yitirirken, yenileri ortaya çıkabilir.

Migrenin Nedenleri
Migrenin beyin kimyasallarındaki değişimlerden dolayı kaynaklandığı düşünülür. Migren atağı sırasında özellikle serotonin adlı kimyasalın seviyelerinde düşme gözlemlenir. Serotonin düzeyinin azalması beynin bir bölümündeki damarlarda kasılmaya ve daralmaya neden olabilir. Hemen sonrasında damarlar genişler ve bu durumun baş ağrısına neden olduğu düşünülür. Serotonin seviyesindeki düşüşün nedeni ise tam olarak açıklanabilmiş değildir.

Bazı bilim adamlarına göre, hormon seviyelerindeki değişimlerle migren arasında sıkı bir bağ vardır. Bazı migren hastası kadınlar, regl döneminde ortaya çıkan migren ataklarından şikayetçidir. Kadınlar adet olmadan hemen önce, östrojen hormonu seviyelerinde düşüş gözlemlenir. İlk adet gününden 2 ya da 3 gün sonra atak ortaya çıkabilir.

Migreni Tetikleyen Başlıca Faktörler

Günlük rutinde değişiklikler - uyku düzeninin bozulması ya da uzun yolculuklar gibi günlük yaşantıdaki değişiklikler bazı kişilerde migreni tetikleyebilir. Hatta tatile çıkmak gibi, gönüllü olarak yapılan ve stresten uzak bir değişiklik bile migren atağına neden olabilir.

Hafta sonu – pek çok kişi migren ataklarına hafta sonunda yakalandığını belirtir. Bunun açıklaması da, hafta içi ile hafta sonu arasında gündelik rutin arasında büyük farklılıklar olması olabilir. Sabah kalkma saatinden, yemek saatlerine, tüketilen kahve miktarına kadar pek çok şey, özellikle çalışanlar için hafta sonu değişiklik gösterir.

Stres – migren ve stres yakından ilişkilidir. Kaygı, heyecan ve şok gibi etkenler migren atağına zemin hazırlayabilir. Yine de bazı migren hastaları, stresli dönemi atlattıktan sonra migren atağının ortaya çıktığını belirtir. Stresli bir haftadan sonra, hafta sonu vücut rahatlama fırsatı bulduğunda atak görülebilir.

Uyku – çok az ya da çok fazla uyumak; kişiden kişiye değişmekle birlikte ikisi de migren tetikleyici olabilir.

Kafein – aynı gün içerisinde çok fazla kahve, kola ya da çay tüketilmesi migreni tetikleyebilir. Kahve alışkanlığı olan kişilerde ise, kafeinin aniden kesilmesi atağa neden olabilir.
Kadınlarda hormonal değişimler – kadınlarda ergenlikle birlikte başlayan ve regl döneminde tetiklenen migren ataklarına sık rastlanır. Menopoz, migren hastaları için zor dönemlerden biridir.

Çevre – hava değişimi, yüksek nem oranı, yüksek irtifa, gürültülü ortam, keskin kokular, sigara dumanı ya da titrek ışıklar migren tetikleyici olabilir.

Bilgisayar ekranı – uzun saatler boyunca bilgisayar başında oturmak migrene zemin hazırlayabilir. Migren hastaları sık sık mola vermeli, parlamayı önleyen ekranlar kullanmalı ve iyi ışıklandırılmış bir ortamda çalışmalıdır. Ayrıca bilgisayar başında doğru oturmak da kasların gerilmemesi için önemlidir. Kas gerginliği ile migren de yakından ilişkilidir.

Beslenme- yetersiz beslenme, aç kalma, şekerli atıştırmalıklarla açlığı geçiştirme gibi durumlar migrenin bilinen tetikleyicileridir. Açken düşen kan şekerinin, şekerli bir yiyecekle aniden yükseltilmesi migrene zemin hazırlar. Bazı yiyeceklerde bulunan kimyasallar da migren atağına neden olabilir. Aspartam, nitrat ve monosodyum glutamat en çok dile getirilen kimyasallardır. Yeterince su içmemenin ataklara neden olduğu kişiler de vardır.

Alkol ve peynir – şarapta bulunan tiramin maddesinin migrenle bağlantısı olduğu bilinmektedir. Aynı madde bazı peynir türlerinde de bulunur.

Fiziksel koşullar – kas gerginliği, sürekli öksürmek ya da baş yaralanmaları migreni tetikleyen fiziksel etkenler olarak bilinmektedir.

İlaçlar – uyku hapları, doğum kontrol hapları ya da bazı hormon tedavisi ilaçları migreni tetikleyebilir.

Baş Ağrısını İlaç Almadan Geçirmek İçin 10 İpucu

Türkiye’de her üç kişinden biri bas ağrısından şikayetçi. Araştırmalara göre 250 ye varan değişik baş ağrısı çeşidi var. Bugün eczanelerde hatta market ve bakkallar da baş ağrısına karşı kullanılacak çeşitli ilaçlar var. Bu ilaçların doktor gözetiminde kullanılması gerekmekte.

Peki ilaç almadan baş ağrımızı kendi kendimize tedavi etmeye çalışsak nasıl olur ? İşte size baş ağrınızı ilaçsız geçirmek için 10 ipucu :

* Çok uzun süre aç kalmak baş ağrısının sebeplerinden biridir, çünkü açlık kan şekerinizin düşmesine neden olur. Düzenli ve dengeli beslenmek ve tabi ki doğru gıda ve besinler ile beslenmek gerekir. Bol miktarda Magnezyum baş ağrılarınızın önüne geçebilir. Çok fazla yağlı ve şekerli gıda tüketimi baş ağrısının en büyük sebeplerinden biridir. Araştırmalara göre abartmadan kahve içimi baş ağrılarınızı hafifletebilir çünkü kafein kan dolaşımını dengeler.

* Sabahları baş ağrısıyla uyanıyorsanız, bu diş ve çenenizle ilgili bir sorununuz olduğunu gösterebilir. Diş ağrıları kendini baş ağrısı şeklinde hissettirebilir. Diş doktorunuzu düzenli olarak ziyaret etmeniz bu ihtimali ortadan kaldıracaktır. Ağız ve diş sağlığının düzenli bir şekilde yapılması, bu sebeple meydana gelebilecek baş ağrınızın önüne geçecektir.

* Bütün gün masa başında veya bilgisayar karşısında oturan kişilerde bel, özellikle boyun ağrıları baş ağrılarına sebep olabilir. Böyle bir sorun yaşıyorsanız fön makinanız size yardımcı olabilir. Fön makinanızı sıcak ayarına getirerek, boynunuzdan omuzlarınıza daireler çizerek bir kaç dakika masaj yapın. Yararını göreceksiniz. Ama en önemlisi masa başı veya bilgisayar karşısında doğru pozisyonda oturmalısınız.

* Çok uzun süreli uyumak, az uyumak kadar baş ağrısına sebep olacaktır. Hafta sonları düzensiz veya uzun süreli uykuların sonucunda oluşan baş ağrıları çok sık görülen bir sorundur. Uyku saati düzeninizi hafta sonları dahil bozmayın. Düzenli uyku saatleri sadece baş ağrılarınız için değil, sağlıklı bir vücut içinde size çok yararlı olacaktır.

* Farkında olmadığınız göz bozuklukları baş ağrısının sebeplerinden biridir. Kitap okurken baş ağrısı çekiyorsanız ve bazen okumakta zorlanıyorsanız bir göz doktoruna gitmenizde fayda var. Düzenli olarak göz doktoruna muayene olmak göz bozuklukları sebebiyle oluşabilecek baş ağrılarınızın önüne geçecektir.

* Her insandan fazla stres değişik belirtiler gösterir. Kimisinde mide ağrısı şeklinde, kimisinde boyun ağrısı kimisinde de baş ağrısı şeklinde kendini belli eder. Mümkün olduğunca stresten uzak durmalısınız ?

* Az su içmek kan pıhtılaşmasına sebep olur ve oksijen emilimini azaltır. Oksijen alımının azalması baş ağrılarının büyük sebeplerinden biridir. Su içmek için susamayı beklemeyin, çünkü susama hissi vücudunuzun size olan uyarısıdır. Uyarı gelmeden su tüketerek vücudunuzun su ihtiyacını karşılayın. Ortalama bir insanın günde 2 litre su tüketmesi gerekmektedir.

* Yukarıdaki madde de belirttiğimiz gibi oksijen alınımının azalması baş ağrılarının en büyük sebeplerinden biridir. Sigara içmek, sigara içilen ortamlarda bulunmak, havasız veya kirli havası bulunan yerlerde bulunmak, nefes aldığınızda yeterli oksijen almamanıza sebep olacaktır. Eğer kullanıyorsanız sigarayı bırakmalı ve yukarıda bahsettiğimiz ortamlardan uzak durmalısınız.

* Soğuk Jel kompress ile boyuna ve omuzlara yapılan masaj baş ağrılarınızı hafifletir. Önce soğuk jel kompresi şakaklarınıza, alnınıza ve omuzlarınıza birer dakika tutun sonra 3 dakika ara verin, tekrar birer dakika soğuk kompresi uygulayın. Daha sonra nane yağıyla şakaklarınıza masaj yaparsanız nefesiniz açılacaktır. Bu size dinlenmişlik hissi verecek, rahatlatacak ve kaslarınızı gevşetecektir. Eğer naneye karşı alerjiniz varsa nane yağı masajını uygulamamalısınız.

* Haftada en az 3 kez yarım saat temiz havada bisiklet sürmek veya yürüyüş yapmak baş ağrılarına iyi gelecektir.

Eğer yukarıda saydıklarımızın faydasını görmezseniz eczanelerde reçetesiz satılan ağrı kesicilerde kullanabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta ise ayda en fazla 10 adet ve 3 gün üst üste bu ağrı kesicileri kullanmamaktır. Sürekli olarak alınan ağrı kesiciler baş ağrılarınızı kronikleştirebilir.

Sinüzite Bitkisel Tedavi Önerileri

Toplumun yüzde 10’unda görülen sinüzit kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Burun tıkanması, geniz ve burun akıntısı, burundan konuşmak, koku duyusunun bozulması, sürekli nezle grip olunması ve bu sorunların kolay bir şekilde geçmemesi, özellikle çocuklarda daha fazla olan inatçı öksürmeler belirtileri olarak gösterilebilir. Sanılanın aksine akut sinüzitlerin haricinde baş ağrısı sinüzitte sık olmaz. Burada baş ağrısına neden olan iltihabı durumdan daha fazla burun içinde sinüs kanallarını etkilemekte olan diğer yapısal şartlardır.

Sinüzitten Nasıl Korunulur
Özellikle sürekli bir şekilde tekrarlamakta olan üst solunum yolları sinüzite sebep olabildiği için basit bir nezle dahi önemsenmelidir. Uzun sürebilecek burun tıkanmasına izin verilmemesi gerekir. Sigara içilmemeli, klimalı ve kirli  hava olan ortamlarda fazla kalınmamalıdır.

Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu’nun Sinüzit için Papatya Kürü:

Bir kaba yarım litre kadar su konulup, kaynatılır. Kaynamakta olan suyun içine 3 çorba kaşığı kurutulmuş kır papatyası atılır.

Daha sonra başınızı havlu veya bir bez ile örterek, bu suyun buğusuna durun. Burnunuzdan nefes alıp verin.

Bu uygulamayı 5 dakika uygulayın. 5 dakika tamamlandıktan sonra yarım saat ara verip tekrar beş dakika aynı şekilde başınızı havlu ile örterek uygulayın.

Ertesi gün aynı şekilde 5 dakika uygulayıp yarım saat ara verin ve tekrar 5 dakika uygulayın.

Akıntının gelmeye başladığı gün 3 gün ara verin.

Papatya kürünün, Sinüzit tamamen kuruyana kadar uygulanması gerekir. Papatya kürü uygulamasının yarım bırakılması halinde sinüzit tekrar edebilir.

Eşit miktarda hatmi yaprağı, altın başak, orman sarmaşığı karıştırılarak çay yapılır. 2-3 saatte bir 1 bardak içilir.

Bitkisel Tedaviler

* 1 litre suya 2 yemek kaşığı dolusu papatya eklenir. Ağır ateşte kaynamaya başlayınca ateşten alınır. Baş ve göğüs büyük bir havluyla örtülerek, 10 dakika papatya buğusu yapılır. Tedavi sonrası hemen açık havaya çıkılmaz.

* Her 3 günde bir, bir limon sıkılıp aynı miktarda su ilave edilerek gözlerden yaş gelecek şekilde buruna iyice çekilir. Bu tedaviye 1 ay kadar devam edilir.

* 1 çay bardağı suya, 1 çay kaşığı kekik yağı konulur. Bir başka fincanda fındık kadar kil eritilir. Üzerindeki duru su dökülür. Kekik yağı karışımı ile birleştirilir. İyice çalkalanır. Günde 3-4 defa burun deliklerine bir kaç damla damlatılır.

* Maydanoz ve ebegümeci beraber haşlanır. Buharı ile teneffüs edilir.

* Seyreltişmiş okaliptus yada nane yağı ile alın veya ağrıyan kısımlar ovulur.

* Taze sıkılmış ananas suyu için, sinüzite iyi gelir.

DİKKAT : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi, sadece bilgilendirmek amacı ile hazırlanmıştır. Bir sağlık profesyonelinin vereceği tavsiyelerin yerine kullanılamaz. Sizin gerçek fiziksel durumunuzu yansıtmıyor olabilir. Doktorunuza danışmadan bu sayfalardan edineceğiniz bilgileri herhangi bir rahatsızlığın teşhis veya tedavisinde kullanmayınız. Soru ve sorunlarınız için doktorunuza danışınız.