alerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

DÜNYANIN EN İLGİNÇ ALERJİLERİ

Çevremizde birçok kişinin alerjiden muzdarip olduğunu görüyoruz. Ancak aşağıda sıraladığım alerjileri belki de daha önce hiç duymadınız bile.

İşte En İlginç Alerjiler

Cep telefonları ;

Çene, yanak ve kulak boyunca kaşıntı, kırmızı şişlikler ve ağrılı kabarcıklar cep telefonu alerjisi ile oluşur. Aslında cep telefonun yapıldığı madde olan nikel bu alerjiyi sağlar. Özetle, bu alerjiye nikel alerjisi denilebilir. Cep telefonunun kullanılmasının artması, çok fazla telefon ile konuşmak bu alerjiyi tehlikeli hale getiriyor. Nikel alerjisi kadınlarda %17 ve erkeklerde ise %5 oranında görülüyor. Ayrıca bazı metal paralarda, kemer tokalarında ve kot pantolonların düğmelerinde nikel kullanılabiliyor.

Öpüşmek ;

Yakın fiziksel temas ile tükürük paylaşımı oluşur. Öpüştüğünüz kişi daha önce fıstık ezmesi veya alerjiniz olan bir gıda yemiş olabilir. Vücut hemen anafilaktik şoka girebilir. Dünyada çok fazla insan gıda alerjisi yaşamaktadır. Uzmanlar, öpüşme ile gıda alerjisinin tetiklenebileceğini söylüyor. Bu nedenle dişler fırçalanmalı ve sakız çiğnenmelidir.

Su ;

Dünyamızda bugüne kadar yaklaşık 40 kişiye su alerjisi teşhisi koyulmuştur. İnsan vücudunun %60’ı sudur. Fakat, su alerjisinde su ile temas edildiğinde ciltte kızarıklıklar ve ağrılar oluşur. Hatta boğaz şişerek solunum durabilir. Bu alerjinin ne yazık ki bir çaresi ve tedavisi yoktur. Su ihtiyacını karşılamak için bol su harici sıvı alınır.

Soğuk ;

Soğuk hava, soğuk su ile maruz kalındığında ciltte kırmızılık, şişlik ve kaşıntı oluşur. Dondurma bile alerjiyi tetikleyerek boğazda şişme yaratır. Bayılma, şok hatta ölüme bile neden olabilir. Soğuğa karşı olan alerjinin nedeni bilinmemektedir.

Isı ;

Soğuk alerjiyle paralel olarak yüksek sıcaklıklarda kaşıntı, kırmızı şişlikler oluşur. Bu reaksiyonlar, fazla egzersiz ile cildin ısınması, sıcak duşlar, saunalar ve baharatlı gıdalar yenildiğinde tetiklenir. Bu alerjinin neden olduğu konusu halen çözümlenememiştir.

Egzersiz ;

Dünyada 1000 kişi bu alerjiden müzdariptir. Egzersiz öncesi belirli yiyeceklerin yenmesi ve fiziksel zorlanma ile oluşur. Yorgunluk, kaşıntılı cilt, ürtiker ve boyun, gövde kısımlarında şişmeler egzersiz sonrası görülür. Boğulma, kusma ve kan basıncı artışı ve ölüme neden olabilir.

Dokunma ;

Dokunmaya duyarlı bir cilt üzerine elinizle bile yazı yazabilirsiniz. Sık görülen bir alerji türü değildir. Hafif bir dokunma ile birden kabarıklık, şişlik ve kaşıntı oluşur. Bu alerjinin nedeni bilim adamları tarafından halen incelenmektedir.

Modern yaşam ;

21. yüzyılla birlikte mikrodalga fırınlar, temizlik malzemeleri, yerden ısıtma, araba, bilgisayarlar sıklıkla kullanılmaya başlandı. Bazı insanlarda modern hayatın getirdiği kolaylıklar alerjilere neden olmaktadır. Belki çok tuhaf ama, fırınlara, arabalara ve otomobiller alerjisi olan pek çok insan vardır.  Ağrılı deride döküntüler, şişmiş bölgeler, göz kapağı şişmesi sıklıkla yaşanabilen bir durumdur.

PLASTİK OYUNCAKLAR ÇOCUKLARDA ALERJİYE NEDEN OLUR MU?

Alerji; vücudumuzun bağışıklık sistemini çevremizdeki (alerjen dediğimiz ) zararlı olmayan maddelere karşı verdiği aşırı reaksiyondur.

Çocuklarda Alerji
Normalde bağışıklık sistemi yabancı ve zararlı maddelere karşı vücudu korumak için çalışır. Alerjide ise verilen tepki vücuda zararlıdır. Genellikle kronik bazen de acil durumlara yol açabilir.

Alerjide başlıca hedef organlar; solunum sistemi (burun, sinüs, yutak, nefes borusu ve bronşlar), göz, mide-bağırsak sistemi ve deridir.

Belirtiler
• Kronik ve tekrarlayıcı özellik gösterir.

• Mevsimlerle ilişki söz konusudur (baharda rinit, yazın egzama sıklığı artar)

• Gün içinde de değişiklik olabilir (astımda gece atakları ön plandadır)

• Alerjen ile temas sonrası aynı belirtiler ortaya çıkar.

• Ailede benzer hastalık hikayesi vardır.

• Bazı durumlarda tetiklenir (Enfeksiyon, egzersiz, besinler, kimyasallar ve çevre kirliliği)

Alerji tablosunun ortaya çıkması için genetik yatkınlık ve çevresel etkenlerin bir arada bulunması gerekir. Bir çocuğun ebeveynlerinden biri alerjik ise kendisi için risk %45-50 iken, hem anne hem babası alerjik ise risk % 75-80'e kadar çıkar.

Çocuklardaki duyarlılık bebeklik döneminden itibaren hatta anne karnında iken başlar.
Yapılan çalışmalarda tespit edilen ilginç sonuçlar şunlardır:

• Kardeş sayısı arttıkça, alerjik hastalık sıklığı azalmaktadır.

• Gebelikler arası süre az ise (sık doğumlarda) risk azalır, süre uzadıkça risk artar.

• Gebeliğin ikinci yarısında annenin ev tozundan aşırı derecede kaçınması, çocukta 3 yaşında akar alerjisi riskini artırır.

• Gebeliğin son üç ayında, süt ve yumurtanın tamamen diyetten çıkarılması, çocukta 5 yaşında artmış yumurta alerjisi ile sonuçlanır.

• Gebeliğin son üç ayında balık yağından zengin beslenme, bebek egzaması riskinde belirgin azalma sağlar.

• Gebelikte taze sebze-meyve alımında azalma durumunda çocukta alerjik astım riski artar.

• Gebelikte sonulum yolu enfeksiyonu geçirmek, antibiyotik ve parasetamol türü ağrı kesici kullanmak ve sigara içimi çocuklarda astım ve egzamayı artırır.

Alerjik duyarlılığın oluşmasında 4 çevresel etken vardır.

1. Aşırı hijyen; çocuğun doğumdan itibaren bağışıklık sisteminin asıl uğraşacağı mikrobik etkenlerle buluşmasını engeller. Sistem zararlı olmayan maddelere karşı aşırı tepki vermeye neden olacak şekilde gelişir.

2. Beslenme özellikleri; alerjik tabloların ortaya çıkışında önemlidir; çikolata, cips, gazlı içecekler, kola, boyalı şekerlemeler, hazır bisküviler, dondurulmuş gıdalar gibi hemen hemen bütün paketlenmiş endüstriyel ürünler, içerdikleri yoğun katkı maddelerinden dolayı sindirim sisteminde ve deride alerjiyi tetiklerler.

3. İlaçlar; özellikle gereksiz antibiyotik kullanımı bağışıklık sisteminin mikrobik etkenlerle karşılaşmasını ve onlara karşı savaşmasını engeller. Aynı zamanda birçok alerjik hastalık bulgusu, enfeksiyonu taklit eder (astımlı çocuklar sürekli bronşit teşhisi alırken, alerjik nezlesi olanlar ise üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı ile sürekli antibiyotik alırlar.

4. Çevresel irritanlar; sigara, egzoz dumanı, temizlik malzemeleri, deodorantlar, oda spreyler vs.

Çocuklarda görülen alerjik hastalıklar 10 başlık altında toplanabilir.

1. Alerjik bronşial astım: Kriz halinde öksürük, hışıltı ve solunum sıkıntısı ile seyreder. Çocuk yaş grubunda görülme sıklığı %3-8 arasındadır.

2. Alerjik rinit (alerjik mevsimsel nezle): Çocuklarda en sık görülen alerjik hastalıktır. Ot, ağaç ve çiçek polenlerine bağlı olarak ortaya çıkar. İlkbaharda göz ve burunda sulanma, kaşıntı, hapşırık, geniz akıntısı şeklinde bulgu verir.

3. Atopik dermatit (bebek egzaması): Çocuklarda en erken dönemde ortaya çıkan alerjik hastalıktır. Bebeklerin ilk aylarında genellikle yüzde bazen boyunda ve kollarda kaşıntılı ve kuru lezyonlar şeklindedir. İnek sütü gibi besinlere karşı alerji bu çocuklarda sıktır.

4. Gıda alerjisi: Yine erken yaşlarda görülebilen alerjik tablolardandır. En sık inek sütü, yumurta, tahıl, fındık-fıstık gibi gıdalardan kaynaklanır.

5. İlaç alerjisi: Çocuklarda nadir görülür. Çoğu zaman antibiyotikler sonrasında ortaya çıkar.

6. Hayvan alerjisi: Kedi, köpek, kuş alerjileri gibi.

7. Böcek alerjisi: Arı, sivrisinek, hamam böceği gibi.

8. Ürtiker: Acil durum arzeden, vücudun genelinde deride farlı büyüklükte, sıcak, pembe renkli büyük döküntüler şeklindedir.

9. Anafilaksi: ölüme neden olabilecek en ciddi alerjik tablodur. Sebep genellikle ilaç, böcek veya besindir.

10. Diğer alerjik durumlar: Lateks (plastik oyuncak, balon, eldiven) alerjisi

Lateks içeren ürünlerden bazıları

* Paket lastikleri
* Elastik bandajlar
* Yara bantları
* Bulaşık eldivenleri
* Sıcak su şişeleri
* Ayakkabı cilaları
* Oyuncak balon
* Silgi
* Spor malzemeleri
* Oyuncaklar

Lateks alerjisinin belirtileri

* Döküntü
* Kaşıntı
* Şişlik
* Yüzde ani kızarıklık
* Solunum sıkıntısı
* Hızlı soluk alıp verme
* Anksiyete
* Hafızada karışıklık
* Baygınlık hissi
* Şok

ALERJİ ASTIMA YOL AÇAR MI?

Çocuğunuzun bazı şeylere alerjisi varsa önemsemenizi öneririm. Aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra, eminim bu konunun daha çok üstüne düşeceksiniz.

Her ne kadar astım ve alerji farklı durumlar da olsa birbiriyle ilişkilidir. Anne babalar çocuklarında allerjik bir durum söz konusu olduğunda, astımdan da korkmaktalar. Aslında bu korku, tamamen yersiz sayılmaz. Özellikle göz ve burunu etkileyen allerjileri olan kişilerde astım görülme olasılığı daha fazladır. Fakat allerjisi olan herkeste astım gelişmez veya astım vakalarının tamamı allerjiyle ilgili değildir. Astım hastası çocukların % 75′inde allerjiler de mevcuttur. Astımlı hastalar belli uyaranlarla ( allerjen ) karşılaştıklarında sıkıntıları artabilir.

Allerji durumunda, bağışıklık sistemi normalde zararsız olan polen, ev tozu gibi bazı maddelere aşırı reaksiyon verir. Allerjik olduğu maddeyle karşılaşınca vücut, Ig E adlı özel bir antikor üretir. Vücutta bazı reaksiyonlar oluşur ve histamin adlı madde açığa çıkar. Histamin; cilt, göz, burun, boğaz, akciğerler ve sindirim sistemindeki belirtilerden sorumludur. Akciğerlerdeki solunum yolları etkilendiğinde öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi astım belirtileri ortaya çıkar. Aynı allerjenle tekrar karşılaşınca aynı tablo tekrarlar. Allerjenler dışında; sigara dumanı, soğuk hava gibi etkenler de tetikleyici olabilir. Belirtilere yol açan etken saptanabilirse, bundan kaçınmak da mümkün olabilir. Bu nedenle doktorunuz, astım belirtilerini tetikleyen allerjenler olup olmadığını cilt veya kan testleriyle araştırmak isteyecektir.

Alerjiye En Çok Neden Olan Besinler

Besin alerjilerinin tanısı :

Tam bir tanı için yapılan testler arasında besin kaydı tutmak çok önemlidir. Bir yiyecek günlüğü tutmak ve aldığınız tüm yiyecekleri ve ilaçları yazmanız gerekir. Tek başına günlük ya da kayıt tutma yiyecek ve belirti arasındaki sebep- sonuç ilişkisini açıklamaz. Tanı için deri testleri ve kanda şüpheli besinlere karşı antikor bakılması çok yardımcı olur
Bazı durumlarda besinin diyetten tamamen çıkarılması (eliminasyon diyeti) gerekebilir.

Sıklıkla alerjiye neden olan besinler :

İnek sütü: İnek sütüne karşı alerji çocukların % 3 alerji görülmektedir. İnek sütünün içerdiği proteinden özellikle alfa laktoglobulin, kazein, sığır gamma globülin, sığır albümin, ve beta laktoglobulindir alerjik niteliktedir. Diyetinden İnek sütü çıkarıldığı da Tereyağı, tereyağı aromalı diğer yağlar, margarin , Peynir çeşitleri, yoğurt, krema, muhallebi ve benzeri besinler tüketilmemelidir.

Yumurta: Sıklıkla tüketildiği hem de birçok yiyeceğin içinde bulunduğu için yaygın bir besin alerjenidir. Yumurta beyazına karşı alerji sarısına oranla daha fazla görülmektedir.
Yumurta alerjisi özellikle bebeklikte ve erken çocukluk döneminde yaygın olarak görülmektedir. Yıllar geçtikçe etkisi azalmakta ve yetişkinlik döneminde ise tamamen
kaybolmaktadır. Yumurta alerjisinde egzama veya kaşıntı deri ve göz lezyonları görülme sıklığı diğer besin alerjenlerine kıyasla daha fazladır.

Yumurta alerjisi, yumurtanın kendisinin veya yumurta içeren yiyeceklerin alınmasından sonra, dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkan, yaygın kızarıklık, hırıltılı solunum,
kusma ve ishal ile kendini belli eder.

Yumurta akının bir yaşından önce verilmemesi, başlandığında ise yavaş yavaş arttırılması gereklidir. Alerji belirtileri ortaya çıktığında yumurtaya en az altı ay ara verilmelidir

Yumurta alerjisi olan bireyler yumurtayı ve yumurtalı besinleri diyetinden diyetlerinden çıkarmalıdır.

Balık ve kabuklu deniz ürünleri: Güçlü alerjenlerdir. Çocuklarda çoğu zaman astım veya egzamaya neden olmalarına rağmen aslında kaşıntı, deri ve gözde lezyonlar (ürtiker) ve sindirim sistemindeki alerjiden sorumludurlar. Alerjik reaksiyonlar balığın ağza alınmasından birkaç dakika sonra görülebilir. Pişmiş ya da çiğ balığın kokusunu duyma, hatta bazen balığa sadece dokunma ile birlikte bile de aşırı duyarlı bireylerde semptomlar gözlenebilir. Alerjiye sebebiyet veren balık ve deniz ürünü yendikten sonra deride kızarma, kaşıntı göz ve deride lezyonlar, sindirim siteminde; karın ağrısı, kusma, bulantı, ishal ve karında kramplar, solunum sisteminde; astım ve alerjik burun nezlesi, ve genel bir reaksiyon olarak anaflaksi gözlenebilir.

Alerjik reaksiyonlara neden olan balık ve deniz ürünlerinden bazıları şunlardır: uskumru, ton balığı, ıstakoz, morina balığı, sardalye, , kerevit, karides, yengeç, salyangoz, midye, istiridye, kalamar

Kabuklu ve yağlı kuruyemişler (fındık, fıstık gibi) : Sık görülen klinik belirtiler astım, dudaklarda ve yanak mukozasında kabarma, yutakta görülen ödem, ürtiker ve bazen de egzemadır. Bu gruptaki alerjik besinler yerfıstığı, badem, hindistancevizi, kestane, ceviz, şamfıstığı, fındıktır. Genelde etkilerini yendikleri zaman göstermelerine rağmen; badem, kestane, fındık ve yerfıstığı yağları soluma yoluyla alerjik reaksiyon oluşturabilirler. Yer fıstığı alerjisi yaşamın erken dönemlerinde kendini gösterir ve çoğu bireyde yaşam boyu sürer.

Tahıllar: Bu gruptaki diğer besinlere kıyasla buğday ve mısır daha sıklıkla görülen alerjen tipleridir. Mısır buğdaya kıyasla daha az alerjenik özelliğe sahiptir ve bu nedenle buğdaya göre daha fazla tercih edilir. Buğday ise her diyette önemli bir yere sahip olduğundan dolayı, diyetten çıkarılması oldukça zordur.

Buğday alerjisi olanlar Kepek, bulgur, Kuskus, krakerler, Nişasta, durum buğdayı ve durum unu, glüten, makarna, erişte diyetinde bulundurmaması gerekir.

Etler: Tavuk ve sığır etine karşı besin alerjisi de genelde bebeklik çağında görülür. Kuzu eti daha az alerjendir. Yakın antijenik ilişkilerden dolayı grup reaksiyonları görülebilir. Süte duyarlı hastalar, sığır etine alerjik reaksiyon gösterebildikleri gibi; yine aynı şekilde yumurta alerjisi olan bireyler de tavuk etine karşı duyarlılık gözlemlenebilir.

Meyveler, sebzeler: Sıklıkla alerjik reaksiyonlara neden olurlar. Herhangi bir meyve alerjik reaksiyona neden olabileceği için, tayin edilmesi zordur. Özellikle çocuklarda elma, armut, çilek, kavun, karpuz, kiraz, vişne, kayısı, şeftali alerjiye neden olurlar. Portakal sık tüketimi nedeniyle çocukluk döneminde semptomlara neden olabilir. Belirtiler pişmiş, konserve ya da reçelinden ziyade çiğ meyvelerin yenmesiyle ortaya çıkar. Çiğ meyvenin daha sık tüketildiği yaz aylarında ürtikerin görülme sıklığının arttığını görülmüştür.

Meyvelerde olduğu gibi sebzelerde de grup reaksiyonları gözlemlenebilir. Kabak ve domates gibi sebzeler çeşitli klinik belirtilere neden olabilirler. Çiğ sebzelere karşı alerji belirtileri gözlemlenirken, pişmiş şekillerine karşı herhangi bir reaksiyon oluşmayabilir.

Patates veya havuç gibi sebzelerin kabuğuna karşı bir duyarlılık mevcutken, yenebilir kısımlarına karşı bir belirti gözlemlenemeyebilir.

Kuru baklagiller: Özellikle bezelye, fasulye veya yerfıstığı ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Baklagillerden olan soya fasulyesi özellikle çocuklarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Protein içeriği nedeniyle birçok ticari besinde kullanılmaktadır.

Baklagiller arasında çapraz duyarlılık söz konusu olabilir ancak bireylerin birden fazla baklagille duyarlı olması nadir görülür.

Baharatlar ve çeşni vericiler: Dereotu, anason, kimyon, zencefil, kereviz tohumu, tarçın, karanfil, kişniş, hindistancevizi, hardal, karabiber, kırmızıbiber, nane, haşhaş tohumu, adaçayı, kekik ve vanilya bu tip besin alerjilerine neden olan yiyeceklerdir.

Bununla beraber baharat alerjileri çocuklarda sıklıkla görülmez, çünkü çocuklar yetişkinlere nazaran daha az baharatlı besin tüketirler.

Hardal: Kuvvetli bir alerjendir, özellikle çocuklarda astım veya ürtikere neden olurlar.
Karabiber ve Diğer baharatlardan, vanilya ve nane nadir olarak solunum sisteminde klinik belirtiler oluştururlar. Özellikle çeşitli yiyeceklerde kullanılan tarçın, nane ve hindistancevizi yağları deride ve vücudun diğer bölgelerinde geçici şişliklere neden olurlar.

Çikolata: Özellikle çocuklarda sık tüketiminden dolayı alerjik burun akıntısı, migren,
deride kızarma kaşıntı ve sindirim sistemi bozuklukları görülebilir. Semptomlar kaynağı
aynı olan çikolata ya da kakaonun tüketilmesiyle ortaya çıkabilir.

Bal : Bal nadiren alerjiye neden olur,

Bununla birlikte herhangi bir besin maddesi alerjiye yol açabilir.

DİKKAT : Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi, sadece bilgilendirmek amacı ile hazırlanmıştır. Bir sağlık profesyonelinin vereceği tavsiyelerin yerine kullanılamaz. Sizin gerçek fiziksel durumunuzu yansıtmıyor olabilir. Doktorunuza danışmadan bu sayfalardan edineceğiniz bilgileri herhangi bir rahatsızlığın teşhis veya tedavisinde kullanmayınız. Soru ve sorunlarınız için doktorunuza danışınız.