Bronz bir ten hepimizin hoşuna gider. Fakat bronzlaşayım derken zararlı güneş ışınlarına maruz kalırız. Güneşin zararlı ışınlarını en aza indirmek ve sağlıklı bronzlaşmanın yollarını bu yazımızda bulabilirsiniz melekler Çok fazla güneş ışınlarına maruz kalmak, doğal yaşlanma sürecini hızlandırıyor. cilt elastikiyetini kaybediyor, kırışıklıklar ve lekeler oluşuyor. Uzmanlar bu etkiyi hafifletmek için güneşin altında geçirilen günlerde bol bol portakal suyu içmenizi ve antioksidanlar açısından zengin besinler tüketmenizi öneriyor.
SARI SICAK IŞINLARI MASUM SANMAYIN
Bronzlaşmak için güneşin altında saatler geçirenlerin karşılaştıkları başlıca sorunlardan biri; güneş yanıklarıdır. Güneş hasarlarının, deri kanserini artırdığı da bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Vücudun, güneşten yayılan ultraviyole ışınları nedeniyle kızarıklık, kaşıntı, yara gibi reaksiyonlar vermesi ve bazen de su toplaması, güneş yanıklarının tipik bulgularıdır. Güneş yanıkları, güneş altında uzun süre kalınması nedeniyle, kısa dönemde oluşup uzun vadede hayatımızı çok ciddi şekilde etkileyebilir. Bu yanıklar, özellikle saat 11.00-15.00 arasında güneşe çıkıldığında ortaya çıkar. Melanositler, yani deriye rengini veren pigment hücreleri; güneş hasarı devam ettikçe, yani biz güneşlenmeyi sürdürdükçe fazlalaşır. Bronzlaşmanın kalıcı hale gelmesi, güneş lekelerinin oluşmaya başlamasının en önemli nedenidir.
DERİ KENDİNİ KORUR
Yılların hasarı ile artık melanositlerin sayısının artması yeterli gelmez olur. Bu durumda da, deri kendini kalınlaştırarak hücreleri koruma altına alma görevini devralır. Bu şekilde oluşan alanlar da kanser öncülü alanlar niteliği taşır.
AKILLICA BRONZLAŞIN
Birçok kişi yüksek koruma faktörü kullanırsa bronzlaşmayacağını düşünür ki bu doğru değildir. Mesela SPF 15 ya da daha yüksek faktörlü bir ürün bronzlaşmanızı değil, yanmanızı engeller. Üstelik bu şekilde daha uzun süre bronz kalırsınız, çünkü soyulmazsınız. Tatile çıkarken yanınıza farklı SPF faktörüne sahip ürünler alın. Güneşlenmeye de en yükseğiyle başlayın. Çünkü cildinizin kendini onarma mekanizması ancak 48 saat sonra harekete geçecektir ve ten renginiz koyulaştıkça da artacaktır. İlk gün SPF 30’la başlayın, sonra birkaç gün SPF 25 kullanın ve en sonunda da SPF 15’e geçin. Ayrıca, geçen yıl satın aldığınız ürünleri kullanmamanızı öneririz, çünkü zaman içinde etkisini yitiriyorlar.
PLAJ ZAMANI
Güneşlenirken dikkat etmeniz gereken en önemli unsurlardan biri zamanlamadır. Eğer 11.00-14.00 saatleri arasında güneşlenmekten kaçınırsanız, UV ışınlarının yüzde 50'sine maruz kalmamış olursunuz. Bu sayede vücut, güneş ışınlarının zarar verdiği hücreleri daha kolay iyileştirebilir. Anti-aging özelliğe sahip güneş ürünleri seçmek de akıllıca olacaktır. Güneş koruyucunuzun içinde cilt hücrelerini, DNA hasarına karşı koruyan içerikler ve UV ışınlarının zararlarını nötralize eden antioksidanlar bulunmasına özen gösterin.
ŞEHİRDE GÜNEŞ
Birçok kişinin yaptığı en büyük hata şu: Güneş koruyucuya sadece tatilde ya da deniz kenarında ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar! Oysa güneş, cildinize sadece ten renginizin koyulaşmasıyla ya da plaja gitmenizle zarar vermiyor. Yüzünüzü, güneşe bağlı yaşlanma etkilerinden korumanın en akıllıca yolu; düzenli olarak güneş koruyucu kullanmaktan geçiyor. Bu alışkanlığı edinmekte zorlanıyorsanız, hem makyaj bazı hem de güneş koruyucu yerine geçen ürünleri tercih edin.
HASARI ONARIN
Güneşe fazla maruz kaldığınızda ya da akıllı ürünler kullansanız dahi cildiniz bronz bir renk aldığında, mutlaka güneş sonrası hasarı onarmak için tasarlanmış ürünler kullanın. Kullandığınız bu ürünlerin içinde; özellikle güneş sonrası cilt hasarını onarmak üzere tasarlanmış, cilde yoğun nem veren ve hücrelerin gördüğü zararı onaran içerikler bulunmasına özen gösterin.
AKTİF MADDE ÖNEMLİ
Güneş koruyucunun SPF faktörü ne kadar yüksek olursa, o kadar etkili koruma altında olduğunuzu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Önemli olan kullandığınız ürünün içindeki aktif madde. Yapılan araştırmalar; bazı SPF 45 ve SPF 50 faktörlü kremlerin cildin renginin koyulaşmasını engellediği halde, SPF 20 faktörlü olup da içinde titanium dioxide, Parsol 1789 ve Mexoryl SX bulunanların cildi en çok koruyan ürünler olduğunu gösteriyor.
KREMİ İYİCE DAĞITIN Güneşten koruyucu kremler cilde iyi dağıtılmadıklarında, lekeli bir bronzluk ortaya çıkabilir. Bu yüzden, güneş kremini daha özenli sürün ve ürünün vücudunuza iyice nüfuz etmesine dikkat edin.
DOĞRU MİKTAR ÖNEMLİ
Doğru güneş koruyucusunu buldunuz, ama yeterli miktarda sürmediniz; bu durumda da etkin bir şekilde korunamazsınız. Normal bir kadının tüm vücudunu kaplayacak miktar, bir shot bardağının içini doldurmalıdır. Araştırmalar, bunun sadece beşte birinin sürüldüğünü gösteriyor.
DOĞRU ZAMANLAMA
Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce koruyucunuzu sürmelisiniz. Çünkü güneş koruyucuları, etkisini ancak bu sürede göstermeye başlar. Daha sonra da yaklaşık üç saatte bir güneş kreminizi tazelemelisiniz. Fazla terlemek ve sudan çıkınca kurulanmak da, güneş kreminin içindeki filtrelerin çözülmesine neden olur.
SAĞLIKLI BRONZLUK
Hafifçe bronzlaşmak ve ‘kavrulmak’ arasındaki farkı iyi anlamalısınız. Etkili bir güneş koruyucu sürdüğünüzde bile plajda geçirilen bir-iki gün sonunda ten renginiz birkaç ton koyulaşır. Cildinizin, zaman içinde oluşan bu bronzluğu tolere edebileceğini unutmayın. Bu arada tamamen güneşten kaçarak vücudunuzu, ihtiyacı olan D vitamininden de mahrum bırakmayın.
GÖZ ÇEVRESİNE DİKKAT!
Göz çevrenizdeki ince deri, güneş ışınlarına karşı; yüzünüzün diğer yerlerine göre çok daha hassastır. Bu da güneşin zararlı ışınlarına karşı çok daha savunmasız olduğu anlamına geliyor. Ama sakın güneş kreminizi göz çevrenize de sürmeye kalkmayın! Sadece bu bölge için tasarlanmış güneş koruyucular, göz çevrenizdeki erken kırışıklıklar ve elastikiyet kaybına karşı alınacak en etkili önlemdir
SARI SICAK IŞINLARI MASUM SANMAYIN
Bronzlaşmak için güneşin altında saatler geçirenlerin karşılaştıkları başlıca sorunlardan biri; güneş yanıklarıdır. Güneş hasarlarının, deri kanserini artırdığı da bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Vücudun, güneşten yayılan ultraviyole ışınları nedeniyle kızarıklık, kaşıntı, yara gibi reaksiyonlar vermesi ve bazen de su toplaması, güneş yanıklarının tipik bulgularıdır. Güneş yanıkları, güneş altında uzun süre kalınması nedeniyle, kısa dönemde oluşup uzun vadede hayatımızı çok ciddi şekilde etkileyebilir. Bu yanıklar, özellikle saat 11.00-15.00 arasında güneşe çıkıldığında ortaya çıkar. Melanositler, yani deriye rengini veren pigment hücreleri; güneş hasarı devam ettikçe, yani biz güneşlenmeyi sürdürdükçe fazlalaşır. Bronzlaşmanın kalıcı hale gelmesi, güneş lekelerinin oluşmaya başlamasının en önemli nedenidir.
DERİ KENDİNİ KORUR
Yılların hasarı ile artık melanositlerin sayısının artması yeterli gelmez olur. Bu durumda da, deri kendini kalınlaştırarak hücreleri koruma altına alma görevini devralır. Bu şekilde oluşan alanlar da kanser öncülü alanlar niteliği taşır.
AKILLICA BRONZLAŞIN
Birçok kişi yüksek koruma faktörü kullanırsa bronzlaşmayacağını düşünür ki bu doğru değildir. Mesela SPF 15 ya da daha yüksek faktörlü bir ürün bronzlaşmanızı değil, yanmanızı engeller. Üstelik bu şekilde daha uzun süre bronz kalırsınız, çünkü soyulmazsınız. Tatile çıkarken yanınıza farklı SPF faktörüne sahip ürünler alın. Güneşlenmeye de en yükseğiyle başlayın. Çünkü cildinizin kendini onarma mekanizması ancak 48 saat sonra harekete geçecektir ve ten renginiz koyulaştıkça da artacaktır. İlk gün SPF 30’la başlayın, sonra birkaç gün SPF 25 kullanın ve en sonunda da SPF 15’e geçin. Ayrıca, geçen yıl satın aldığınız ürünleri kullanmamanızı öneririz, çünkü zaman içinde etkisini yitiriyorlar.
PLAJ ZAMANI
Güneşlenirken dikkat etmeniz gereken en önemli unsurlardan biri zamanlamadır. Eğer 11.00-14.00 saatleri arasında güneşlenmekten kaçınırsanız, UV ışınlarının yüzde 50'sine maruz kalmamış olursunuz. Bu sayede vücut, güneş ışınlarının zarar verdiği hücreleri daha kolay iyileştirebilir. Anti-aging özelliğe sahip güneş ürünleri seçmek de akıllıca olacaktır. Güneş koruyucunuzun içinde cilt hücrelerini, DNA hasarına karşı koruyan içerikler ve UV ışınlarının zararlarını nötralize eden antioksidanlar bulunmasına özen gösterin.
ŞEHİRDE GÜNEŞ
Birçok kişinin yaptığı en büyük hata şu: Güneş koruyucuya sadece tatilde ya da deniz kenarında ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar! Oysa güneş, cildinize sadece ten renginizin koyulaşmasıyla ya da plaja gitmenizle zarar vermiyor. Yüzünüzü, güneşe bağlı yaşlanma etkilerinden korumanın en akıllıca yolu; düzenli olarak güneş koruyucu kullanmaktan geçiyor. Bu alışkanlığı edinmekte zorlanıyorsanız, hem makyaj bazı hem de güneş koruyucu yerine geçen ürünleri tercih edin.
HASARI ONARIN
Güneşe fazla maruz kaldığınızda ya da akıllı ürünler kullansanız dahi cildiniz bronz bir renk aldığında, mutlaka güneş sonrası hasarı onarmak için tasarlanmış ürünler kullanın. Kullandığınız bu ürünlerin içinde; özellikle güneş sonrası cilt hasarını onarmak üzere tasarlanmış, cilde yoğun nem veren ve hücrelerin gördüğü zararı onaran içerikler bulunmasına özen gösterin.
AKTİF MADDE ÖNEMLİ
Güneş koruyucunun SPF faktörü ne kadar yüksek olursa, o kadar etkili koruma altında olduğunuzu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Önemli olan kullandığınız ürünün içindeki aktif madde. Yapılan araştırmalar; bazı SPF 45 ve SPF 50 faktörlü kremlerin cildin renginin koyulaşmasını engellediği halde, SPF 20 faktörlü olup da içinde titanium dioxide, Parsol 1789 ve Mexoryl SX bulunanların cildi en çok koruyan ürünler olduğunu gösteriyor.
KREMİ İYİCE DAĞITIN Güneşten koruyucu kremler cilde iyi dağıtılmadıklarında, lekeli bir bronzluk ortaya çıkabilir. Bu yüzden, güneş kremini daha özenli sürün ve ürünün vücudunuza iyice nüfuz etmesine dikkat edin.
DOĞRU MİKTAR ÖNEMLİ
Doğru güneş koruyucusunu buldunuz, ama yeterli miktarda sürmediniz; bu durumda da etkin bir şekilde korunamazsınız. Normal bir kadının tüm vücudunu kaplayacak miktar, bir shot bardağının içini doldurmalıdır. Araştırmalar, bunun sadece beşte birinin sürüldüğünü gösteriyor.
DOĞRU ZAMANLAMA
Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce koruyucunuzu sürmelisiniz. Çünkü güneş koruyucuları, etkisini ancak bu sürede göstermeye başlar. Daha sonra da yaklaşık üç saatte bir güneş kreminizi tazelemelisiniz. Fazla terlemek ve sudan çıkınca kurulanmak da, güneş kreminin içindeki filtrelerin çözülmesine neden olur.
SAĞLIKLI BRONZLUK
Hafifçe bronzlaşmak ve ‘kavrulmak’ arasındaki farkı iyi anlamalısınız. Etkili bir güneş koruyucu sürdüğünüzde bile plajda geçirilen bir-iki gün sonunda ten renginiz birkaç ton koyulaşır. Cildinizin, zaman içinde oluşan bu bronzluğu tolere edebileceğini unutmayın. Bu arada tamamen güneşten kaçarak vücudunuzu, ihtiyacı olan D vitamininden de mahrum bırakmayın.
GÖZ ÇEVRESİNE DİKKAT!
Göz çevrenizdeki ince deri, güneş ışınlarına karşı; yüzünüzün diğer yerlerine göre çok daha hassastır. Bu da güneşin zararlı ışınlarına karşı çok daha savunmasız olduğu anlamına geliyor. Ama sakın güneş kreminizi göz çevrenize de sürmeye kalkmayın! Sadece bu bölge için tasarlanmış güneş koruyucular, göz çevrenizdeki erken kırışıklıklar ve elastikiyet kaybına karşı alınacak en etkili önlemdir
0 yorum:
Yorum Gönder