Merak etmeyin, eklem iltihabı olmaz. En kötü durumda doğru düzgün el sıkamazsınız.
Bunu da, 80′lerinde olan Californialı Dr. Donald L. Unger’ın özverili çalışmasından biliyoruz. Daha küçücük bir çocukken annesi onu uyarıp parmaklarının oynak yerlerini çıtlatmayı kesmezse ilerde ellerinde eklem iltihabı olacağını söyler. Bunun üzerine bir deney yapmaya karar veren bir deney yapmaya karar veren Unger, 60 yıl boyunca her gün sadece sol el parmaklarını çıtlatır. Vardığı ciddi sonuç parmak çıtlatmanın hiçbir ciddi etkisi olmadığıdır. Dediğine göre deneyinin sonunda gökyüzüne bakıp “Anne yanıldın, yanıldın, yanıldın” demiş. Bu çabaları sonucunda 2009 yılında Nobel ödüllerinin parodisi olan IgNobel’i kazanmıştır. Bu ödüller her yıl “bizi önce güldüren sonra da düşündüren” çalışmalara verilmektedir.
Ama parmakların oynak yerlerini çıtlatmanın hiçbir zararı yok diyemeyiz: Eklemlerin şişmesine, bağ dokunuzda iltihaplanmaya yol açabilir ve zamanla eşyaları sıkıca kayrayamamanıza neden olur.
Parmak eklemlerimiz, vücudumuzdaki birçok eklem gibi sinoviyal eklemlerdir, içlerinde synoviyal denilen, tuhaf bir sıvı vardır. Bu sıvının görevi eklemler için tampon oluşturmak ve onları yağlamaktır. Ama diğer vücut sıvılarımız gibi akışkan değildir. Koyu bir jel kıvamındadır, daha çok yumurta akına benzer (sinoviyal adı Yunanca “ile” anlamına gelen syn ile Latince “yumurta anlamına gelen ovum kelimelerinden gelir). Her eklem arasında içinde siyovinal sıvıyı muhafaza eden, zar tabakayla kapatılmış bir kapsül vardır. Kemikleri birbirinden uzaklaştırdığınızda zar tabaka gerilir. Bu da kapsülün içindeki basıncı azaltır. Sıvı boşlukları doldurmak için hareket edince karbondioksit kabarcıkları oluşur. Duyduğunuz çıtlatma sesi bu kabarcıkların patlamasının değil tam tersine oluşmasının sesidir.
Şayet çıtlamanın hemen ardından bir eklemin röntgenini çekerseniz karbondioksit kabarcığını kolaylıkla görebilirsiniz. Bu kabarcıklar sıvının içinde çözülünceye kadar parmağınızı çıtlatamazsınız. Bu da ekleminizi neden arka arkaya çıtlatamadığınızı açıklar.
Artrit, yani eklem iltihabı Yunanca arthron, yani “eklem” ile “yangılanma” anlamına gelen -itis sonekinden oluşur. Hayvanların eklemli iskeletlerinin oluşmasından beri var olan bir durumdur (bazı dinazorların bilek eklemlerinde eklem iltihabı olduğuna dair deliller vardır). İnsanlardaki eklem iltihabının ilk örneklerine ise MÖ 4.500 yılından kalma Mısır mumyalarında rastlanmaktadır.
Kireçlenmenin yüzden fazla türü vardır, her yaştan ve her türlü etnik gruptan insanı etkiler. Stresten sonra İngiltere’deki kayıp iş günlerinden sorunlu ikinci tıbbi durumdur. Ekonomiye verdiği yıllık zarar ise 5,8 milyar sterlindir. Yetişkin İngilizlerin dörtte biri her yıl aile hekimlerine eklem iltihabıyla ilintili şikayetler yüzünden başvurmaktadır.
Bunu da, 80′lerinde olan Californialı Dr. Donald L. Unger’ın özverili çalışmasından biliyoruz. Daha küçücük bir çocukken annesi onu uyarıp parmaklarının oynak yerlerini çıtlatmayı kesmezse ilerde ellerinde eklem iltihabı olacağını söyler. Bunun üzerine bir deney yapmaya karar veren bir deney yapmaya karar veren Unger, 60 yıl boyunca her gün sadece sol el parmaklarını çıtlatır. Vardığı ciddi sonuç parmak çıtlatmanın hiçbir ciddi etkisi olmadığıdır. Dediğine göre deneyinin sonunda gökyüzüne bakıp “Anne yanıldın, yanıldın, yanıldın” demiş. Bu çabaları sonucunda 2009 yılında Nobel ödüllerinin parodisi olan IgNobel’i kazanmıştır. Bu ödüller her yıl “bizi önce güldüren sonra da düşündüren” çalışmalara verilmektedir.
Ama parmakların oynak yerlerini çıtlatmanın hiçbir zararı yok diyemeyiz: Eklemlerin şişmesine, bağ dokunuzda iltihaplanmaya yol açabilir ve zamanla eşyaları sıkıca kayrayamamanıza neden olur.
Parmak eklemlerimiz, vücudumuzdaki birçok eklem gibi sinoviyal eklemlerdir, içlerinde synoviyal denilen, tuhaf bir sıvı vardır. Bu sıvının görevi eklemler için tampon oluşturmak ve onları yağlamaktır. Ama diğer vücut sıvılarımız gibi akışkan değildir. Koyu bir jel kıvamındadır, daha çok yumurta akına benzer (sinoviyal adı Yunanca “ile” anlamına gelen syn ile Latince “yumurta anlamına gelen ovum kelimelerinden gelir). Her eklem arasında içinde siyovinal sıvıyı muhafaza eden, zar tabakayla kapatılmış bir kapsül vardır. Kemikleri birbirinden uzaklaştırdığınızda zar tabaka gerilir. Bu da kapsülün içindeki basıncı azaltır. Sıvı boşlukları doldurmak için hareket edince karbondioksit kabarcıkları oluşur. Duyduğunuz çıtlatma sesi bu kabarcıkların patlamasının değil tam tersine oluşmasının sesidir.
Şayet çıtlamanın hemen ardından bir eklemin röntgenini çekerseniz karbondioksit kabarcığını kolaylıkla görebilirsiniz. Bu kabarcıklar sıvının içinde çözülünceye kadar parmağınızı çıtlatamazsınız. Bu da ekleminizi neden arka arkaya çıtlatamadığınızı açıklar.
Artrit, yani eklem iltihabı Yunanca arthron, yani “eklem” ile “yangılanma” anlamına gelen -itis sonekinden oluşur. Hayvanların eklemli iskeletlerinin oluşmasından beri var olan bir durumdur (bazı dinazorların bilek eklemlerinde eklem iltihabı olduğuna dair deliller vardır). İnsanlardaki eklem iltihabının ilk örneklerine ise MÖ 4.500 yılından kalma Mısır mumyalarında rastlanmaktadır.
Kireçlenmenin yüzden fazla türü vardır, her yaştan ve her türlü etnik gruptan insanı etkiler. Stresten sonra İngiltere’deki kayıp iş günlerinden sorunlu ikinci tıbbi durumdur. Ekonomiye verdiği yıllık zarar ise 5,8 milyar sterlindir. Yetişkin İngilizlerin dörtte biri her yıl aile hekimlerine eklem iltihabıyla ilintili şikayetler yüzünden başvurmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder