Neden Gözlerimizi Kırparız? Göz Kırpmanın Faydaları Nelerdir?
Gözlerimizi temizlemek ve göz üzerini nemlendirmek için gözlerimizi kırpıyoruz. Göz küremizin dışa bakan bölümü, gün boyunca sürekli olarak etraftaki toz partiküllerine maruz kalıyor. Göz kapaklarımız her kapandığında, gözyaşı bezlerimizden salgılanan tuzlu salgı, gözümüzü bir anlamda dezenfekte ediyor. Normal olarak, 4-6 saniyede bir gözlerimizi kırparak, bu olağan temizliği gerçekleştiriyoruz. Ancak gözlerimizde hassasiyete neden olan herhangi bir koşul söz konusuysa, örneğin dumanlı bir ortamdaysak veya gözümüze bir şey kaçmışsa, gözün kendini bir an önce temizleyebilmesi için, daha sık göz kırpabiliyoruz. Göz kırpmamız sayesinde, gözlerimizin kurumasını da önlemiş oluyoruz.
Göz kırpmanın bir diğer nedeni ise, gözlerin yabancı maddelerden korunması. Göz kapaklarımız ve hatta kirpiklerimiz, refleks olarak kapatıldığında, tozların veya daha büyük parçacıkların gözümüze girmesi önlenmiş oluyor.
Gözlerimiz sürekli okuma, dikkat yoğunlaştırma veya havada ki nemin çoğalması gibi durumlarda göz kırpmayı azaltır. Sıcaklığın artması ve ışığın çoğalmasında ise göz kırpmamız fazlalaşır.
Üç çeşit göz kırpma vardır:
* Refleks göz kırpma, gözü muhafaza eden bir tepkidir.
* Ani bir gürültü veya başa gelen bir darbe, göz kapaklarımızın kapanmasına sebep olur.
* Kendi isteğimizle de gözlerimizi kırpabiliriz.
Gözümüze bir şey kaçtığında, refleks olarak kırpmalardan daha uzun bir süre için gözlerimizi açıp kapayarak bu yabancı cismi çıkarmaya çalışırız.
Bir de irademiz dışında olan göz kırpmalar vardır ki en yaygın olanlar da bunlardır. İrademiz haricindeki göz kırpmalar, göz yaşını karıştırıp her tarafa yayarak gözü yıkar. Gözyaşı, göz kapaklarının hareketini kolaylaştıran yağlardan, ıslaklığı temin eden glikoproteinlerden, korneayı temiz tutan tuzlardan ve bakterileri hazmeden enzimlerden oluşur. Göz kırpma bir emme hareketi oluşturarak gözyaşı bezlerinden göz yaşını çeker (bu sıvı sürekli olarak, dakikada 1 litrenin milyonda biri kadar miktarda salgılanır) ve kullanılan bu göz yaşını, gözyaşı kanallarına iter. Buradan burun boşluğuna ve boğaza geçen sıvılar o kadar muntazam hareket ederler ki baş aşağı duran bir insanda bile geri gelmeyip aynı yolu takip ederler. Gözyaşı kanalları tıkalı olanlar ise her zaman ağlıyor gözükürler.
İnsanlar dakikada yaklaşık 24 defa göz kırparlar (kediler ve köpekler ise sadece 2 defa). Bu nispet, ruhî durumumuza göre değişiklik gösterir. Sıkıldığımızda veya yorulduğumuzda daha sık göz kırparız. Dikkat isteyen işler yaparken (araba kullanmak gibi) bu sayı dakikada 15'e düşer.
Her bir göz kırpma süresi, sadece 200 milisaniyedir (saniyenin beşte biri). Araba kullanma süresi arttıkça göz kırpma sayısı da artar. Bir saat direksiyon başında duran bir sürücü dakikada 40 defa göz kırpmaya başlar ve herbir göz kırpma süresi de başlangıçtaki sürenin üç katına çıkar.
Göz kırpmanın beynin fonksiyonunu yansıttığı, çocuklardaki gelişme takip edilerek de görülebilir. İki aylık bebekler dakikada ancak bir defa göz kırparlar. 5 ila 10 yaşlarında bu sayı 6'ya çıkar. 20 yaşında ise dakikada 24'le zirveye ulaşan bu sayı, normalde ömür boyu değişmeden kalır.
Gözlerimizi temizlemek ve göz üzerini nemlendirmek için gözlerimizi kırpıyoruz. Göz küremizin dışa bakan bölümü, gün boyunca sürekli olarak etraftaki toz partiküllerine maruz kalıyor. Göz kapaklarımız her kapandığında, gözyaşı bezlerimizden salgılanan tuzlu salgı, gözümüzü bir anlamda dezenfekte ediyor. Normal olarak, 4-6 saniyede bir gözlerimizi kırparak, bu olağan temizliği gerçekleştiriyoruz. Ancak gözlerimizde hassasiyete neden olan herhangi bir koşul söz konusuysa, örneğin dumanlı bir ortamdaysak veya gözümüze bir şey kaçmışsa, gözün kendini bir an önce temizleyebilmesi için, daha sık göz kırpabiliyoruz. Göz kırpmamız sayesinde, gözlerimizin kurumasını da önlemiş oluyoruz.
Göz kırpmanın bir diğer nedeni ise, gözlerin yabancı maddelerden korunması. Göz kapaklarımız ve hatta kirpiklerimiz, refleks olarak kapatıldığında, tozların veya daha büyük parçacıkların gözümüze girmesi önlenmiş oluyor.
Gözlerimiz sürekli okuma, dikkat yoğunlaştırma veya havada ki nemin çoğalması gibi durumlarda göz kırpmayı azaltır. Sıcaklığın artması ve ışığın çoğalmasında ise göz kırpmamız fazlalaşır.
Üç çeşit göz kırpma vardır:
* Refleks göz kırpma, gözü muhafaza eden bir tepkidir.
* Ani bir gürültü veya başa gelen bir darbe, göz kapaklarımızın kapanmasına sebep olur.
* Kendi isteğimizle de gözlerimizi kırpabiliriz.
Gözümüze bir şey kaçtığında, refleks olarak kırpmalardan daha uzun bir süre için gözlerimizi açıp kapayarak bu yabancı cismi çıkarmaya çalışırız.
Bir de irademiz dışında olan göz kırpmalar vardır ki en yaygın olanlar da bunlardır. İrademiz haricindeki göz kırpmalar, göz yaşını karıştırıp her tarafa yayarak gözü yıkar. Gözyaşı, göz kapaklarının hareketini kolaylaştıran yağlardan, ıslaklığı temin eden glikoproteinlerden, korneayı temiz tutan tuzlardan ve bakterileri hazmeden enzimlerden oluşur. Göz kırpma bir emme hareketi oluşturarak gözyaşı bezlerinden göz yaşını çeker (bu sıvı sürekli olarak, dakikada 1 litrenin milyonda biri kadar miktarda salgılanır) ve kullanılan bu göz yaşını, gözyaşı kanallarına iter. Buradan burun boşluğuna ve boğaza geçen sıvılar o kadar muntazam hareket ederler ki baş aşağı duran bir insanda bile geri gelmeyip aynı yolu takip ederler. Gözyaşı kanalları tıkalı olanlar ise her zaman ağlıyor gözükürler.
İnsanlar dakikada yaklaşık 24 defa göz kırparlar (kediler ve köpekler ise sadece 2 defa). Bu nispet, ruhî durumumuza göre değişiklik gösterir. Sıkıldığımızda veya yorulduğumuzda daha sık göz kırparız. Dikkat isteyen işler yaparken (araba kullanmak gibi) bu sayı dakikada 15'e düşer.
Her bir göz kırpma süresi, sadece 200 milisaniyedir (saniyenin beşte biri). Araba kullanma süresi arttıkça göz kırpma sayısı da artar. Bir saat direksiyon başında duran bir sürücü dakikada 40 defa göz kırpmaya başlar ve herbir göz kırpma süresi de başlangıçtaki sürenin üç katına çıkar.
Göz kırpmanın beynin fonksiyonunu yansıttığı, çocuklardaki gelişme takip edilerek de görülebilir. İki aylık bebekler dakikada ancak bir defa göz kırparlar. 5 ila 10 yaşlarında bu sayı 6'ya çıkar. 20 yaşında ise dakikada 24'le zirveye ulaşan bu sayı, normalde ömür boyu değişmeden kalır.
0 yorum:
Yorum Gönder